Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.
  • Sayfa:
  • 1
  • 2

BAŞLIK: Sorun damarda değil YÖNETMELİK

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 20 Oca 2015 23:38 #1

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Sorun damar okuma değil yönetmelik söylemi doğrultusunda yönetmelik ve düzenlemelerde yer alan ve sorun olarak belirtilen bazı maddeleri aşağıda yazdım.

Burada kurum sahipleri hepsi farklı farklı sıkıntılardan bahsediyor ama düzenli bir şekilde soruna sebep olan yönetmelik maddeleri bir bütün halinde sıralanmıyor. Dolayısıyla istekler ve söylemler karmaşık bir şekilde belirtiliyor.

Aşağıda belirttiğim yönetmelik maddelerinden eksikler olabilir. Bu eksikleri tamamladığınızda ve sorunların ortadan kalkması için bu yönetmelik maddeleri nasıl değiştirilmelidir.

Kurumların çektiği diğer sıkıntıları bir kenara bırakarak sadece yönetmelik kaynaklı sıkıntılara baktığınızda bu maddelerin alternatifi olan yönetmelik maddelerini nasıl yazabilirsiniz?


İş takvimi
MADDE 24 – (1) Kurumlarca, (Değişik ibare:RG-24/5/2013-28656) engelli bireylerin bireysel ve/veya grup ders eğitimlerinin gün ve saatlerinin yer aldığı aylık iş takvimi hazırlanarak bir sonraki ayın eğitimine başlamadan önce (Değişik ibare:RG-24/5/2013-28656) engelli birey modülüne girilir. Bireysel ve/veya grup eğitimi, aylık iş takviminde belirlenen gün ve saatlerde verilir.
(2) Aylık iş takviminde herhangi bir nedenle değişiklik yapılması durumunda, değişikliğin yapıldığı tarihten sonraki kalan süre için yeniden düzenlenen iş takvimi (Değişik ibare:RG-24/5/2013-28656) engelli birey modülüne girilir.
(3) (Değişik:RG-29/5/2014-29014) Engelli bireylere rehberlik araştırma merkezlerince düzenlenen özel eğitim değerlendirme kurulu raporu doğrultusunda, bireysel ve grup eğitiminin önerilmesi hâlinde bir günde en fazla iki ders saati bireysel ve bir ders saati grup eğitimi verilir. Raporda sadece bireysel eğitim ya da grup eğitimi önerilmesi halinde bir günde en fazla iki ders saati bireysel ya da grup eğitimi verilir. Ders eğitim saatleri bir ay esas alınarak en az üç haftaya dengeli olarak dağıtılır. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yapılacak dersler, her ay için iki haftaya dengeli dağıtılarak verilebilir.
(4) (Değişik:RG-24/5/2013-28656) Doğal afetler veya çeşitli nedenlerle Bakanlık, valilik ya da kaymakamlıkça alınacak tatil kararları nedeniyle yapılamayan eğitimler öncelikle ay içerisinde bunun mümkün olmaması durumunda takip eden ayda yapılır.
(5) Eğitim personeli bir günde 8 saatten fazla derse giremez.

* Damar okumaya ilişkin düzenlemelerde 72 aylık altındaki çocukların 1. Derece akrabası yada velisinin belirteceği refakatçi tarafından kuruma gelecek olması.

* Zorunlu personel tarafından 2 saat eğitimin verilecek olması.

* ...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 20 Oca 2015 23:49 #2

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Kısacası yönetmelikte sorunlu olarak gördüğünüz maddelerin nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 20 Oca 2015 23:54 #3

  • gulumse
  • gulumse Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 241
  • Teşekkür Sayısı: 146
  • Başarı: 1
(sorun yönetmelik damar vs. değil sorun mevzuatı hazırlayanların bakış açısı.. velhasıl bu listeyi biz dernekler olarak 8 yıldır yapıyoruz/yapmışız ama bir arpa boyu ilerlememişiz.. sorun derneklerin başarısızlığı değil bürokrasinin sektöre yaklaşımı)
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: Kalemdar, barisltd, faruksevindi ve bu kullanıcının diğerlerinden 1 teşekkürü var

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 21 Oca 2015 00:01 #4

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
gulumse yazan:
(sorun yönetmelik damar vs. değil sorun mevzuatı hazırlayanların bakış açısı.. velhasıl bu listeyi biz dernekler olarak 8 yıldır yapıyoruz/yapmışız ama bir arpa boyu ilerlememişiz.. sorun derneklerin başarısızlığı değil bürokrasinin sektöre yaklaşımı)

Yönetmelikteki sorunları ve istediğin alternatifleri belirtmezsen ve tartışmazsan tabi ki ilerleyemezsin.

Somut birşeyler söylüyorum ama soyut cevaplar veriyorsun.

Sorunların çözümü için makul, mantıklı ve bilimsel öneriler sunmalısın ki orta nokta bulunsun.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 21 Oca 2015 00:15 #5

  • gulumse
  • gulumse Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 241
  • Teşekkür Sayısı: 146
  • Başarı: 1
sayın telkin

bu bahsettiğin somut "şeyi" dernekler olarak yıllar yıllar öncesinden elbirliğiyle yaptık.. ilgili ilgisiz yerlerle de paylaştık
bu şeyleri tekrar tekrar yapmaktan bize gına geldi
keşke sende özellikle özerkder'in toplantılarına katılsaydın..

sayın telkin yeniden keşfedeceksen keşfet.. itirazım yok..

dikkat! ilk yorumumu parantez arası verdim
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd, faruksevindi

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 21 Oca 2015 00:20 #6

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Sayın arkadaşım,

Yönetmeliğin bu maddeleri zaten saçmalığın daniskası ve değiştirilmesi değil, külliyen kaldırılması gerekiyor.

1. Önceden yapılan aylık iş planlarının hiç bir anlamı yok. Çünkü bu planları zaten uygulayamıyoruz. Ay içinde neredeyse yarısı değişiyor. Raporu biten, değişen veya yeni rapor çıkartılan, kurumdan ayrılan vs. çocuklara zaten aylık program yapılması hem mümkün değil, hem anlamlı değil!

2. Dolayısıyla aylık iş planında değişiklik yapılmasına ilişkin bir madde olmasının da anlamı yok!

3. Günlük, haftalık ve aylık ders saati sınırlamalarının hiç bir anlamlı gerekçesi yok. Evet, devlet ödeme için aylık belli sayıda eğitimin yapılmasını talep edebilir. Ancak, bu ay hastalık nedeniyle 4 saat gelebilen bir çocuğun kalan 4 saatini diğer aylarda almasına engel olunmamalıdır. Bunun için aylık en az 4, en fazla 16 saat ders verilebilir gibi bir düzenleme yapılabilir.

Günlük ve haftalık ders dağılımı sınırlaması kaldırılmalıdır. Bunun rasyonel bir gerekçesi yok. Benim Ağrıdan her ay gelen velim var. 1 hafta durup gidiyor. Bu kişi eğitimini cebinden ödemek zorunda kalıyor. Çünkü sadece 2 seansının parasını fatura edebiliyoruz. Diyebilirsiniz ki, neden geliyor, Ağrıdaki bir kuruma gitsin! Ama velilerin alacakları hizmeti seçme hakkı vardır. Sırf bu nedenle ev tutup taşınan kişileri biliyorum.

Yaz aylarında 2 haftaya dağıtılmasında sakınca görülmeyen derslerin yıl içinde 3 haftaya (eskiden 4) dağıtılmasının hiç bir mantığı olamaz. Madem bu iş 2 haftada olabiliyor o zaman niye 3 haftayı zorluyoruz.

4. Tatil kararıyla ilgili hüküm diğer maddeler düzeltilirse zaten gereksiz kalır. Kurumlar kendi programlarını tatile göre düzenleyebilir, yapamadıkları dersleri sonraki aylarda telafi edebilirler.

* Zorunlu eğitimci uygulaması tam bir garabettir. Bir çocuğun en az 2 dersine özel eğitim öğretmeninin girmesi, kalanına diğer eğitimcilerin girebilmesinin hiç bir mantığı yoktur. Yani 2 saat esastan eğitim, kalan 6 saat fasülyeden eğitim mi? Modül-eğitimci sınırlamalarına bakılacak olursa bu modüllerin neredeyse tamamının tüm eğitimciler tarafından kolaylıkla uygulanabileceği açıktır. Önemli olan eğitim programıdır. Eğitim programının hazırlanmasında özel eğitim öğretmeninin zorunlu tutulması haklı bir gerekçe ulabilir. Ama mutlaka uygulayıcı olmalarına gerek yoktur.

Benzer sorunlar fizyoterapi ve diğer bazı modüllerde de mevcut.

Dil ve Konuşma programıları bu alanda uygun ücretle çalışacak "zorunlu" meslek elemanı bulunamadığından zaten kadük olmuş haldedir. Şu anda, kendisi konuşma terapisti olan kişilerce açılmış kurumlar dışında diğer kurumların bu programları verme olanağı yok denecek kadar azdır. Bu programların zorunlu eğitimcilerinin aylık ücretleri 7-8.000TL'nin üstündedir. 50TL seans ücretiyle karşılanması mümkün değildir.

*************

Bunların dışında; damar tanımanın mevcut şekli pratiklikten uzak, yüksek masraflı ve eziyetlidir.
Yönetmelikte "damar tanıma" değil, biyometrik veri ile takip talep edilmektedir.

* Çok daha ucuz ve uygulaması kolay olan parmak izi vs. gibi sistemler kullanılabilir.

* Bu sistemlerin genel çerçevesi çizilerek firmalar arasında rekabete imkan sağlanabilir ve tek bir firmadan fahiş fiyatlı hizmet alınmasının önüne geçilebilir.

* Uygulanan sistem optimize edilerek başka bir veriye gerek duyulmadan parmak izini otomatik tanıma, önceden giriş yapılmasına gerek olmaksızın o anda gelen çocuğun ders programının girilebilmesi gibi esneklikler yapılabilir.

* El okumanın hem derse girerken, hem çıkarken yapılması paranoya seviyesinde bir güvenlik önlemidir. Bir kuruma kadar gelip elini okutan bir kişinin dersini almadan kaçıp gideceğini düşünmek son derece anlamsızdır.

* Ne kadar esnetilirse veya yumuşatılırsa yumuşatılsın, damar tanıma (veya diğer biyometrik sistemler) evrensel insan haklarına (hele ki çocuk haklarına) aykırıdır. İşi usulüne uydursak bile tek bir veli çıkıp "ben el izimi vermek istemiyorum" dediğinde bu hakkını kullabilmesi gerekir. Dolayısıyla el tarama veya benzer sistemler zorunlu değil, gönüllü olmalı, gerekirse bu sistemler için cezalandırma değil teşvik yolları kullanılmalıdır. (Örneğin cihaz ve VPN ücretlerinin MEB tarafından karşılanması gibi)

***********

Bu husular dışında, sizin dile getirmediğiniz ama genel olarak ele alınması gereken pek çok husus var. Örneğin grupların yaş aralığı ve modül uyumunun zorunlu tutulması, RAM raporlarında mevzuata rağmen velinin veya kurum öğretmeninin ne istediğinin hiç bir şekilde dikkate alınmaması vs. gibi..

Bu işlerin çözümü tek tek maddelerle oynayarak olmaz. Bütüncül bir yaklaşımla tüm ilgili mevzuat birlikte ele alınmalı ve ortak akılla (buna bürokratlar kadar STK'lar ve Eğitim kurumları, üniversiteler dahil olmalı) hazırlanmalıdır.

Mevcut mevzuatımızın temel çerçevesi "eğitim" değil "ödemeler" üzerine kurulmuştur. Yani bu mevzuatın revize edilmesinden ziyade tamamen baştan hazırlanması gerekiyor. RAM raporlarından başlayıp standartlar yönergesindeki anlamsız şartlara kadar her şey aynı uyum ve çerçeve içerisinde yapılandırılmalı.

***************

EK:

Sn gulumse'nin de belirttiği gibi, mevcuattan kaynaklanan sorunların neredeyse tamamı ilk yayınlanacak yönetmelik daha yayınlanmadan başlanarak defalarca, belki yüzlerce kez hem yazılı, hem sözlü olarak dile getirildi.

Bu dile getirilen sorun ve çözüm önerilerinin belki %1'inden azıyla ilgili göstermelik ve yüzeysel değişiklikler yapıldı. Mahkemelerce daha önce iptal edilmiş hususlar bile her yeni yönetmelikle yeniden gündeme geldi.

Şu andan sonra bir şeylerin değişebileceğini size düşündüren nedir?
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Son Düzenleme: 21 Oca 2015 00:36 yazan barisltd.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: ahmetali, gulumse, etik ve bu kullanıcının diğerlerinden 5 teşekkürü var

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 21 Oca 2015 00:58 #7

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Yazmayı unuttuğum (şimdi aklıma gelmeyen) pek çok husus dışında önemli gördüğüm iki yönetmelik maddesi daha var.

Bunlardan biri 8 bireysel, 4 grup eğitimi verilmesinin zorunlu tutulması. Kanunda ve bütçe uygulama talimatında böyle bir sınırlama olmamasına rağmen, ayrıca eğitim programları ve süreleriyle ilgili Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığının görüşünün de alınması zorunlu olmasına rağmen MEB kendi inisiyatifiyle ödemeyi 8 bireysel ve/veya grup eğitimiyle sınırlandırmaktadır.

Yine aynı şekilde, kanunda ve bütçe uygulama talımatında bu konuda bir sınırlama olmamasına rağmen, zorunlu 8+4 seans uygulaması nedeniyle tüm Türkiye genelinde tüm kurumların tek tip fiyat uygulamasını zorunlu kılmaktadır. İşin ilginç tarafı bu uygulama MEB'in kendi Ücret Tespit Yönetmeliğine de aykırıdır.

Mevzuata aykırılığı bir yana kurumlar arası rekabeti kökünden engellemekte, herkesin aynı şekilde, minimum maliyetle, minimum kalitede hizmet vermesini zorunlu kılmaktadır.

Devletçe karşılanan miktar zaten belli ve sabit olduğu için yönetmeliğe bu şekilde zorunlu seans sayısı ve fiilen sabit seans ücreti konulmasının devletin çıkarlarını koruduğundan falan da bahsedilemez. Bu uygulama neye/kime hizmet ettiği belli olmayan, kurumların körelmesi, rekabetçi ve yenilikçi olmasını engelleyecek en temel mevzuat hatalarından biridir.

Umarım yanılıyorumdur ancak, mevcut seans sayılarının daha da arttırılması veya zorunlu aile eğitimi vs gibi konularında bu ücrete dahil edilmesi gibi başka olumsuzlukların da yeni mevzuatta yer alacağına ilişkin hoş olmayan kokular da var.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: ahmetali, gulumse, etik ve bu kullanıcının diğerlerinden 1 teşekkürü var

Sorun damarda değil YÖNETMELİK 21 Oca 2015 01:27 #8

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Sayın barisltd;
Tamam, önceden iş planı oluşturulması çok ta gerekli olmayabilir. Hastalık nedeniyle bu ay sadece 4 saate gelebilen çocuğun kalan 4 saatini bir sonraki ay verebilmesi de mantıklı olabilir.

Ancak bu günlük, haftalık ve aylık ders saati sınırlaması konusunda yanıldığınızı düşünüyorum. Bu çocuklara devlet yılda 96 saat eğitim hakkı veriyor bu zaten yeterli değil daha fazla olması gerekir. Verilen bu sınırlı sayıdaki eğitim hakkının yılın 12 ayı eşit aralıklar ve dağılımlarla verilmesi isteniliyor.

Burada diyorsunuz ki benim öğrencim şehir dışından her ay geliyor 1 hafta kalıyor 4 seans eğitim alıp geri dönüyor. Başka biriside diyor ki benim yurt dışından öğrencim 3 ayda bir geliyor 10 gün eğitim alıp dönüyor. Ya ben bu olayı anlayamıyorum. Bu şehir dışından gelen çocuklarınız sertifika eğitimine gelip sertifikasını alıp dönüyorlar mı? Yada bir test çalışmasına katılıp geri mi dönüyor? Pardon bu çocuklar özel eğitim gereksinimi olan çocuklar. Bu çocuklar zihinsel engelli, fiziksel engelli, otizimli çocuklar. Bu çocukların devamlı, düzenli ve sürekli olan bir eğitim alması gerekiyor. Siz bu çocuklara ödevlerini verip 3 ay sonra kontrole gel der gibi bir eğitim yapabilir misiniz? Tamam, muhakkak yoğun ve kaliteli bir eğitim veriyorsunuzdur. Ancak unutmayın bu çocuklar öğrendiğini 1 dakika sonra bile unutabilirler, kazandırılan ve kazandırılacak amacın sürekli ve kontrollü olarak takrar edilmesi pekiştirilmesi gereklidir. Özel eğitimde bir davranışın kazandırılmasının çok da kolay olmadığını biliyorsunuz. Bu çocukların 1 hafta da aldığı eğitimi 1 ay sonra tekrar geldiğinde unutabilmesi muhtemeldir. Tabi ki unutmayan aldığını kapan zeki çocuklarda vardır. Ama ne olur yapmayın bu çocukları üniversite öğrencisiyle karıştırmayın. Bir öğretmen bile sürekli ve belirli aralıklarla çalışmadığı üzerinde durmadığı bilgileri unutabiliyor.

Günlük, haftalık ve aylık ders saati sınırlaması eğitimin devamlılığı, verimliliği ve sürekliliği açısından gerekli bir karardır. Kurum sahipleri planlı eğitimi istemiyor. Biz öğrenciyi ne zaman getirirsek yada öğrenci ne zaman gelirse eğitimi ozaman veririz diyorlar. Kurumu zorlayan bu maddenin istediğiniz şekilde eğitime bilime mantığa uyarlanmasını yanlış buluyorum.

Bu çocuklarımız için 8 bireysel ve 4 grup ders süresi azdır. Bu anlamda benim görüşüm en az 20 bireysel 10 seans grup eğitimi olmasıdır. Ancak bu konu devletin ekonomi politikasıyla alakalı olduğu için bir şey söyleyemiyorum.

Ayrıca bu çocuklar özel eğitime muhtaç olan çocuklardır. Bu alanın uzmanı da özel eğitim alanı öğretmenleri ve fizik alanında ise fizyoterapistlerdir. Bu çocukların 2 saati bile zorunlu personelden alması az bulunuyorken siz bu 2 saat uygulamasının kalkmasını söylüyorsunuz. Zorunlu personeli bulma ve maaşları konusunda sıkıntılarınız olabilir ama bu olayı garabet olarak nitelendirmeniz yanlıştır.

Genel olarak yazdıklarınıza baktığımda kurumları zorlayan sıkıntıları dile getirmişsiniz. Bu kurumların giderlerinin çok yüksek olduğu eskiden olduğu gibi kâr getiren bir iş dalı olmadığı ulaşılan bir gerçektir. Ama savunduğunuz düşünceleri eğitime, bilime ve mantığa dayandırmanız iyi niyetinizi yansıtmamaktadır.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
  • Sayfa:
  • 1
  • 2
Sayfa oluşturma zamanı: 0.271 saniye
Sistem Kunena Forum