şimdi neden kimse şunu tartışmıyor? türkiyede damar okutulan çocuk oranı yüzde 98 lerde , eskisi kadar usulsüzlük olduğunu düşünmüyorum,yani çocuk bi şekilde kuruma geliyor ki damar okumaya da gelmiş, bazen bu ay 6 gelmiş ünümüzdeki ay 10 gelmiş,vs, ama gelmiş, sistemden kaynaklı bütün öğrenciler gelse bile zamanında satinde daha gelse kaçınılmaz kayıpları var misal ben sürekli gelen 14 görme engelli öğrencimi sınıftan dolayı yazamayacağım , silmek zorunda kalacağım, bunu ailelere nasıl anlatabilirim ki ? ikinci bir husus zaten yerlerde sürünen grup oranları hiç verilemeyecek hale gelecek , 40 saat çalışan öğretmenin telafileri aynı öğretmene verebilmek için ya çlışma gün sayısını artıracaksın yada 36-37 saat te tutacaksın ki telafi verilebilsin , her iki durumda ciddi maliyet yükü getirecek , personelinde sektörden çekilme ihtimali yüksek, biz 3 ay damar okuma var gibi çalıştık personelin yarısından fazlası istifa etme noktasına geldi, çünkü üstünde yoğun baskı sürekli elinde telefon extra mesai hali, sürekli denetlendiğini ve kontrol etdildiğini hissetme durumu patlama noktasına getirdi, bir başka hususda saat başı uygulaması,her çocuğa 1 dk ayırdık deneme amaçlı cihaz var gibi misal,aynı 50 çocuk giriyor kaosu anlatama ağlayanlar veliler kargaşa , yetişmyen servisler vs, sonra zorunlu elaman meselesi en çok sıkıntı onda yaşandı 24 çocuk 4 ila 6 saat eğitim almasına rağmen zorunlu elamanı almadığından hiç fatura kesilemedi, grupların yarısı verilemedi ,telafiye getirilen çocuklar kendi öğretmenleriyle eğitim alamadı bir çocuğun bireyselinde 5 öğretmen imzası var , yani çocuk için çok verimsiz bir ay geçti kendi öğretmenini 2 defa görebildi,özet 2 öğretmen 1 servis bir şöför bir sistemin başında durcak kişi bir telafayi ayarlayak kişi ihtiyarcı doğdu.... varın siz hesap edin artık sistemin ne kadar kusurlu olduğunu yani çürük elmalar değil maddi gücü az olan sağlam elmalarda gidecek.....