tartanc,
Senin önerilerini ben biraz genişletmek istiyorum.
- Aylık, haftalık ders saatleri esnek bırakılırsa telafi gereksiniminin büyük kısmı ortadan kalkacak, kurumlar dinamik bir programlama yaparak bunun üstesinden gelebilecektir. Aslında bunun çözümü de kolay... Bu ay 4 ders yaparsanız 4 ders parasını fatura edersiniz, 12 ders yaparsanız onu fatura edersiniz. Devletin de, çocuğun da, kurumun da bir kaybı olmaz.
- Telafi dediğimiz şey her hangi bir nedenle kuruma gelemeyen bireyin dersini başka bir tarihte yapmak. Şu anda aylık iş planına girilmiş ve yapılamamış bir dersi geriye dönük olarak değiştirme şansımız olmuyor. Eğer bu imkan sağlanırsa zaten telafi sorunu da ortadan kalkar.
- Modüllere yöenlik zorunlu personel meselesi mutlaka çözüme kavuşturulmalı. Belli sayıda çocuktan sorumlu olacak Özel Eğitim Öğretmeni şartı gibi bir şey olabilir. Ama mutlaka derse girmesi zorunlu tutulmamalı.
- Gruplarda yaş-modül uyumu uygulanması imkansız gibi bir şey. Bunun çözülmesi lazım.
- Sistemin çalışmaması, elin okutulamaması veya başka teknik sorunlardan kaynaklanacak kayıplar için bir destek sistemi olmalı. Bu artık imza çizelgesi mi olur, telefonla provizyon alma gibi bir şey mi olur bilemiyorum.
- Okul saatleri önemli bir sorun. Hepimiz biliyoruz ki, pek çok çocuk okul saatinde rehabilitasyon merkezine gidiyor. Aslında öncelikli olan da bu. Bu konuda bir esneklik sağlanması lazım.
************
Şimdi esas sorun, sorun ve çözüm önerilerini tespit etmekten ziyade MEB'i sorunlar konusunda ikna etmek. Benim duyduğum -gerçekliği meçhul- bir söylentiye göre MEB'de yetkili kişiler damar tanımanın uygulanışından hoşnut değil ve alternatif bir sistem getirilmesini arzu ediyorlar. Alternatif sistem ne olur onu düşünmek lazım.
Bu düzeltmeler, çözümler vs. için normal bürokrasi yollarının izlenmesinin çare olacağına kesinlikle inanmıyorum. Bu işin bakanlık dışından, daha yukarılardan çözülmesi lazım. Çünkü bakanlık bürokrasisi ayak direttiği hiç bir uygulamada geri adım atmıyor. Her yeni düzenlemesi başka sorunları beraberinde getiriyor. Dolayısıyla, sektörün öz kaynaklarının kullanılması lazım. Bu kadar insan içinde lafını dinletecek, hatır gönül sahibi kişilerin mutlaka çıkması lazım.
*********
Pek çok kurum sahibi arkadaş itiraz ediyor ama kayıpların mutlaka velilere de yansıtılması lazım. Tüm yükü kurumlar çekerse bu sisteme karşı veliyi yanınızda değil, karşınızda bulursunuz. Derse gelip elini okutamayan veli "bana ne, senin sorunun" der, geçer.
Elbette tüm bunları yapabilmek için sektörel bir irade, birliktelik lazım. Eğer bu sistemi halen uygulayan 17 ildeki arkadaşların çoğu durumdan memnunsa yapacak bir şey yok. Hepimiz bir an önce bu sisteme geçelim.