BAŞLIK: Dernekler Nerede ?

Derneklere umudunu bağladıysan daha çok beklersin. Herkes kendi başının çaresine baksın

derneklere elbette umut bağlayacağız onlar çözmezse kimse çözemez bu işi.
damar tarama kaçınılmaz son ama en azından toplantıda gündeme gelen maddelerde çözüm sağlansaydı iyi olurdu
açıkçası derneğin bu sorunları da çözebileceğini sanmıyorum

Arkadaşlar dernek yönetimi da sizler bizler gibi kurum işleten sıradan insanlar. Sanıyorum destek bile olmadığımız derneklere olması gerekenden fazla bir güç atfediyoruz. Bu insanların süper kahraman güçleri yok. Dernek yöneticilerini pelerinli süper kahramanlar olarak hayal edenlerimiz varsa lütfen unutsun bunu. Dernekler arkalarındaki üye desteğinin azlığı ya da çokluğuyla sonuç alabilirler. Bu kaotik ortamda insanların tutunacak bir dal aramasını anlayabiliyorum. Ancak dernek yöneticileri de ÖERM'ler tarafından yalnız bırakılmak gibi haklı gerekçelerle isyan ediyorlar. Okullar da isyan ediyor dernekler de. Eee nasıl çözülecek bu iş?

Şu durumda bile dernek yöneticilerinin bakanlık yetkilileriyle sürekli olarak görüştüğünü biliyorum. Ha istediğiniz sonuç alınamıyor o ayrı bir tartışmanın konusu ancak iki dernek de bu uygulamanın geciktirilmesi ya da daha uygulanabilir bir şekilde yürürlüğe girmesi için çabalıyor. Haaa hala iptal edilir beklentisi olan varsa lütfen bir an önce bu düşünceyi aklından çıkarsın derim

Ek olarak ücretsiz öğrenci uygulamasının çok yakın bir zamanda kaldırılacağı bilgisini de iletmiş olayım. Bunun dışında uygulamayı kolaylaştıracak bir kaç değişiklik için görüşmeler yapıldığını, bunlarla ilgili olumlu bir havanın hakim olduğunu da ekleyeyim.


Evet. Bir de böyle bir bakış açısı var. Haklılık payının olduğunu söylemek mümkün. Ancak bununla birlikte şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Biz ÖERM'ler, yapıyor olduğumuz işi hala kurumsallaşarak yapamadığımız, bir yığın gibi hareket ettiğimiz ve bunlardan hareketle örgütlü olamadığımız için bir sinek vızıltısı kadar bile ses çıkaramıyoruz. Dernekler bu örgütlülüğün sağlanması ve bu sektördeki taşların kayıpsız bir şekilde yerine oturabilmesi için hayati bir önem arz ediyor. Bu yumuşak geçişin sağlanması için (etkili olur ya da olmaz) olası sonuçlara takılmadan bu işi yapan herkesin bir derneğe üye olması ve en nihayetinde bu derneklerin amme desteğini arkalarında hissetmesi ve muhataplarına hissettirmesi gerekiyor.

Küçük bir ilçedeki veli toplantılarında bile bu derneklerin topladığından daha fazla kalabalık toplanıyorken neyi talep ediyorsunuz ki derneklerden? Evet bu toplantılar beklenen şeylerin hiçbirini karşılayamamış olabilir. Ancak zaten hiç bir zaman bu beklentilerin karşılanabileceği ya da bu baskının hissettirilebileceği bir halk desteği de verilmedi ki derneklere. Arkadaşlar her şeyi bir tarafa bırakın, toplantılardan ne sonuç alındığını bir tarafa bırakın biz işimizi bile sahiplenemiyoruz ki. İşimizi sahiplenmekle ilgili kişisel olarak (forumlarda dedikodu yapmak dışında) ne yaptık ki derneklerden medet umuyoruz?


Yukarıda da ifade ettiğim gibi iki derneğin de (hatta birlikte) bakanlıkla bu konuları görüştüğünü biliyorum. Bu yazdıklarınızın büyük bir kısmıyla ilgili olumlu beklentiler içine girmeyin. Ama farklı ve kısmen de olsa rahatlatıcı kimi tedbirlerin alınabileceği duyumlarına sahibim.

Spartacus zamanında söylemiş; ''en büyük tehlike zincirlerinden memnun kölelerdir'' diye...

Bu sektörün önemli bölümü daha neyin ne olduğunu dahi bilmiyor.Bkz:Burada açılan bazı konular.

Umut fakirin ekmeğidir hergün yiyelim ama sakın gerçekleri görmeyelim.

TEK VE BASİT BİR SORUM VAR.

SORUNLARIMIZIN KAYNAĞI NERESİDİR?

2006 dan beri çıkardıkları değişik DAYATMALARLA bu sektörü canında bezdiren neresidir?
(Bütün bunları yaparkende,yolsuzluğu engelleme iddasını taşıyıp bunda da başarılı olamayan neresidir?)

SORUNLARIMIZIN KAYNAĞINDAN,SORUNLARIMIZ İÇİN ÇÖZÜM BEKLEMEK!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİĞE ÖRNEK OLABİLİR Mİ?

MEB için de,dernekler içinde,bizler içinde KİMSENİN DEDİĞİNE BAKMAYIN;YAPTIKLARINA BAKIN.YAPTIKLARINA...

Bu işin çözümünü derneklerde falan aramayalım hiç...

Derneklerin pasif kaldığını düşünmüyorum. Bence ellerinden geleni yaptılar ve yapıyorlar. Ancak sektörel bir güç olamadığımız için, cümrümüz kadar yer yakabiliyoruz.

Artık herkes bu sektörün büyük çoğunluğun umursamaz, vurdum duymaz, dünyadan habersiz, kaygısız kurumlardan oluştuğunu sanıyorum görmüştür. Yani Nasreddin Hoca'nın fil hikayesi gibi, sektördeki kurumlara güvenip de yola çıkan, bir süre sonra arkasında kimsenin olmadığını görür.

Ancak, tüm umutlar kaybedilmiş midir? Hayır!
Bu sistemi zorlaya zorlaya getirecekler. Vazgeçilmesi için 2 olasılık var. 1.si hukuki yollar ki benim hala umudum var. Er veya geç Danıştay bir karar vermek zorunda... AB ve kendi içtihatına aykırı bir karar mı verecek, yoksa siyasi iradeye mi uyacak hep birlikte göreceğiz.

2. olasılık ise, sistemin doğru düzgün işletilememesine yol açabilecek zorluklar. Bunları nasıl aşmayı düşündüklerini bilmiyorum. Ama ilk ay uygulamalarda nasıl bir strateji izlendiğini göreceğiz.

Atladığımızı düşündüğüm çok önemli bir konu var. VELİLER!
Şu ana kadar veliler bu mücadelenin hiç bir yerinde yer almadığı gibi, devreye de sokulmadı. Ben öyle kurumları 1 hafta kapatalım falan gibi radikal önerilerde bulunmayacağım. Ancak, en azından velilere herhangi bir nedenle sisteme girilemeyen seans ücretlerini kendilerinin ödeyeceği söylenirse sanıyorum bizler kadar onlar da bu uygulamaya karşı çıkacaktır. Tabi beleşe bol seans verilen bir sektörde böyle bir şey nasıl uygulamaya geçebilir ondan da şüpheliyim.

Eninde veya sonunda bu sistemi dayatacakları açık olduğuna göre, yapılması gereken şey bu süreci olabildiğince az zararla kapatmak, hatta bu krizi mümkünse bir fırsata dönüştürmek. Yıllardır şikayet ettiğimiz seans sınırlaması, zorunlu eğitimci, aylık program vs. gibi abuklukları belkide bu şekilde aşma imkanımız olabilir. Bunu da dikkate almak lazım.

*************
EK:

Sanıyorum bir yanılgıyı da düzeltmek lazım. Cihazla ilgili MEB'in açtığı bir ihale falan yok. Onlar ihaleyi kendi sistemleri için açtılar. Ancak şu var ki, kullanılacak sistemle ilgili yayınladıkları yazıdaki teknik özellikler aleni bir şekilde bunun söz konusu firma tarafından hazırlandığını ortaya koyuyor.

Yani, hodri meydan... dileyen tamamen aynı özelliklerde cihazı başka firmadan 200TL'ye temin edebilirse alsın, kullansın. Açık konuşmak gerekirse bu çok imkansız da değil. Çindeki üreticiler teknik özellikleri verilen ürünleri sizin talepleriniz doğrultusunda üretip verebiliyorlar. Elbette bu bir kaç cihaz için yapılamaz. Ama dernekler bu işi 1000-2000 cihaz için yapabilir.

Böyle bir durumda nasıl bir kıyamet kopar onu da pek tahmin edemiyorum.

Not: Aslında cihaz çinde de pek ucuz değil. En uyduruğu 250$'dan başlıyor. Neden 30-40$ maliyetli parmak izi sistemi yerine hem uygulaması zor, hem de maliyeti yüksek damar tanımanın tercih edildiğini bilmiyorum.

Sn tartanc alinan kararlarin siyasi oldugunu zaten ben basindan beri soyluyorum. Antalya toplantisinda nerdeydiniz dememe gelince orada ne kadar cok kurum bir arada olabilseydik bu is boyle paldir kuldur olmazdi belki. Daha once de dedigim gibi duzen once sisteme uydurulabilirdi.tabi su akacak yolunu bulacak ama sunu da cani gonulden istiyorum.insallah bu su akarken bu sistemi boylesine acemice getirrnlerde bu suda bogulur.herkesin bedduasini zaten aldilar o baska bir mevzu ama sistemin duzensizliginden kaynakli egitime alinamayacak engelli bireylerin ve ailelerin haklarinin hesabini hem bu dunyada hem ahirette veremeyecek olmalari da beni cok sevindiriyor. Bugune kadar iktidardan ve iktidarin kurmus oldugu duzenden korkup agzini acamayanlar ya da onlarin yaptiklarinda keramet aramaya devam edip destekleyenlerde bunun hesabini veremeyecek.simdi soyluyorum ve soruyorum. Bu mevcut burokrasiden cekinmeyen korkmayan yok kardesim bu boyle olmaz boyle oluru gercekten kivirmadan yurekli bir sekilde dile getirebilecek kac kisi var acaba. Herkes aman sunu soyle demiyelim yapmayalim yoksa daha kotu olur mantiginda. Ama allahtan tek dilegim bir an once bu konuda kim art niyetli davraniyorsa hele ki amac bu cihazlardan birilerine bisey kazandirmaksa soylendigi gibi allah iki yakalarini bir araya getirmesin ne diyim

Iste gercek bu. Evet dogru soyluyosun diycek kadar cesareti olmayan korkaklar toplulugu bu sektor malesef

son iki aydır başımdan geçen olayları anlatacağım, Antalya öncesi ve Antalya sonrası iki ayrı süreç,25 kurum sahibi ile görüştüm antalyaya gelin cevap: ne gerek var cevap :sen gidiyorsun bize anlatırsın cevap:dernek mi karşılıyor her şeyi,bahsettiğim kurumların bir çoğu damar okumadan belkide en çok etkilenecek kurumlar, Antalya dönüşü derneklere üye olmak konusunda yaptığım görüşmeler, siz çalışın beğenirsek üye oluruz, neeee 50 tl mi beş kuruş vermem, ama bakın damar okuma geliyor ne yapacaz sıkıntı var cevap: sen bir sistem kurarsın bize de anlatırsın,bi şey olmaz, hayatta gelmez, bizim devamsızlıımız yok zaten vs... şimdi artık en ağır şartlarda gelsin sonra kalanlarla örgütlenelim mantığana sahip olmaya başladım doğru bi mantık mı? değil ama doğru mantık kurmakta fayda etmedi ,1000 üzerinde öğrencim var görüştüğüm kurumlar pazarlamıcı muamelesi yaptı acaba ne çıkarı var gibi baktı, şimdide diyorum ki ne olacaksa olsun...birlik olmadığı sürece sektör ya bitmeye yada devlet gözünde kirli kalmaya devam edecektir...