Değerli arkadaşlar,
İçinde engellilerin olduğu her konuya hassasiyetle yaklaşmanızı anlıyorum. Ancak bahsi geçen yasa "engelliler" yasası değil, "65 yaşını geçmiş muhtaç, güçsüz, kimsesiz kimselere aylık bağlanması" hakkında kanundur. Bu yasanın kapsamı genişletilerek içine herhangi bir geliri olmayan engelliler de sonradan dahil edilmiştir.
Yani maaşı kesilecek, geri istenecek veya başka yaptırımlara uğrayacak kişilerin tümü "eğitime muhtaç engelliler" değildir.
Sosyal bir devletin, her zaman muhtaç kimselere sahip çıkması gerektiğini düşünürüm. Bunu da her platformda savunurum. Ancak sosyal devlet olmanın sorumluluklarını bizim bir sektör olarak üstlenmemizin doğru olmadığını düşünüyorum.
Devletin sosyal politikalarını biz yönetmiyoruz. Söz hakkımız bile yok. Kamu kuruluşu, dernek veya vakıf değiliz. Kaldı ki, eğitim için yapılan ödemeler MEB'e yetkilendirilmişken, engelli aylıkları Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığına, daha da ötesi Sosyal Yardımlaşma Vakfına bırakılmıştır.
Bizin bu konuyu tartışmamızın bir getirisi olacağı kanısında değilim.
2022 maaşları Yeşil Kart benzeri bir uygulamadır. Suistimale açıktır ve bizim mevzuatımızda olduğu gibi yapboz haline getirilerek yıllar içerisinde defalarca değiştirilerek her seferinde başka sorunlara yol açmıştır.
Bizim bu konuya nasıl müdahil olabileceğimizi düşündüğünüzü anlayamıyorum. İşin teorisinde "engellilere maaş ödenmesi iyidir" demekle, hukuki muhatab olmak farklı şeylerdir. Bu noktada bizim katkı sunabileceğimiz tek konu velilerimizi konuyla ilgili bilgilendirme, bilinçlendirmedir.
Ayrıca, engellilerin her sorunu bizim sorunumuzdur gibi bir anlayışı da doğru bulmuyorum. Bizim öyle bir yükümlülüğümüz, görevimiz veya sorumluluğumuz yok.
Yetkimiz zaten yok.