BAŞLIK: Yeni yönetmelik çalışmaları

daha iyi hizmet önce vicdan sonra parayla olur. Devlet 63.625 veriyorsa bu yetkililerin ayıbıdır. Biz bu ayıbı yüzlerine vurunca bir şey değişmiyor ama vazgeçtiğimiz nokta, bittiğimiz noktadır.

Olayı sadece devlete bırakalım demiyorum. Biz ortak olanları saymazsak 2000 küsür (kurucu olarak) kişiyiz. Gereken mücadeleyi verelim. sadece devlete bırakırsak denetimler ortada. kimin para kazanıp kazanmadığını da anlamak için evliya olmaya gerek yok.

vicdan olayını daha önceki yazımda kısaca anlattım ve zaten bildiğiniz bişey için gerek de duymuyorum.

Para kısmına değişik bir örnek verelim;

B.E.D.E.P in gerekli alet ve materyaller olarak tahtadan ortaçağ da kalmış malzemelerini belirttiğini ve en sonunda da teknolojik gelişmelere uygun alet ve materyaller dediğini biliyor musunuz?

Bu teknolojik gelişim demek nedir? kimine göre yürüyüş bandı kimine göre hoparlör sistemi kimine göre de en iyi aletler.
Para işte bunun gibi bir olayda devreye girer eğitim konusunda.
Biz kurum sahiplerine düşen en önemli görev en iyi eğitim öğretim ortamını uzman öğreticiye veya öğretmene sağlamaktır.

Şayet kurumu çevirecek parayı vermiyorsa devlet;

'Hak verilmez Alınır' mantığıyla gerekeni yapmadığımız için tek suçlu biziz.

Saygılarımla

Biz belirleyelim o zaman kendimizce bir ücret.

100 öğrencisi bulunan bir kurum için hesap yapalım.
bu öğrenci sayısı için en az 5 eğitimci 1 müdür 1 rehber öğretmen 3 şoför 3 hostes 2 usta öğretici dersek 15 kişi yapıyor. Hadi genelde olduğu gibi hepsine de asgari ücretten sigorta yapalım. Yerimiz de kiralık.

Herhangi bir öğretmen veya fizyoterapistin maaşını 3000 tl olarak hesaplayalım ve her biri 160 ders saatine giriyor diyelim.
3000/160 = 18.75 tl ders saatinden düşen pay.

kira ortalama bir binanın aylık kirası 4000 diyelim.
sigorta gideri aylık 9000 diyelim
Maliye gideri olarak da giderler düşünce 3000 diyelim
Yakıt (benzin vs.) servis masrafları yemek diğer giderlere de 12000 diyelim.

120 öğrencide kdv hariç 61080 (grup hariç) tl
ücret alıyoruz.

20000 eğitimciler ve müdür diyelim.
14000 diğer personel diyelim.

62000 tl gider var.
grup eğitimi de verebilirsek (Ulu RAM uygun görmüşse tabi) kalırsa, kalan da bize yeter herhalde!

yazdığım giderler bulunulan yere, bölgeye göre fazla da olabilir az da. ama genel olarak kurum sahipleri ne yapacak haliyle giderleri kısmak için mücadele edecek. ilk gider nedir? maaş. bu defa personel huzursuz. yakıtı kessek öğrenciler nasıl gelecek(kendi imkanlarıyla gelemiyorsa?) dolayısıyla sistem yürümez. nereden neyi kısacağız.Sigortasız personel mi çalıştıracağız. vs. vs. vs.

O zaman ders saati en az 100 tl olmalıdır ki personel gerçek maaşının karşılığıyla sigortalı olur, servisler düzenli çalışsın. vb. vb. herkes mutlu olsun.

Yine çok mu kazanıyoruz? hayır tabi ki.

Gelelim eğitim kısmına;
ders saatleri bireysel en az 20 olmalı ki daha verimli bir eğitim olmalı. aynı öğrenci sayısına daha fazla personel istihdam edilsin. vs. vs.

kısacası aç gözlülüğü saymazsak herşey daha iyi olacaktır. rekabet eğitim için olur. Elbette ki sorunlar yine olacaktır ama sizce daha iyi olmaz mı?

Saygılarımla

Çok güzel bir konu başlığı ve harika paylaşımlar..

Birileri Eğitim Kalitesi birileri ise Sağlayabilmek için ücretlerin yetersizliğinden bahsetmiş.

Ne icmal.. Ne damar tarama.. Ne dernek üyeliği.. Ne beden eğitimi öğretmenleri.. Ne kurslar..

Zaten hayatları zor olan bu çocuklara böyle eğitim kurumları lazım.

Dernek kursanız, 500 Tl aidatla ilk üyenizim.

İyi çalışmalar..

MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör imzasıyla Genel Müdürlüğe bağlı zihinsel, otistik, ortopedik, görme, işitme, davranış bozukluğu, hiperaktivite gibi engeli bulunan öğrencilerin eğitim gördüğü okul ve kurumlara yollanan yazıda, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin 91’inci maddesine göre genel bütçeden karşılanan öğle yemeği ücretinin maliyetli olduğu savunuldu. Okullara maliyeti indirme talimatı veren MEB, belediye, aşevi, vakıf, dernek gibi kuruluşlar ve “hayırseverlerden” alınan bağış ve hibelerle yemek hizmetinin karşılanması talimatı verdi.

Kaynak israfını önlemek

MEB kurumlara yolladığı yazısında engelli öğrenciler için özel eğitim veren okul ve kurumların öğle yemeği için bağış ve hibe toplanması kararını “Kaynak israfını önlemek” gerekçesiyle savundu. Kaynak israfının yanı sıra “Bürokrasinin azaltılması” ve “Uygulamada birlik ve beraberliğin sağlanması” gibi gerekçeleri de ileri süren MEB, önümüzdeki yıl kurumlara yemek hizmeti ile ilgili belirten hususların dikkate alınmasını bildirdi.

Bu haber doğru mu acaba?

Yeni yönetmelik çalışmaları ne durumda acaba ?

Diğer Arkadaşlar iznizle;

Sn Egemenege: Derneklere üyelikte zorunluluk diye kavram yoktur..İsteyen girer/çıkar/tekrar girer/tekrar çıkar birey hür iradesi ile karar verir.Sizin söylem tarzı ile bu insanları kazanacağınıza ötekileştiriyorsunuz.Ayrıca internet ortamında yığınla bilgi var.Dernek bilgi mi üretiyor ki? Siz haberi bilgi diye düşünüyorsanız o ayrı.

Sana kısa bir anekdot anlatayım:Yıllardan 2010 yılı Bütçe uygulama tebliği ile ders sayısının 6 dan 8 e çıkarıılması hadisesi neticesinde ders birim saat üçreti 50.250 den 38,875 tl düşürüldüğü tarih.İstanbul dan Ankaraya gittim her iki dernekle ile görüştüm.Hukuki anlamda birlikte kafa yorup birşeyler yapabilirmiyiz ve hangi derneğe üye olacağıma daha net karar verebilmek için.Sonuç olarak hukuki anlamda bir yere o zamanki dernekle varılmadı.Derneğe üye olmayada beni cezbetecek bir atmosferde göremedim vede Dernek anasözleşmesininde görmedim.kısaca üye olmdaım.Hukuki olan kısmında ise 2010/2011/2012/2013/2014 yıllarına ilişkin bütçe uygulama tebliğlerine Avukatımla birlikte Danıştayda dava açtım.(Not Av ve diğer masraflar tarafımdan karşılandı)Bu esnda derneklerdende bu davalara müdahil olmalarını telefonla istedim.Belki buradanda müdahil olmalarını önerdim.Kimse Müdahil olmadı.Özgür iradeleridir.olabilir.

Gelelim Senin Kan emici diye başlayan yazılarına.Böyle yazılarınla;Bilip bilmdeiğin insanlara ulu orta yazılacak bir yazın olmamalıydı.Bu yazını tekrar düzenleyp burada yazıp yayınlamanı öneriyotum size...

Yaşar Gürbü<

Dernek üyesi olsun olmasın herkes görüşlerini paylaşıyor ve paylaşmakta da özgür. Emin olun kimse yerime dernek mücadele etsin diye beklemiyor, aslında bişeyler başarsın ki biz de gücüne güç katalım diyor. ayda 50 tl den korkan zaten bu sektöre girmez.

Sn. Anaeli nin dediği gibi amaç bilgi paylaşmak olmalı, haber veya duyuru paylaşmak değil.

Ha bu arada ocak da bitiyor nerede kaldı bu yeni yönetmelik bilgisi olan var mı?

Geliyorsa gelsin kota olayı ne olacaksa olsun ki ona göre pozisyon alalım.

Saygılarımla

sayın anaeli; öncelikle bu sektör için verdiğiniz mücadele için teşekkür ederim...

herkes derneklerden birine tabiki üye olmak zorunda değil... vakıflar kendi pozisyonunu belirler, bazı dernekler kendi pozisyonlarını belirler, sizin gibi bu alana duyarlı kişiler pozisyonunu belirler... karşı çıktığım şeyler bunlar değil...

temmuz'da yazdığım bir yoruma ocak ayında cevap vermenize ayrıca sevindim... sektörün hafızası benim için çok değerli, bunu bana hatırlattığınız için ayrıca teşekkür ederim...

bu sekktörün yaklaşık 20 yıllık bir üyesi olarak... SHÇEK, MEB, 2007 genelgesi,8 seans ve neredeyse sıfır zam, BKDS, vb. vb. vb. birçok şeyi görmüş biri olarak; katılırsınız yada katılmazsınız: bu konularda akıl yürütmüşsünüzdür yada yürütmemişsinizdir; bu konularda hukuki yada siyasi, yada; vb, vb, vb, bazı adımlar atmışsınıozdır: hepsine saygı duyarım... keşke herhangibi bir derneğe üye olmamayı herkes gibi güzelce açıklasa...

öncelikle; bir dernek "neferi" falan değilim...

buna ne zamanım var ne de bütçem var...

ama bir derneğe üyeyim, zamanım ve bütçemide buna göre ayarlıytorum...

temmuz ayında yazdığım yazı; bir hedef grubuna göredir... itici gelebir, yada birilerini teşvik edeci gelebilir... siz öyle düşünüyorsanız, değiştirmek için ne yapabilirim; üstüne düşünebilirim...

ama bir kaç gerçekliği gözden kaçırmayacığım....

alanımızı temsil eden iki dernek bile; bir "federasyon" çalışması içine girdi... olur yada olmaz bence bu bile "güzel" adım...

ikimcisi; yönetmelik çalışmalrında bir sürü fikir ayrılığı olmasına rağmen; MEB: iki derneğin Genel Başkam ve Yardımcılarıyla, Antalyada görüştü... sonuç kimileri için olumlu olur yada olmaz... ama belirledikleri muhattaplar, bir temsil yeteneğine sahip oldukları için belirlenmiştir...

doğrudur-yanlıştır yazdıklarınıza saygı duyuyorom... ama artık bu sitede yazmak istemayen birine, temmuzdan kalan cevapları vermek istemiyorum...
ayrıca yeni yönetmelik neden çıkmıyor, tartışma konuları neler vb. konuda bazı bilgilere sahibim... telefon numaranızı yazarsanız sizi arayabilirim....