BAŞLIK: Damar Tanıma Uygulama Esasları

Ders giriş ve çıkışında hem Öğrenci hem Öğretmen.. Yani 1-2 cihazla olmaz bu iş..

www.memurl...er/474577/

Allah sonumuza hayır eyliye..

bunların amacı üzüm yemek değil rehabilitasyonları dövmek

ey ileri zeka bakanlık refakatçi avuçiçi okutacak.. mükemmel buluş

bir mükemmel icat daha:
yönetmelik eğitim personeli için avuçiçi okumayı iş giriş ve çıkışında derken
yazınız ders öncesi ve bitiminde demiş

benim de kafama takılan bir konu bu eğitim personelinin her ders giriş ve çıkışta elini okutması,bende iş giriş ve çıkışında diye hatırlıyordum şimdi döndü her ders giriş çıkışına,bu psikolojik baskıya can mı dayanır,bu kadar eziyet gören başka bir sektör daha yoktur herhalde ülkemizde,her türlü eziyetle,yarınımızı göremeden iş yapmaya çalışıyoruz

Ya bunu doktorlara deseler her muayeneye el basacaksın diye adamlar Ankara'yı oynatır.. Biz internetten üzüyoruz işte..Bizim sektöre müstehak...

Artık her ders öncesi ortalık kıyamet yerine dönecek Her bir kat için bir cihaz alsanız bile derslerden önce cihazların önünde neredeyse can pazarı yaşanacak. Ağlayanlar, birbirini itenler, laftan anlamayanlar.. Kimliğini doğrulatmak için cihazın önünde bekleşen öğretmenler, öğretmen sayısı kadar öğrenci ve durumu kimlik doğrulatmaya uygun olmayan öğrenciler için bir refakatçi. Ha bir de her bir cihaz için cihazı kullanmayı bilen bir personel bulundurmak gerekir. Yani bu kalabalığa cihaz operatörümüzü de ekleyin. Pazar yeri gibi. Tam Türk işi Yemin ediyorum sinirimden gülüyorum.

Bana hiç yakışmayacak bunu yazmak, ama inşallah şu duruma sebep olan bürokratların, memurların çocukları ya da torunları da rehabilitasyon merkezlerine muhtaç kalır da insanları nasıl bir kepazeliğe mahkum ettiklerini görürler. Hala içimizde bile kimlik doğrulama sistemini hastaneler gibi yaşayacağımıza inanan üstün zekalılar var. Sanki hastaneler 1 ay öncesinden kimleri muayene edeceklerini sağlık bakanlığına bildiriyormuş gibi. Sanki hastanelerde kimlik okutulduktan sonraki 5 dakika içinde hasta muayene olmak zorundaymış gibi. Sanki hastanelerde doktorlar ve hastalar her bir muayene öncesi ve sonrası kimlik doğrulatıyormuş gibi. Az önce bir şeyi anladım. Rehabilitasyon merkezleri engellilerle çalışanların, engellilere birazcık bile iyiliği dokunanların cezalandırıldığı bir yer. Rehabilitasyon merkezleri engellilerin cehennemi.

Bir manav bile işletemeyecek çapsız adamların oyuncağı olduk. 45 dakika ders, kalan 15 dakikada derse hazırlık ve üstüne bir de veli görüşmesi istediğiniz öğretmenden her bir ders için bir de o cümbüşün içine girip itiş kakış kimliğini doğrulatmasını isteyecek ve o personelden uzun müddet o iş yerinde çalışmasını bekleyeceksiniz öyle mi? Şu gerizekalılık dünyanın başka herhangi bir yerinde varsa adam değilim.

Yıllardan beri nitelikli eğitim vermek için deyim yerindeyse eşşek gibi çalıştım. Yeri geldi nitelikli personeli okulda tutmak için neredeyse 2 kat maaş verdim. Ancak madem oyun böyle oynanıyor ben de bu kurallara göre oynarım oyunu. Madem öyle, okulu kahvehaneye çevirmek pahasına 3 kuruşa çalışacak personelle doldurur olabildiği kadar veririm eğitimimi. Salak gibi türlü türlü materyal alacağıma açarım Flash TV'yi halayla geçiririm günümü. Madem eğitim için devletin gram kaygısı yok, benim de enayilik yapmak gibi bir lüksüm hiç yok.

Bazen deniyor ya. Forumu bürokratlar da okuyor diye. Allah rızası için okusunlar da bundan sonra rehabilitasyonların neye dönüşeceklerini bir görmüş olsunlar. Sonuç olarak derdi para kazanmak olan yine kazanacak. Derdi eğitim vermek olanlar da batmamak için bütün motivasyonunu para kazanmaya yöneltecek.

Sonuç olarak bir sektörün hükümet tarafından bitirilişini izliyoruz.

Murat Çolak yazan:
Bu sektörden yatırımını çeken ama dertlerinize halen ortak olan biri olarak bu sözleri onaylamamakla birlikte bazı tasarruflarım var, dile getirmek isterim.

Yusuf Okumuş denen eski müfettiş şimdinin genel müdür vekiline bir sözüm var;
Allah seni bildiği gibi yapsın. Bu sektördeki üçkağıtçıları elemek için yaptığını düşündüğün bu onurlu (?) hareketlerin (kendisinin tabiridir), hala direnen gerçek onurlu arkadaşlarımı ne hale getirdiğini gördükçe sana olan nefretim kat be kat artıyor. Yatacak yerinin olmadığını ben biliyorum. Bulunduğun konumdan buralara bakıp sırıtıyorsun ama:
Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var. Emin ol ki Allah bunları görüyor. En azından ben sana hakkımı helal etmiyorum ve bu dünya için yapabileceğim bir şey yok fakat öteki dünyada hesaplaşacağımızın garantisini verebilirim. Ha Ruhi'yi de unutmak olmaz, şimdilerde kurumların yanındaymış imajı çizse de geçmişte yaptıklarını anmadan edemeyeceğim . Kendilerine de saygılarımı sunarım ve hesabımı kapatmadığımı belirtmek isterim.

Arkadaşlarım son sözüm size; lütfen kendinize zarar verebileceğini düşündüğünüz anda bırakın bu işi. "Zararın neresinden dönersem kardır" boyutuna bile gelmeden bırakın, borçsuz olun, geleceğinizi riske atmayın. Kimse size madalya takmayacak, haberiniz olsun. Ben sağlığımı kaybederek çıkmak zorunda kaldım, çok üzüldüm hatta ağladım. Emin olun... Sonunda ne mi gördüm? Hayatımın en büyük kazıklarını birbirinin ardı sıra eski çalışanlarımdan yedim (Hepsinden değil elbette, sadece ikisinden de olsa yetti). Adam yerine koyup bir yerlere gelmesine vesile olduğum kişilerin bu tavrını görünce içim bir rahatladı bir rahatladı sormayın gitsin. İyi ki ölmeyi beklememişim bu sektörden çıkmak için. Size de tavsiyem; İnanın size çok saygı duyuyorum, imreniyorum ama ölmeyi beklemeyin. Dışarıdan da gönül verdiğimiz engelliler için yapacağımız çok şey var. Biliyorum da söylüyorum.
Kendinize dikkat edin lütfen
Saygılarımla..

Bir zamanlar bir hikayenin tv ye uyarlanmış halini izlemiştim,çocuktum o zamanlar ama çok etkilenmiştim hala aklımda o hikaye; kötü niyetli bir yönetici bir sandık ustasından bir gecede 80 tane sandık yapmasını yapamazsa kellesinin gideceğini söylemişti,tabi ki sandık ustasının bir gecede 80 tane sandık yapabilmesi söz konusu değildi,kötü niyetli yöneticide bunu biliyordu zaten amacıda sandıkçının o sandıkları yetiştirememesi ve kellesinin gitmesiydi,zavallı sandık ustası bütün gece çalıştı ancak birkaç tane sandık yapabildi,sabaha kadar yorgunluktan bitap düştü biliyordu ki bu kadar sandığı bitirmesi imkansızdı,sabah oldu sandıkçı kötü niyetli yöneticinin adamlarının gelip kendisini götürmelerini ve kellesinin alınmasını beklerken ne oldu biliyor musunuz evet kötü niyetli yöneticinin adamları geldi gelmesine ama sandık ustasını götürmeye değil yöneticinin gece vefat ettiğini söylemeye
Bizim sektörde de amacı sektördeki bozuk yumurtaları temizlemek olduğunu iddia edip aslında sektörü bitirmek olan ve bizler gibi işini gerçekten hakkıyla yapmaya çalışanlardan da içinde bulunduğumuz şu mübarek günlerde bolca ah alan zihniyeti bir kez daha kınıyorum ve diyorum ki ekini yakmaya çalışan insanları Rabbim harmana eriştirmesin inşaallah,bıktık yorulduk yarınsız yaşamaktan

öğretmenlerin 15 dk arası var bunun 10 dk sı giriş ve çıkışlara gidecek, şimdiden öğretmenler arayışa girmeye başladı sektörün cılkı çıktı, nitelikli personel gittikçe azalıyordu şimdi hiç kalmayacak, hayırlısı olsun....