Sektörü yönetenlere o kadar güvenimizi yitirmişiz ki engelli çocuklara dönük böyle olumlu gelişmelere bile tedirginlikle yaklaşıyoruz.
Destek Eğitim Odalarının arttırılmasıyla ilgili telkinler uzun sayılabilecek bir zamandan beri yapılıyor okullara. Yeni bir durum değil üzerine yazdığımız mesele. Ancak okul idarecileri bu odaların açılmasıyla alakalı olarak ayak diriyorlardı. İşi yavaştan alıyorlardı. Hatta geçen senenin sonlarında okullara ve milli eğitim müdürlüklerine her okula en az bir tane destek eğitim odası açılması noktasında yazılar zaten gönderilmişti. Geçen sene yapılan 2.000 küsür öğretmenlik özel eğitimci atamasını da bu durumla ilişkilendirmek mümkün. Yani bu hazırlıklar uzun zamandır yapılıyor zaten.
Bizleri korkutan ise bu hamlenin arkasından neyin gelebileceğini öngöremeyişimiz elbette. Öyle bir memlekette yaşıyoruz ki mevcut duruma göre yatırım yapan biz özel eğitim yatırıcımları MEB'in 2 saat sonra bile ne yapacağını kestiremiyoruz. Gelecekle ilgili planlar yapamıyoruz. Oyunu kuran güç
"top benim değil mi, istediğimi yaparım" diyor ve hiçbirimizin elinden bir şey de gelmiyor. Oysa keşke devletle oyunun kurallarını müzakere edebilseydik. Mevcut duruma göre yapılan bu yatırımların devlet eliyle batırılmasının saçmalığını anlatabilseydik. Devlete güvenmek istediğimizi söyleyebilseydik. Keşke geleceğe dönük bize ümitler verilseydi de özel eğitimle ilgili daha büyük ve nitelikli yatırımlar yapmaya cesaret edebilseydik. Bu dilekleri istediğiniz kadar uzatabilirsiniz.
Şimdi süper zekanın biri çıkıp
"destek eğitim odasına giden engelli bireylere özel eğitim verilemez" der diye ödümüz kopuyor. Ki bunun işaretlerini de görüyoruz. Neyse. Uzun zamandır bir kaç bürokratın iki dudağının arasında kaderlerimiz. Alın yazımız böyleymiş. Çekiyoruz