cheff yazan:
Ayrica velilerin boyle bir olusumda olmasindan neden korkuyorsunuz. Insan ekmek yedigi bir cogunluktan neden korksun.
Fikir teatisi olması bakımından; Elbette ne velilerimizden ne de eğitimcilerimizden korkmuyoruz. Benim söylediğim şey, bu grupların farklı çıkarları olacağıdır. Farklı çıkarlar farklı öncelikler getirir ve bu öncelikler kitleyi farklı yönlere çekiştirir.
Bunu daha somut hale getirmek gerekirse; Özellikle sosyal medyada benim takip ettiğim, zaman zaman sohbet ettiğim velilerin talepleri;
- Ücretsiz servis
- Haftanın her günü eğitim,
- Fark vs. hiç bir ücret ödememek
- Ücretsiz yemek verilmesi
- Her türlü hizmetin, hatta nispeten lüks sayılabilecek hizmetlerin bile sunulması,
- Tüm eğitimleri mümkünse özel eğitim profesörlerinin vermesi
vs. vs. diye gidiyor.
Kurumların beklentileri ise;
- Daha iyi çalışma şartları
- Daha esnek mevzuat
- Daha iyi ücret ödenmesi
vs. vs. gibi gidiyor.
Burada amaçların birleştiği yönler olmakla birlikte çatıştığı yerler de bolca var. Örneğin kalkıp bakanlığa gidiyorsunuz, siz diyorsunuz ki seans ücretleri arttırılsın, veli diyor ki daha çok seans eğitim verilsin.
Sonuç ne oluyor? 2009'da olduğu gibi seans sayısı arttırılıp ücret aynı bırakılıyor. Ha, denilebilir ki, "efendim hem seans artsın, hem de ona göre ücret ödensin." Ama burası Türkiye... öyle şeyler olmuyor.
Bakın geçtiğimiz yıllarda fark ücreti alınması engellendi, servis ücreti alınması engellendi, hatta servis koymak bile son aşamada engellendi. Fark ücreti, servis ücreti gibi konuların engellenmesi ve başka bazı konular her velilerin şikayetleri ve talepleriyle uygulamaya konulan şeylerdir.
Dernek toplantılarına katılmayan arkadaşlar pek bilmez; değil ki eğitimciler, veliler, tamamı kurum sahiplerinden oluşan 30-40 kişinin katıldığı toplantılarda bile herkes ayrı telden çalışyor. Birinin ak dediğine diğeri kara diyor. Halbuki kurumların büyük çoğunluğunun sorunlarının büyük kısmı ortak! Bunu damar tanıma da bile görmedik mi? Çok iyi oldu gelmesi diyen kurumlar olmadı mı?
Özellikle velileri temsil eden çok sayıda dernek, hatta vakıflar var. Bu STK'larla zaman zaman işbirliği yapılıyor. Ama aynı oluşum içinde yer almak bana ters geliyor.
Elbette başkasının işine karışacak veya iş öğretecek değilim. Bu bir tercih meselesidir ve bunu tercih edene de niye öyle yaptın demek haddimize değil.
*********
Mevcut 2 derneğin kronik sıkıntılar yumağı içinde kaldığı görüşüne katılıyorum. Ama bu durumun doğrudan müsebbibi derneklere üye olmayan veya kendi derneklerini kurmayan "ötekiler"dir. Yani sizin hedef belirlediğiniz kitledir. Derneklerin daha aktif, daha kapsayıcı, daha etken çalışabilmesinin yolu üyelerdir. Açıkcası, şu anki yönetimler bu işi gönüllü emekleriyle götüren kişilerden oluşmaktadır. Hani çıkıp da memleketi kurtaracak vasıfta bir yönetim adayı olsa hiç kimse niye geldin demez. İtiraf edelim.... bu sektörün çoğunluğunun bir kısmı dünyadan habersiz, bir kısmı da umursamaz kişilerden oluşuyor.
İşin kötü tarafı, ben dünyadan habersiz olan kısmın umursamaz olanlardan daha kalabalık olduğunu düşünüyorum.
Hani adama televizyonda soruyorlar:
- Kıbrıs nerede?
- Karadenizde..
- Emin misiniz?
- Askerliği orada yaptım.