garip yazan:
sn barış, tıbbi bilgilendirmene ben de dil bilgisi kurallarıyla yanıt vereyim. o 2 cümlede vurgulanmak istenen konu şu: dünyanın en büyük ekonomisi şu anda çöktü, sermaye kaçıyor, 3. dünya ülkeleri hariç büyük devletler irtibatı kesiyor, bir çok kaynak olayın çok daha vahim olduğu bilgisini veriyor. yaşım senin kadar olmasa da ben bu yaşıma kadar birçok salgın hastalığa tanık oldum, dünya çapında ilk kez böyle bir şey yaşanıyor, o nedenle ciddiye almak gerekir. domuz gribi ve uyuz salgını kurumların yalnızca devam/devamsızlığını etkiler. ama bu virüsün aşısı kısa zamanda bulunamazsa, olası sonuçları okulların ve kursların süresiz tatili şeklinde olacaktır, tabi ki vahim olanı ölümler... yani demem o ki bırakın bırakın yüzde 10'u falan, bazı aylar -yüzde 100 rakamları kapıda...
bu konuda sayın garip e katılmamak mümkün değil. tabi ki yapabileceğimiz hiç bir şey yok. küresel ilaç firmalarının bilinçli bir salgınıda olabilir. yada çaresiz kaldıkları bir durum. bilinçli bir salgında 1-2 ay içerisinde aşı ortaya çıkar piyasaya sürülür. ama yakında - çoğunlukla hollywood filmlerinde gördüğümüz gibi- etrafı çevrili silahlı korumaları olan köyler kasabalar şehirler görürsek şaşırmayalım. fazla mı distopik oldu. Avustralya Çin de bulunan vatandaşlarını tahliye etmeye başladı ve hepsini önce bir adada karantinaya alıyor ülkesine sokmadan önce. şu an itibarı ile gazete haberlerinde Çin de yoğun bakımda olan 1300 kişiden ümit kesildi. herkesi etkileyecek öldürecek yok edecek diyemesek de büyük ölçüde etkileyeceği kesin. belki de doğal seleksiyondur "güçlü olan hayatta kalır" .
tabi böylesi küresel bir salgında kurum düşünecek halimiz kalır mı o başka. (bu virüs son dönemde beni en korkutan küresel olay iran abd savaşı ihtimali bile bu kadar korkutmuyor açıkçası)
zam tahminimi söylemiştim. sayın tartanç hala masada dediğine göre bir bildiği/duyduğu vardır. %20-25 kurumları bir parça toparlar. tahminlerimizin gerçekleşmesi kurumların zor bir sürece dolayısıyla kapanma noktasına götürür. böylesi bir durum sayın yetkililerle vatandaşı karşı karşıya getirir sayın yetkililer %25 i çok görmeyiniz 82 milyonluk ülke 400 bin öğrencisine destek olamıyor algısı yaratmayınız
bu arada bugün 1 ay önce başlayan bir velimle yaşadığım diyaloğu da paylaşmak isterim. başka bir ilçeden taşınarak kurumumuza kayıt olan velimin 1 aylık gözlem ve değerlendirmeleri sonucu kurumumuz hakkında ve öncesinde devam ettiği adını dahi duymadığım başka bir merkez hakkında söylediği olumlu ifadeler bu alanda olmaktan gurur duymamı sağladı. hep kötüyü olumsuzu örnek göstererek ilerlemek mümkün olamaz diye düşünüyorum. tabi ki velimin eleştirdiği noktalarda var ve olmalı ki bizde kendimizi geliştirelim. 385 bin öğrencinin hizmet aldığı bir alandan söz ediyoruz. %5-6 lık olumsuzlukların koca bir sektörü yok etmesine en başta biz dur demeliyiz.
Ama insanın olduğu her yerde yolsuzluk/istismar olacaktır. galiba muhalefet partisi liderinin kullandığı bir cümle vardı. sen doğru dur eğri belasını bulur. önceki yazılarımda anlatmaya çalıştığım gibi zeytinyağına prina katan da var bu ülkede 1. kalite zeytin yağı üretende. biz 1. kalite hizmet verme telaşında olalım. yemeğin kabını değiştirip tadını değiştirdim zannedenlerle aynı işi yapıyor olmak kabı kötüde olsa lezzetli yemekler yapmamıza engel değildir.