BAŞLIK: MEB KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK TEKLİ

Wuuuu çadır karışmış yine..

Tartancla Egemeni birbirine kim düşürdü aşkolsun yaa..

Benim görüşüm Ali Galip bey her zamanki gibi mantıklı düşünceler üretmiş..

Herkes kendi içindeki sıkıntıları bildiği için, pek fazla KDS taraftarı olmasa da, kaçınılmazı görünce öyleymiş gibi davranıyor ya gülünç oluyor. Şunun şurasında ESİNTİ diye bir özel eğitimciyi bu konuya verdiği desteği yüzünden ortaya alıp sallandırmışlardı yakın tarihlerde.

Çok hızlı değişiyorUZ

Onun için değişim sorun yaratmaz, iyidir..

Kolay gele..

AliGalipDursen yazan:


veliden para almak mı şakamı yapıyorsunuz hocam
sizin orayı bilmem ama bizim burda 1 kuruş para istesek kaydını siler yinede vermez
kurumlar velilere para dağıta dağıta, veliler artık eğitime değil çıkarlarına bakmaya başladı
kds gelince inanın gelmesini çok ama çokkkkkkk istiyorum gelsin ki çürükler ayrılsın aramızdan
amaaaaaaaaaa alt yapı sorunu- bedensel eng ve otistik çocukların velilerinin getirilmesi-cihazın arıza durumu- mebbise erişim- kış ve yol muhalefeti- kds erişim hataları
bunlar için bir çözüm bulunmaz sa hiçbir kurum ayakta duramaz

bahsettiğiniz sıkıntılar pilot uygulama ile tespit edildi(en azından kurumlar tarafından)
ama düzeltmeye yönelik bir şey yapılmadı yapılacağını da sanmam.

Burada konuşulanlara baktıktan sonra, çok acı bir şekilde tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum. Arkadaşlar konuştuğunuz bireyler ENGELLİ, konu edilen bilekler, Engellilerin makinalara zorla uzattırılacak bilekleri... Tüm eğitimleri daha iyiye taşınmayacak, alt üst olacak. Başka yöntemler ve denetim yolları aranmalı, uyuşmazlıkların ortadan kaldırılmasına çalışılmalı. Oysa konuşulan kurumların ayakta kalıp kalmayacağı ile sınırlı. Damar okuma sıralarında ayakta kalınacaksa hiç kalınmasın daha iyi, çünkü pilot bölge uygulamalarında da görülen durum kaostan başka bir şey değil, belki karlı ve kolay çözüm ama insanlık dışı. Konuşup derdini bile anlatamayan bireyleri al, sıralarda, damar okuma uğraşılarında kaos içinde saatler geçirip sal ve ayakta kal, bu mudur? Hayır demek gerekiyor, başka yöntemlerin geliştirilmesi gerekiyor...

1- havanda su dövme aylarına girmiş bulunuyoruz. hayırlı uğurlu olsun...
2- t.c.'de iki sözcük çok değerlidir, her sıkışanın imdadına yetişir: 1- sehven 2- münferit
3- aklıma nasrettin hoca fıkrası geldi: "hırsınız hiç mi suçu yok?"
4- yurdumda dernekçilik hak temelli yapılan bir örgütlenme değildir (birkaç onurlu dernek, sendika hariç). genelde koltuk kapma, nemalanma ve iktidara yakın olup nimetlerinden yararlanmak içindir.
5- mücadele bakanlık koridorlarında 2 günlük müsteşarların karşısında el pençe divan durmak patinaj yapmak değildir. eğer hizmet verdiğin camia sana inanıyorsa gerçekten onlar için çalışıyorsan, hak yemiyorsan; o kitleyi arkana alarak ve bilimsel verilerle ve de eylemle olur.
6- kds geldi, geri dönüş yok, yukarıdaki bazı örneklerde olduğu gibi az çalışıp çok fatura kesenler yılbaşını göremez.
gerçekten hizmet verdiği kadar fatura kesenlerin ilk aylarda örgün eğitime devam etmediği halde kayıtlı görünenler yüzünden ve de grup eğitimlerinden kaynaklı yüzde 5-10 gibi kayıpları olur, 3 ayda sistemi oturturlar. onun için burayı ağlama duvarına çevirmeye gerek yok.
7- asıl merak edilen konu icmalde ortaya çıkacak aylık yüzde 25-30'lara varacak kaybı kurumlar ve dernekler nasıl açıklayacaklar?
8- sn tartanç sizi ayrıca tebrik ediyorum, bozuk saat misali ilk kez doğrunun yanından geçen çinili maşrapayı tek harekette mat ettin...

sayın garip ilk kez size katılyorum...

8. madde dışında

Sayın tatvanpozitif,

Kolay değil, kolay olmayacak.. Uzun bir zaman boyunca bedavacılığa, hatta avantacılığa alıştırılmış olanlarla imkansız hatta..

Bizim şansımız velimizi böyle kötü alışkanlıklardan sakınageldik hep. Dolayısıyla durumu kavramaları ve ellerini ceplerine atmaları görece daha kolay. Ama ödemek hiç kimse için hiç bir zaman sevimli, keyifli, hoşnutluk verici bir eylem olmamıştır, olmayacaktır. Ama çare olmayınca ne yapılabilir, onlar ödemeye, biz de ödeme istemeye alışacağız..

Benim söylediğim basitçe şu aslında : Bu hizmet olmazsa olmaz bir hizmettir. Maliyetli de bir hizmettir. Bunu birisinin ödemesi gerekir. Devlet ödüyorsa devlet, devlet ödemiyorsa millet ya da bir başkası bu maliyetleri karşılamak zorundadır. Kurum sahibinin, öğretmenin, çalışanın bu maliyetleri karşılayamayacağı aşikar.. O zaman doğal olarak bu hizmete gereksinim duyanlar maliyetleri karşılayacaklardır.

Zaman bize yeni alışkanlıklar kazandırırken, şimdinin alışkanlıklarını da süpürecektir.. Merak etmeyin.. Yeni gelen kendisine bir yer açar, işler olabileceğine varır.

Sabırlar ve kolaylıklar dileğiyle,

değerli arkadaşlarım;

çok değerli görüşlerinizi paylaştığınız için şahsım adına bilgilendiğimi düşünüyorum. bunun için gerçekten çok teşekkür ederim.

sıkıntı şu; farklı görüşlere saygı duyup tezlerini çürütme mantığı yerine, tv'deki spor programlarında olduğu gibi aşağılayıcı tavırlarla 'ben biliyorum sen ne biliyorsun' mantığını bırakırsak daha hoş olur bence. yanlış bilenin bile konu hakkında görüşleri değerlidir. aynı gemideyiz unutmamalıyız.

evet aynı gemideyiz. kds ile 'batan gemiyi ilk fareler terk eder' mantığı ile, kurumlarını şuan kayıtlı öğrenci sayısına istinaden satmaya başlayanlar var. kabul etseniz de etmeseniz de. kurum açanlar da çoğaldı. hiç mi kds nin vereceği zarardan korkmuyorsunuz diye sorduğumda, hocam bireysel 12 saate çıkacak zaten deyip beni susturdular. tabi ne kadar doğru bilmiyorum. ama olması gereken de bu. devlet aylık 125 trilyon civarında ödenek veriyor bizlere. amaç sadece 125 trilyonu düşürüp para kar etmek mantığıysa zaten 12 saat veya ücret arttırımı zor...

KDS nin gelmemesi için mücadele etmek, tek başına akıntıya kürek çekmeye benziyor. biz en yakın kıyıya ulaşıp hem kaliteli eğitimi hem de sektörü kurtarmak adına mücadele etmeliyiz.

saygılarımla