Özel Eğitim Sektörü Mensubu Kıymetli Kurucu Arkadaşlarım; Abilerim, Ablalarım, Büyüklerim, Kardeşlerim...
Herkese hayırlı, sağlıklı, stressiz, huzurlu bir gün ve ömür diliyorum.
Malumunuz olduğu üzere 16 Mart Tarihinde Millî Eğitim Bakanlığımızın idarî kararı ile Korona virüsüne karşı alınan tedbirler kapsamında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak ülkemizde ilk kapanan sektörler arasında yer aldık. Kafeler, restaurantlar, berberler dahi bizden sonra kapandı...
Takip eden hafta ÖZERKDER’in yaptığı görüşmeler kapsamında AVANS esasına bağlı bir ödeme sistemi sektörümüz için benimsendi.
Bu durum, kişisel diyaloglar çerçevesinde başkaca arkadaşlarımız tarafından da dillendirildi ve bu kapsamda ÜZÜLEREK BELİRTEYİM ki BAZI ARKADAŞLAR TARAFINDAN BAKANLIK DÜZEYİNDE O SÜREÇ BALTALANDI ve KİŞİSEL DİYALOGLARI OLAN ARKADAŞIMIZ DA UZAKLAŞTIRILDI. “İş yapılacak ise biz yaparız, biz yapamıyor isek de sektör faydasına başkasına bir tek çivi çaktırmayız” düşüncesi ile yapılan bu baltalama malesef sonuç verdi ve tatil kararının ilk haftasında çözülebilecek bir mesele; SEKTÖRÜMÜZ, KURUMLARIMIZ, KURUCULARIMIZ ve PERSONELLERİMİZ AÇISINDAN psikolojik olarak son derece yıpratıcı bir belirsizliğe dönüştü. Bu duruma gerek şahsım gerekse başkaca arkadaşlar evvelce mesaj ve paylaşımlarında da yer verdi...
Bu baltalamadan sonra tekrar başa saran süreçte de ciddi emek ve fedakârlıklar sarf edilerek Kurumlarımıza yapılacak avans ödemesi süreci takip edildi.
Bu süre zarfında da;
1- Önce hibe ödemesi denilerek süreç baltalandı ve uzatıldı
2- Sonrasında ise uzaktan eğitim meselesinden dolayı süreç baltalandı ve malesef uzatıldı.
Sektörün tümü için makul ve gerçekçi tek çözüm yolu olan avans meselesine yoğunlaşmak ve enerji sarf etmek yerine belli kişilerin menfaatine olan uzaktan eğitim ya da belli bir grubun hesaplarına uygun bir hayal olan hibe meselesinden ötürü süreç malesef uzatıldı ve Kurucusundan personeline kadar psikolojik anlamda belirsiz/yıpratıcı ve uzun bir sürece dönüştü.
Uzaktan eğitimin ve hibe meselesinin gerçekliği olmamasından dolayı belli bir zaman alarak da olsa tüketilmesinden sonra yeniden tek ve gerçek gündem olarak avans meselesine odaklanıldı.
Ancak bundan sonra da yine enterasan şeyler oldu...
Yine her kesimden sektör adına kurucular kişisel diyalogları ile üstün bir özveri göstererek avans sisteminin bir mevzuata bağlanması ve belirsizliği ortadan kaldırmak adına çaba sarf etti. Hatta bu çabayı, bu yazının muhataplarının afaroz etme riskine karşı YALNIZCA SEKTÖRE KATKI SAĞLAMA SAİKİ ile gösterdiler.
Günlerdir, avans ile ilgili mevzuat düzenlemesi resmî gazetede yayımlanacak diye her gece resmî gazete kontrol ediyoruz. Ancak bir türlü resmî gazetede gerekli düzenleme yer almıyor.
Bugün, neler olduğunu teyit etmek açısından yapılan görüşmelerde; ÜZÜLEREK YİNE MALUM ÇEVRELERİN SON VİRAJDA da SÜRECİ BALTALAYIP ENGELLEME ÇABASI İÇİNE GİRDİKLERİNİ GÖRÜYORUZ.
“AVANS BU SEKTÖRÜN FELAKETİ OLUR, BİZİM DİĞER TEKLİFLERİMİZİ KABUL ETMİYORSANIZ AVANSda VERMEYİN. EYLÜL’de DAHİ AÇACAKSANIZ BU SEKTÖRE AVANS VERMEYİN” şeklinde belli çevrelerin, sözlü ve farklı şekillerde aktarım yaptıklarını öğrenmiş bulunmaktayız.
Sektör ve ülke gerçekleri karşısında EN BAŞTA VİCDANİ AÇI OLMAK ÜZERE BİR ÇOK AÇIDAN TEK GERÇEK ÇÖZÜM OLAN AVANS SİSTEMİNİ BALTALAMANIN AMACI ne olabilir;
1- Benim istediğim olmuyor ise başka kimsenin istediği olmasın egosu mu,
2- Benim maddi menfaat sağlayacağım sistem olmuyor ise başka hiçbir şey olmasın yönündeki para-pula ilişkin hesap kitap mı
3- Benim istediklerim olmuyor ise o sistemi de yok edeyim de Kurumlar nefes alamayıp boğulsun. En son bunları, belli sayıdaki kişiler olarak üç otuz paraya kapatırız fırsatçılığı mı?
Açıklama yapacağım dediğimden beri düşünüyorum. Acaba hangisi olabilir... Vardığım nokta ise şudur... Hangisi olur ise olsun, üçü de birbirinden kötü bir düşünce, üçü de sektöre açık ihanet içeren bir duruş, üçü de son derece bencilce bir yaklaşım...
Evet, bu açıklamayı yapma sebebim, hem süreci bir kez daha özetlemek hem de SON VİRAJDA YAPILAN BALTALAMAYI sizlerle paylaşmak... Ama yine üzülerek biliyorum ki bir çoğunuz, bu satırları okurken sektöre karşı kasten yapılan bu kötülükleri göz ardı edecek ve yalnızca avansa odaklanacaksınız... Kıymetli arkadaşlarım, bana göre buraya kadar anlattıklarım avanstan daha önemli sorunlardır ve asıl sorun da zaten bunlardır; zira bu sorunlar ve ilgilileri olmasa bizleri yıpratan bu süreç çoktan sona ermiş olacaktı ve bizlerde personelimize somut bir şey söyleyebilecek, geleceğe güvenle bakabilecek idik. Şahsen, aşağıdaki paragrafı okuduktan sonra açıklamanın buraya kadar olan kısmını tekrar ve dikkatle okumanızı temenni ederim.
Gelelim avans meselesine... Yukarıda belirttiğim baltalama girişimi sebebi ile oluşan tedirginlik giderildi. Bu açıklamaya kadar ilgilileri engelledikleri düşüncesi ile garip bir sırıtma haline girdiler. (Burada bir parantez açarak bu açıklamayı sizlerin de metinden çıkaracağınız sebepler ile yapıp yapmamayı çok düşündüm, ancak yazmak düşüncesi ağır bastı). Ancak bu açıklamam sebebi ile sürecin kaldığı yerden devam edeceğini öğrendikten sonra yeni bir engelleme çabası içine girerler mi bilemem.
ŞAYET YENİ BİR BALTALAMA GİRİŞİMİ OLMAZ İSE...
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 652 Sayılı KHK’ya avans ödemesine cevaz verecek bir hüküm eklenecek. Bu hükme dayalı olarak da MEB bir avans yönetmeliği çıkaracak ve ödemeler yapılacak Allah’ın izni ile... Bu anlamda bir olumsuz görüş ya da süreç öngörülmüyor. Tahmini olarak son baltalamadan sonra da aşağı-yukarı 15 günlük bir süreç tahmin ediliyor. Dosyamızın somut ve tam olarak nerede ve hangi aşamada olduğunu biliyoruz. Ancak yeni bir baltalama olmasın diye paylaşmıyoruz. Mühim olan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkması ki bu süreç de öyle çok uzak değil...
Ümid ediyorum ki Bayrama, bizler ve çalışanlarımız mutlu olarak ve huzurla gireceklerdir.
Bu sektörün faydasına iş yapandan da aleyhine iş yapandan da ahlaklı ve omurgalı bir birey olarak yaptığı işleri bütün şeffaflığı ile sektör ile paylaşması beklenir. “Doğrudur, yanlıştır, ben buna inandım, bunu yaptım” diye deklare etmesi beklenir. Bunu da ayrıca buraya şerh düşüyorum.
Sürecin niye uzadığı ve nasıl sonuçlanacağı ile ilgili son gelişmeleri bunlardır.
Herkese saygılarımı sunarım.
Bâki selâm....
Avukat Çağdaş EKER