Değerli arkadaşlar,
Genel olarak ne bizim basınımızda, ne de yabancı basında çok ciddiye alınmasa ve gündem yapılmasa da (ki bunun kasıtlı olması ihtimali de var) dünyayı ciddi şekilde tehdit eden bir coronavirüs salgını söz konusu...
Olayın 2 boyutu var... Bir sağlık boyutu, ama kanımda daha ciddi ve önemli olan toplumsal ve ekonomik boyutu.
Sağlık boyutunu ele alacak olursak; çok ciddi bulaşıcılığı olan, bulaşma yolları tam bilinmeyen, henüz bir ilacı veya aşısı olmayan, görece olarak çok ciddi seyretmeyen bir hastalıkla karşı karşıyayız.
Hastalığın gripten biraz daha tehlikeli olduğu ancak bir veba olmadığını belirtmek gerek. Ancak korkutucu olan, bu hastalığa karşı toplumsal bağışıklığın olmaması, aşağı yukarı maruz kalan herkesin hastalanması... Yani gribe evinizdeki 5 kişiden 1-2 si yakalanıp diğerleri bağışıkken bu hastalığa 5 kişinin 5 ide yakalanıyor.
Sağlık açısından veriler çok çelişkili olmakla birlikte, Hastaların %80'i hafif bir nezle gibi geçiriyor, %20 si ağır hasta olarak geçiriyor, %5 kadarı kritik seviyede ağır hasta oluyor. Ölüm oranı Binde 4 ile %4 arasında çelişkili... Çinde çok yüksek görünmekle birlikte gelişmiş ülkelerde daha düşük oranlar çıkıyor.
Yani kişisel görüşüm bir sağlık tehditi olmakla birlikte, bu çok korkulacak, paniğe kapılacak seviyede değil.
********
Diğer taraftan, işin toplumsal ve ekonomik bir boyutu var ki, hepimizin bildiği gibi Çin'de milyonlarca insanı karantinaya aldılar, dünya ile ilişiklerini kestiler. Çin'in hali hazırda ekonomik kaybının 160 milyar doları aştığı söyleniyor. Milyonlarca çin firmasının iflas eşiğinde olduğu söyleniyor.
Tüm bu kısıtlamalara, aşırı önlemlere karşın, Çin dışındaki ülkelerde hastalığın görülme hızı ivmelenerek artıyor. Yayılımı önlemek neredeyse imkansız gibi duruyor.
Şu ana kadar ülkemizde hiç hasta görülmedi ancak bu aslında hasta kişiler olmadığını göstermiyor. Dört bir yanımızda hastaları olan ülkeler var ve biz bu ülkelerle yakın temas halindeyiz. Daha kötüsü, ülkemiz kaçak göçmenlerin transit geçiş için kullandığı bir kara parçası. Eninde veya sonunda, erken veya geç bu hastalığın ülkemizde de ortaya çıkacağını düşünüyorum. Çıktığı zaman ülkemizin nasıl bir politika izleyeceğini de bilmiyoruz. İşinize gücünüze bakın mı diyecekler, şehirleri karantinaya mı alacaklar hiç biri belli değil.
Muhtemel ki, dünya genelinde salgınlar kontrolden çıktıysa herkes işine gücüne baksın, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir diyecekler. Ama o aşamaya ne zaman gelineceği de belli değil.
Her halukarda, önümüzde ciddi bir tehdit olduğunun bilincinde hareket etmenizi, tedbirli olmanızı öneririm. Çünkü salgın başladığında işin kaosa doğru gitme olasılığı var. Üstelik sağlık bakanlığının veya diğer kamu kuruluşlarının bu konuda ne ciddiyette eylem planları hazırladığını bile bilmiyoruz. Vatandaşa yapılan hiç bir uyarı yok.