etikgrup arkadaşım,
Konunun büyük şehirlerle hiç ilgisi yok. Pilot illerin öncelikle küçük şehirlerden seçileceği çok önceden belliydi. Bakın pilot olarak Ankara seçilse, sadece merkezde 200 civarında kurum var. Bunların hepsine bir anda nasıl sistem kursunlar?
Yani işin o kısmı sizin komplo teorinize pek uygun değil. Sadece uygulamayla ilgili bir tercih.
Diğer kısmına gelince... Bakanlıkta görüştüğünüz kişilerin "kimse şikayetçi değil" şeklinde bir söylem kullanması hiç şaşırtıcı değil. Bunu benzer ifadeleri daha önce de defalarca gördük. Nasıl kimse şikayetçi olmaz! Hadi bireysel şikayetleri bir tarafa bırakalım, açılmış davalar var... Uygulamaya başlandıktan sonra derneklerin hazırladığı raporlar var. Bu raporlar postayla gönderilmedi, bizzat gidip oradaki yetkililere anlatıldı.
Yani, "görmedik, duymadık" demekle olmuyor bu işler. Daha çok duymazdan gelme durumu var.
*******************
Sevgili tartanc'ın asparagas olabilir (!) tabir ettiği haberin gerçek olma ihtimali vardır muhakkak. Ancak; biz kökenini Osmanlıdan alan bir devlet bürokrasisine sahibiz. Bu bürokraside akıl değil, mevzuat konuşur. Devletin 10 milyar dolar zarar ettiği kesin bile olsa, buradan tasarruf edilecek 10.000TL için hepsi göze alınabilir. Göze almak bir yana, demiri kesecek güçte bir emir gelmediği sürece hiç kimse kolay kolay mevcut bir sistemi bozmaya cesaret edemez.
Bana göre bu işin çözümü 2 noktada yatıyor. Ya yukarılardan gelecek kesin bir talimat, ya da mahkemenin bozma kararı. Açıkcası, ilgili genel müdürlüklerin böyle stratejik bir konuda kendi inisiyatifleriyle karar verip, risk alıp bundan vazgeçeceklerini hiç düşünmüyorum. Belki bir miktar sistemi uygulanabilir hale getirecek çabaları olabilir. Ama tümden vazgeçilmesi mi? Hiç sanmıyorum.