BAŞLIK: MEB KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK TEKLİ

değerli hocalarım ve değerli arkadaşlarım;

aristokrat edasındaki gereksiz tartışmalara gerek yok...

bu KDS öyle ya da böyle gelecek, yok dernek şöyle yok böyle yok bişey yapar yapamaz. bana göre 'yapabileceği' tek şey engelli öğrencilerin 8 saat bireysel dersini 12 saate çıkarmak veya buna izin çıkmıyorsa öğrenci başına verilen ücreti arttırmak için mücadele etmesi doğru olacaktır.

kds mantığı gelmeyen öğrenciye dersi yazılmasını engellemektir. bunda gelen öğrencinin veya kurumun yaşayacağı sıkıntılar göz önüne alınmamaktadır. öğrenci için oluşacak olumsuz etkilerini müsteşarlık kısaca 'zor bir sistem ama haksız kazancın önüne geçmeliyiz' diye benzeri kısa bir açıklama yaptığı malumunuzdur.

kds gelecek bize aylık en az ekstra 10-15 bin yakıt ve 7000 tl cihaz+network masrafı 500 tl yi nasıl sıkıntısız atlatacak olmamızdır.

korkmayın gelsin. en azından iş yapan ve yapmayan (şimdi bikaç kişi hemen cephe alacak ama) ayrılsın ve kurumda 70 öğrenciye ders veren ve yapılan şikayetlere rağmen 300 kişiye fatura yazanların artık sonu olsun.

sürekli kurum satışı var. sizce neden??

hepsi demiyorum illa ki sektör değiştirmek isteyen veya sağlık vb. nedenlerle kurumunu devretmek isteyenler de var elbet.
ama devretmek isteyenlerin çoğu biliyor ki 300 öğrenciye artık fatura kesemeyecek ve bir an önce satarsa 300 öğrencili kurum satıyor olacak.

arkadaşlar;
naçizane önerim, 'kds' geliyor. gelecek ve gelmemesi için uğraşmak boşadır

kds nin getireceği 'en azından' mali sıkıntıları azaltmak için mücadele edilmesi gerektiğidir.

saygılarımla

waramiral: korkmayın gelsin. en azından iş yapan ve yapmayan (şimdi bikaç kişi hemen cephe alacak ama) ayrılsın ve kurumda 70 öğrenciye ders veren ve yapılan şikayetlere rağmen 300 kişiye fatura yazanların artık sonu olsun.

sürekli kurum satışı var. sizce neden??

KONU BU KADAR NET VE BASİT, ALKIŞLIYORUM!

Kendini önce pilot ildeyim diye tanıtıp ahkam kesen, sonra yalanı çıkınca ironi yaptım diyen herşeyi bilen kişi.

Bir sürü saçmalığı ironi ile açıklayan.

Oturduğu yerden (o da galiba Kütahya imiş) hem göbeğini kaşıyor hem her konuda ahkam kesiyor.

Maşallah her şeyi biliyor. Herkesi tanıyor. Herkesi itham altında bırakıyor.

Senden çok var. Her yerdeler. Sorun yok.

Bilgiçliğe devam et. Hiç bir şey bilmeden.

Kafana göre takıl. Ama az ötede oyna...


Not: Geçen gün bu kurum satışlarında aracılık yapan bir arkadaşım İstanbul-Anadolu yakasında kurum devreden kimse olmayışını hayretle anlatıyordu. Son dönemde şahsen çok iyi teklifler aldım. Yani bu teoriniz biraz sıkıntılı gibi...

Öyle ya da böyle bu işin ucu sonuçta velinin cebine dokunacaktır.

Bizim planımız ne? Ders planını yapacağız. Veliye bildireceğiz. Geldiği seansları devlet ödeyecek, gelmediği seansları, ilan edilen bedel üzerinden veli ödeyecek. Ödemeyenle de ilişkimizi keseceğiz. İşte bu!

Ne SSK'nın ne de devletin ödeme yapmadığı dönemlerde de yaptık biz bu işi. Yine yaparız. İhtiyacı olan nasıl olsa gelecek. Bu hizmeti "olursa olur, olmazsa da olur bir aksesuar" olarak görenler cayacak, gelmeyecek. Bir şey olmaz.

Çok kısa bir sürede uyum sağlarız, karlılığımız da, işletme rasyolarımız da pozitif olarak etkilenir.

Enseyi karartmayalım.

Herkese sabır ve kolaylıklar dileyerek...

sayın tartanç bari siz yapmayın

daha bundan bir kaç yıl önce bazı beceriksizlikler üzerine; Ankara da toplanalım diyen siz değilmiydiniz.

benim eleştirim açık, hükümet, bürokrasi, bunun ile ilişik dernek... siyaset yapmıyorum... bu sistemi getiren sanırım "uzaylılar" değil...

sert olduysa, olmuştur... daha sert eleştirdiğinizi hatırlarım...

göbek, oturduğu yerden, bilgiçlik falan hikayesi; "güneşi balçık ile sıvamaya" benziyor...

bende artık gelsin bu sistem diyorum, çünkü bıktık...

birde; gerçekten Kütahya ile hiç bir ilşkim yok...

ironi meselesine gelince; en başta yazdım. sayın tartanç bari siz yapmayın

“Beklenen gün gelecekse, çekilen çile kutsaldır.” Victor Hugo

bildiğim kurumlardan birinden örnek vereyim. 250 öğrencisi olan ve her öğrencisi devamlı olan bir kurum düşünün.(bu arada bu kurum aldığı ödenekten velilerin faturalarını ödüyor, aylık anlaşmalarına göre 50-100 lira harçlığını veriyor. bu şekilde pek çok öğrenci çaldılar)ufacık binada ortalık ana baba günü ama ders yapan yok. damar tanıma geldiğinde yapılan üç beş derste yapılamayacak ve bütün vakit o el okutmakla geçecek.

ne oldu hala kötü kurumlar ayıklanacak sanıyorsunuz değil mi?
ben size söyleyeyim arkadaşlar. hükümetin derdi eğitim kalitesi falan değil. masraflarımı nasıl kısarım derdindeler.
bir arkadaş yazmış ya 12 saate çıkarılsın ya ücrete zam yapılsın diye.
vereceğimiz seans 12 ye çıkınca ücretin de artacağını mı sanıyorsunuz? öğretmenin en zor bulunduğu dönemde 6 seansı 8 seansa çıkardılar ve ücret sabit kaldı yani durup dururken kimseye sormadan kurumlara %25 iş yükü dayatıldı.

hala bu kadar iyimser olaya bakan arkadaşlara imreniyorum doğrusu.

Sayın Cem Kılınç;

Genel olarak toplumsal olarak yaşayarak dahi öğrenemiyoruz.

Bir konuda bilgisi olmayan kişilerin o konu ile ilgili muhteşem! fikirleri mevcut.

Değişik formlarda bazen aileler bazen çalışanlar bu sistemi destekliyor. Bilmiyorlar ki bu sistem onlarında zararına...

Çok önceden de yazmıştım gerçi yine yazayım.Sistemden sonra;

Kurum sayısı birleşme ve kapanma nedeniyle azalacak.

Değişik nedenlerden dolayı bir kısım çocuk eğitim hakkından mahrum kalabilecek,

Bir eğitimci bir forumda yazmış 3750 maaştan aşağıya çalışmam diye. Bu tür eğitimciler! evlerinden çıkamayacak.Bu maaşları rüyasında dahi göremeyecek.

İlçesel ve ilsel anlamda dayanışma artacak.İşbirliği artacak.

Grupların modül sistemi saçmalığı nedeniyle kurumların zararı çok artacak.Devam-devamsızlık ötesi bir durum.

Kötü kurum yine kötü olmaya devam edecek.Değişecek bir şey olmayacak.

Telafi hakkının geniş tutulmaması durumunda sektör süreç içinde bitme noktasına gelecek...

................................................................................