Basında çıkanları okudum da, uydurma mı, gerçek mi çözemedim.
Eğer doğruysa hiç sağlıklı bir sistem değil.
İşin parasal yönü bir tarafa bırakılırsa her şeyden önce iş güvencesi diye bir şey kalmıyor. Gerek işçi canı istediğinde işten ayrılabilir, gerekse işveren canı istediğinde işten çıkartabilir.
Böyle bir düzenleme ile sanıyorum tüm işverenler ağır tazminat şartları içeren sözleşmeler yapma yoluna gider.
Parasal yönüne gelince, daha önce de belirttiğim gibi, her durumda 30 günlük kıdem tazminatı pirimi yatırmak işverenlerin kabul edebileceği bir şey değil. Diyelim ki işveren haklı sebeple iş akdini fesh etti. Ödediği tüm primler yanıyor. Geri alma şansı yok. İşin kötüsü bunu işten çıkartan da alamıyor.
Bu aslında kıdem tazminatı fonu falan değil, bir çeşit emeklilik fonu gibi bir şey olmuş. Çünkü olayın tazminatla alakası yok.
Açıkcası, bugüne kadar pek çok personeli emekli olmuş biri olarak toplu tazminat ödemenin ne kadar zorlayıcı olduğunu biliyorum ve kıdem tazminatı fonunu destekliyorum. Ama dile getirilen bu fon hiç sağlıklı gözükmüyor.