Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: Aklımda Deli Sorular!

Aklımda Deli Sorular! 16 Tem 2017 19:19 #9

  • cemkilinc
  • cemkilinc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 1051
  • Teşekkür Sayısı: 343
  • Başarı: -1
Sayın waramiral aslında kutlanacak bir şey yapmıyorum ama öyle bir dönemdeyiz ki insanlar yapmakla yükümlü oldukları şeyleri yaptığında bu garibimize gidiyor. Neyse bu sistem umarım bir işe yarar ve boşa gitmeyen paralarla sma hastası çocuklar kurtulur.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: egemenege

Aklımda Deli Sorular! 17 Tem 2017 02:22 #10

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
Sayın waramiral sizi çok iyi anlıyorum... diyorsunuz ki ;“üçkağıtçılar var, bunlar yüzünden bizde zarar görüyoruz. çünkü hem MEB, hem kamaoyu, hemde “daha dürüst” çalışan kurumlar nezdinde çok kötü bir “imaja” sahibiz, ve bu durum geleceğimizi tehdit ediyor”... kısaca böyle özetledim... sizi anlıyorum... zaman zaman bende, yazdığınız kimi durumları çevremde ki kurumlarda görüyor ve kızgınlıkla şu “sistem” gelsin diyorum...

Burada asıl sorun incelemeye giden, müfettiş, meb çalışını, RAM raporu hazırlar ike bunları anlayıp gerekli yere bildirmeyen RAM personeli vb. bir çok kişi ve kurumsalık ile ilgilidir... ya beceriksizlerdir, ya görevlerini yapmıyorlardır, ya korkuyorlardır, ya çıkarları vardır... diyelim bunlardan biri yada daha fazlası yada bunlardan başka birşey; bence önce burası düzeltilmelidir...
Bulunduğum coğrafyada, şikayetler nedeniyle 100 de 100 (100/100) kapatılması gereken kurumlar var iken; sonuç alıcı hiç bir yaptırım ile karşılaşmayan kurumlar olduğunu “gördüm”... evet sizi anlıyorum... ama bunları çözmek için BKDS ye ihtiyaç varmıydı; buna şüphe ile yaklaşıyorum... üçkağıtçı var ise “MEB’in ilgili birimi” gidecek, cezayı kesecek. Sorgulanması gereken, şikayetler olduğunda bile “ceza kesilememesidir”. Yani MEB’e bağlı bazı birimler görevini yapmamakta yada yapamaktadır... bu konu bence önemliydi ve yazmak istedim...

Ama diyelim ki hiç bir şekilde buralara müdahale edecek bir MEB sistemiz yok; ve sizin gibi benim gibi rahatsız eden bu “üçkağıtçlırdan” kurtulma yolu BKDS...

Önce olumsuzdan başlayayım; üçkağıtçı üçkatçıdır, herşeyin yolunu bulur... kaldı ki pilot illerdeki uygulamalarda “üçkağıçı” olmazsan bile, zarar ememek için, bence haklı olarak “sistemin zarar etmemize neden olan, gereksiz süreçlerinin boşluğundan ” dolayı “üçkağıt” yapılmak zorunda kalınmıştır...

Kurumların net kazanç oranı: bulundukları il-ilçe buna bağlı kira giderleri, taşımacılık yaptıkları uzaklık; bulundukları ilin üniversite mezunları, nufusu; bulundukları il-ilçenin ısınma-soğutma masrafları vb. değişiklik gösterir... tüm bunlar dikkate alındığında %10 ve %25 aralığında net kazanç öngörüsünde bulunalım... daha azı olabilir ama daha çoğu tamamen “üçkağıt” olur...

Şimdi kendi kurumumdan örnek vereyim; “sürekli devamsızlık oranı” sıfır... “eğitim veren personel şaşırtmacası” sıfır... net kazanç oranım %14 civarında... “pilot il uygulamalırında”, açıkça yazacağım; RAM raporu çıkma süreci ile engelli bireyin aldığı “destek eğitim” süreci arasında bir açı var... “üçkağıtçı” olmazsan kayıp en iyi ihtimalle neredeyse %6-7 civarında... heyet yenileme sürecindeki kayıp %3-4 civarında... diğer kayıp durumlarını bir kenara bıraktım, sadece bu durumda bile kayıp oranı ortalama %10 civarında... herşeyi MEB ve onun yarattığı komuoyuna göre dürüstçe yapacaksanız; ve bu gerçeklerde ortada iken nasıl “net kazanç” sağlayacaksınız merak ediyorum( net kazanç kavramını; klavyenin ‘kar” kelimesinin içindeki ‘a’ harfine şapka koymama izin vermemesindendir)...

%4-11 aralığında bir “net kazanç” sistematiği var ise; ne mutlu size... %4 ile kimse çalışamaz; kaldı ki yapılan araştırmalara göre; dünyadaki en eyi BKDS sistemleri bile “ortalama” %3 civarında hata oranına sahip... ya siz bu sistemi ister iken; vergi, sgk, kdv, gibi konularda gerçekçi değilsiniz; ki bu devleti oradan değil buradan dolandırayımdan başka bir şey değildir... yada aynı ülke, dünya, gezegeni bırakın; aynı evrende yaşamıyoruz...

Sizi çok iyi anlıyorum... en azından “MEB ve o kaynaklı kamuoyu” noktasında bize artık kimse “hırsız” demesin istiyorsunuz...

ama bunu haklı kılacak; bir mevzuat ortada yok iken; ve her noktada “dürüst olmamız” beklenir iken, ve “net kazanç oranları” ortada iken... bazı şeyleri ifade ederken biraz yutkunmak lazım...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: mercan23

Aklımda Deli Sorular! 17 Tem 2017 03:18 #11

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
Herşeyi bir kaç paragrafta açıklamak mümkün olmadığı için; bir kaç ek daha yapmak isterim...

Meselenin; insan hakları, engelli hakları, çocuk hakları, engelli çocuk hakları, biyometrk veri alma hakları gibi birçok “tarihsel kökeni olan hakların” doğru bir şekilde değirlendirilemediği gibi tartışılacak “yanları” var...

tarihsel gelişim: insan haklarından, çocuk haklarına;
kadın haklarından, engelli haklarına; kişisel verilerin alınmasındani hasta haklarına; vb. kolay olmamıştır... buradaki "MEB safsatası" her türlü hakkı ihlal etmektedir... MEB insanlığın bu tarihsel hakları ihlal eder ike birden çok şey düşünmelidir... sırf kolaylık olsun diye, insanlığın tüm değerleri ile kavga etmesi doğru değildir...

gelsin bu sistem; "arttık hırsız" olmaktan çıkalım söylemi; hırsızı yakalayamayan ilgili bakanlığın sorunudur... insanlğın tarihsel olarak kazandığı "hakları" sorun etmek, bun hakları elden almak sorunu çözmez...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Aklımda Deli Sorular! 17 Tem 2017 11:37 #12

  • tartanc
  • tartanc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Herşey neye layıksa ona dönüşür.
  • Gönderiler: 3651
  • Teşekkür Sayısı: 2865
  • Başarı: 54
Belki de hata bazılarımızda! Olması gerekenleri yazıyoruz.Söylüyoruz.

Olması gerekenler de bir türlü olmuyor.

İnsan faktörü var.Aç gözlü insanlar var.Parayı herşeyin önüne koyanlar var.Yani var da var.

Verdiğiniz örneklerden yola çıkarsak MEB o zaman çok haklı.

Kötü örnek olmaz.Olamaz. O kadar güzel insanlar ve çalışmaları varken üstelik.

Kar hesapları yapılırken şunu da ben yazayım. Özellikle büyük şehirlerde kar dediğiniz şey cidden çok çok az birşey.O da ekstra bir şey çıkmazsa...

''Bu iş zor Yonca,çünkü insanlar hiç soru sormayınca''
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: garip

Aklımda Deli Sorular! 17 Tem 2017 13:47 #13

  • garip
  • garip Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 951
  • Teşekkür Sayısı: 383
  • Başarı: -55
tartanc abi, daha dune kadar yolsuzluk ve sahte faturalandırma için istisna,münferit, her sektörde olur, yüzde bir deniliyordu, şimdi bkds'nin geleceği netleşince nasıl eteklerdeki taşlar dökülüyor, birisi 200 öğrencinin yarısı kuruma gelmiyor diyor, diğeri karşıdaki kurum çok kirli ben çok temizim diyor, burada yazamayan çalışanlar ve aileler içlerinden neler diyor neler... birisi yazmış, sahtekar damar okuma geldiğinde onun da formülünü bulur diyor, olabilir.
tüm bunların tek bir çözümü var: avrupa ülkelerinde olduğu gibi özel eğitim desteğini aileye vereceksin. aile kendi gidip hizmeti satın alacak, zaten gidişat da bu yönde.bak o zaman kalite nasıl artıyor. asıl rekabet o zaman başlar, hem damara falan da gerek kalmaz. ayrıca MEB özel eğitim kampüsleri yaparak, mağdur kesimlere de ücretsiz hizmet verir, özel eğitim, spor, sanat, iş eğitimi vb.
şimdi bazı arkadaşlar diyecek ki, aile parayı alır cebine atar. evet atar doğru, belki yüzde 10-15 böyle yapar, o yüzde 10-15 zaten şu anda da aldığı eğitimin takibini yapmıyor, gidin bakın kurumlara eğitim düzeyi yüksek, ilgili ve duyarlı veliler zaten takibini yapıyor. yasal olarak aldıkları eğitimi dakikası dakikasına alıyor, hatta daha fazlasını da, ama ilgisiz ve duyarsız velilerin çocukları servislerde ve grup odalarında zaman geçiriyor çoğu kez...
benimkisi meb'e bir öneri ama 3 vakte kadar buna da hazırlıklı olun...
Son Düzenleme: 17 Tem 2017 14:59 yazan garip. Sebep: imla
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc

Aklımda Deli Sorular! 17 Tem 2017 15:32 #14

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
garip yazan:
tüm bunların tek bir çözümü var: avrupa ülkelerinde olduğu gibi özel eğitim desteğini aileye vereceksin. aile kendi gidip hizmeti satın alacak,

Vay vay... :)

15 yıldır söylediğim şeyi destekleyen kişinin sen olması ve aynı noktada fikir birliği içinde olmamız beni şaşırmadı dersem yalan olur. :)

Tamamen aynı fikirdeyim. :)

Diğer taraftan, hiç bir önlem sahtekarlığı ortadan kaldırmaz. Sahtekarlığı gelmeyen çocuğa fatura kesmeye indirgenemek hata olur. Çocuğu derse alıp gönlünü eylemek de başka türlü sahtekarlıktır. Damar okuma, yüz tanıma falan bunu tespit edemez. Sahtekarlığı önlemenin en iyi yolu otokontroldür.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Aklımda Deli Sorular! 17 Tem 2017 23:13 #15

  • waramiral
  • waramiral Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 516
  • Teşekkür Sayısı: 297
  • Başarı: -9
Görüşlerime katılan katılmayan herkese teşekkür ederim. En azından fikirlerinizi beyan ettiniz ve benim de şahsen fikirlerime kattığım ve çıkardığım şeyler oluyor. Amaç -hepimizin olduğu gibi- sektörü daha iyi hale getirebilmek için görüş geliştirmek.

Bir defa veliye ödensin işi yaş. Bez parasının hesabını yapıp çocuğuna bez almayan veya medikalden parasını alan ve o parayı kahvede kumarda yiyen adamlar gördüm. İlla ki siz de bu çeşitleri görmüşsünüzdür. Bu gibi insanların eğitimi düşüneceğini sanmam. Eğer devlet özel eğitim için parayı bu hesaplara yatırırsa illa ki eğitimi düşünenler geleceklerdir ama kayıplar öyle 3-5 ler olmaz emin olun o ay başka bişey almak için o para illa ki gider ve eğitimi düşünen insanlardan bile kayıp yaşarız.

Burada M.E.B in mantığını anlayıp ona göre istemek lazım -vermeseler bile-.

M.E.B ne diyor? Neyi amaçlıyor? Amacına uygun neyi yapıyor? Neyi yapmaya çalışıyor. BKDS mi kamera mı ne? Öncelikle giderleri azaltma amacı var. Bizim bildiğimiz gibi onlar da birçok şeyi biliyor. Kurumun önnde tavla oynayıp ogüne 15 tane bireysel sınıfında 120 saat ders yazılı olanları onlar da biliyor. Görünüşte bu böyle. Ama bu sistemi getirirken de 2100 küsür X 30000 veya 7000 tl ortaya iyi paralar çıkıyor. Bunu da hangi şirketle anlaşırlarsa onlara aktaracaklar. Kimsenin günahını almayalım ama madem amaç gideri kısmaksa bi zahmet o cihazları da siz alıp kurulumunu yaptırın da zaten o parayı en fazla 2 ayda çıkarırsınız.

Amaç ne? Gideri kısmak değil gerçek ve kaliteli eğitim vermek mi?
Yaparsınız bireyseli en az 20 saat ödersiniz her öğrenci için 2000 tl kurumları o zaman yeni düzenleyeceğiniz destek eğitim programları ile daha kaliteli hale getirirsiniz. Çok mu para gider daha mı az kişi eğitim alır buna bakmazsınız devlet olarak yapamadığınız ve bizlerin sayesinde verdirdiğiniz eğitim yerini bulmuş olur.

Her bakanlık iç içe. Yapılmayacak iş değil. M.E.B nasıl ki eskiden ssk ile çalışıyordu ödemelerde, şimdi de maliye ile çalışıyor. Yönetmeliklerde ASPB ile paralel ilerliyor. O zaman dersin ki ey engelli vatandaşımın velisi. Engelli haklarından yararlanmak istiyorsan ( ki eğitim de engellinin hakkıdır) sadece maaş alabilmek için birçok kurumdan gelir testi imza belge falan alıyorsun ama bir de git RAM dan bu bireyin eğitime gereksinimi var mı? onun da belgesini al. RAM da bireyi özel eğitim için nereye yerleştirirse yerleştirir. O belgeden sonra gel de benden haklarının hepsini al. Hayal ama çok mu zor?

Vallahi çok kolay billahi çok kolay. Engelli birey yakını ÖTV için uğraşır evde bakım için uğraşır şu için uğraşır bu için uğraşır bir de eğitim için uğraşşın. Ev hastane verdiğin heyet raporunun bir örneğini sen gönder sosyal yardımlaşmaya da sosyal yardımlaşma bireyin tüm belgelerini sistem üzerinden incelesin. Velisine bildirsin. Desin ki kardeşim senin şu hakkın var bu hakkın var. Almak istiyorsan gel al. İstemiyorsan da hak etmiyorsan da işte sana belgesi.

Kimi engelli aileleri ayıptır diye hak etmesine rağmen maaşa başvurmuyor. Kimisi de aman engel oranı artsın diye hastane hastane yol ediyor. Aracılar da rant sağlıyor.

Değerli arkadaşımın dediği gibi vicdan yoksa her şeyin bi yolu bulunur haram için.

Demem o ki; isteneni bilip ona göre hamle yapmak lazım. Kim bilir bugün olmaz yarın olur. Sektör kurtulur. Sektör temizlenir. Türkiye'de hak verilmez alınır. Allah'tan da isteyeceksin, kuldan da. Ama istemenin de usulünü bilerek ve doğru amaç için.

Saygılarımla
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: türkiyem

Aklımda Deli Sorular! 18 Tem 2017 10:43 #16

  • sizgin
  • sizgin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 647
  • Teşekkür Sayısı: 401
  • Başarı: 14
sayın garip;
Bu dediğiniz elbette kesin ve en doğru çözüm fakat sizin de farkettiğiniz gibi evine götüreceği ekmeği dahi garantiye almayan bir kesimin varlığından bahsediyoruz. Hal böyle iken insanların yaşam karşısında geçim sorunlarına çözüm olmadan birincil ihtiyaçlarında yer almayan EĞİTİM ihtiyaçlarını gidermesini beklemek bence ve Maslov'ca yersiz olur. İhtiyaçlar Hiyerarşisine baktığınızda bunun gerçekleşmesi imkansızdır.
Kim karnı açken, sığınacak bir çatısı yokken Eğitim, kariyer veya bazı kesimler için diyorum sağlık harcamasına bütçe ayırır?

Bunları nerden mi biliyorum, Engelli ve Bakım maaşlarının velilerim tarafından nerelere harcanmak zorunda kaldığının farkındayım. Hatta bakım aylığını engelli çocuğuna kullanmayıp ev kirasını ödeyen bir ailenin bakım maaşının kesilmesine istinaden ilgili birimle ciddi ciddi tartıştığımı ve sonunda kabul ettirerek maaşının tekrar bağlanmasına vesile olmuştum.
Siz de ben de dahil olmak üzere önce karnımızı doyurmak, sonra barınacak bir yer temin etmek için çabalarız. Karnımız aç iken, başımız açıkta iken hiçbirimiz ne eğitimi ne de kariyeri düşünürüz.

Dediğinizin gerçekleşmesi için Sosyal Devlet anlayışını göstermelik değil de amacına ulaşılır hale getirmemiz gerekir.
Kolaylıklar diliyorum.
Sus kimseler duymasın, duymasın ölürem ha,
Aymışam yarı gecede, seni bulmuşam sonra...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.359 saniye
Sistem Kunena Forum