Garip olan şey şu; 300 yüz binden fazla engellinin hizmet aldığı, bu kadar engellinin ailesine hizmet sunan, 35 binden fazla çalışanı olan bir sektöre ayrılan bütçe “inanılmaz derecede” yetersiz... 300 bin den fazla engelli, onların aileleri, 30 binden fazla çalışan, 2000 binden fazla kurum; her türlü anlaşma yapsa, çalsa çalsa; yani vergi, seans, sgk vb. yılda 1,5 milyar tl çalamayız... yani bu sektörün bileşenleri yılda 1,5 milyar tl den fazla çalamaz... yani bize ayrılan “tüm bütçeyi çalsak”, bunları kurumlara, çalışanlara falan bölsek; “hırsızlığımız” şaka olur... bu alana ayırılacak bütçe zaten o kadar yetersiz ki!, birde üstüne “hırsız avcıları” çıktığına göre; “asıl hırsız” 10 da bir verir iken, “hırsız avcıları” 10 da biri suçlamaya devam eder...
Benim gördüğüm kadarıyla 200 milyon tl daha artmasın diye, RAM lara giden bir “emir” var, “ bu hizmetten daha fazla kişiyi yararlandırmayın” diye . Bu sadece çıkarım... bu başlık altında dertlerini paylaşan daha fazla kişi olmalı, ve daha fazla kişi olacak. çünkü kaybedeceğimiz “şey” neredeyse kalmadı... bizim başımızdan geçende bu “aktarımlara” benzer... yüzde 70 heyet raporlu okul öğrencisine bile özel eğitim önermeyen, garip bir RAM sistemi kuruluyor... mesele testler falan değil (kaldı ki bir profosyonel olarak yazıyorum, bu testler, bu programlar, bu modül sistemi gerçekçi değil)...
Buradaki sorun kontrol sorunudur... bizim yasamız tartışılır iken; tek söz alıp kürsüye çıkan vekil “kontrol edeni kontrol et! Kontrol edeni kontrol et” mantığına bir başka nedenle karşı çıkmıştı... durum şudur Sağlık Kurulu Raporlarını (SKR) kontrol et, RAM ları kontrol et, cihazı satanı kontrol et, teftişi yapanı kontrol et, cihaz ihalesini kontrol et, kurum sahiplerini kontrol et, kurum çalışanlarını kontrol et, engelliyi kontrol et, veliyi kontrol et, kontrol et, kontrol et, kontrol et... sonsuz bir “kontrol et” mekanizması yaratılmıştır... suçlusu tartışılabilir; birinci sırada MEB ÖÖKGM lüğü bürokratları, ikinci sırada “herkes” olabilir... “herkes”: teftiş kurulundan, hastanelere; veliden kuruma; öğretmenden eğiticiye; RAM ların genel müdürlüğünden, ASPB ye devam eder gider...
Ortada çıkmaz sokak vardır; bu kadar kontrol mekanizması yanlıştır... bu kadar kontrol mekanizması “az buz doğru çalışan kurumlara” zarar verecektir, yada “az buz doğru çalışan kurumları” kötüye itmeye çalışacaktır...
MEB in açıkladığı yıllık plan da; bizi ilgilendiren tek konu, biyometrik falan fistan meselesi yoktur... yıllık plan iyi incelirse ÖERM lerin yeniden yapılandırılması da vardır...
Yüzde 70, 50,30,20 SKR u olan bir bireye “destek eğitim” önerilmemesi akıl dışıdır... ama “destek eğitim verme yetkisine sahip” bu “raporları” vermemeye zorlayan sistem yok olmadıkça, “kayıkçı döğüşü” yaparız...