sayın barış size özel olarak teşekkürediyorum günlerdir hatta aylardır yazmak istediğim ama kim bu kadar uzun yazacak diye üşenip yazmadığım yazıyı yazdığınız için teşekkürederim....olayı çok güzel özetlemişsiniz,yeni dernek meselesine gelince bende herkes kadar dernekleri eleştiriyorum ama açıkçası öyle büyük boyutlarda başarısızlık ve beceriksizlik görmüyorum , yeni dernek kuracak arkadaşlar bakanlığın onları kapıda karşılayacağını mı düşünüyor,yada üyeleri elerinde pankartlarla herşeye hazır olacağını mı ? yani bugun kü yaşanılanların faturasının sadece dernek başkanlarına kesilmesi acımasızca geliyor, yeni bir dernek kurmak ile mevcut derneğinin yönetimine talip olmak arasındaki fark nedir ? neden kimse bakanlığın bile uygulanmasının imkansız olduğunu bildiği bir sistemde ısrar etme nedenlerini tartışmıyor, bu durum kurum sahiplerinin eseri kimse ağlamasın, biz yaptık baskın çok uzak değil dün 2 kurum sözleşmem devam eden personelime afaki maaşlar vaat ederek istifa etmesini istiyor, bu ve buna benzeyer onlarca şeylerden dolayı inandırıcılığımızı yitirdik, güven duygumuzu yitirdik , bakın size bir olay anlatayım bizi nereye koyduklarını daha iyi anlamanız açısından önemli, millieğitimin üst düzey birimlerinin birimde görev dağılımı yapılıyor kim hangi birimi ( şubeyi ) seçecek , 5 brokrat birbirine giriyor kimse rehabilitasyon merkezlerini almak istemiyor , gerekçe hırsız , vicdansız engelli çocukların hakkını çalıyorlar, ben muhattap olmak istemiyorum, gerekirse bir alt müdürlüğe verin ona bile razıyım diyor....eğer gerçekten bir şey yapmak istiyorsak önce algıyı değiştirmemiz lazım, eğitim kalitesini artıracak projeler geliştirmemiz lazım, yoksa sittin sene 50 dernek olsada bir şey değişmez, değişmeyecekte....