BAŞLIK: Retina Tanıma Anayasaya Aykırı

Konunun önemine işaret çekmek için,20.07.2014 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde çıkan yazıyı paylaşıyorum.

''Retina tanıma anayasaya aykırı''

ÖSYM,nin ''sınav güvenliğini sağlamak'' gerekçesiyle milyonlarca öğrencinin ''parmak izi ve retina ''örneklerini alma girişimi yargıdan döndü.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, İstanbul Barosu nun açtığı davada adayların ve sınav görevlilerin sınav binalarına giriş koşullarına ilişkin yönetmelik in''ÖSYM teknolojik gelişmelere bağlı olarak adayların ve görevlilerin sınav binalarına giriş koşullarına yönelik sınav gizliliği ve güvenliğini sağlayacak parmak izi,retina tarama gibi yeni önlemler alabilir'' hükmünü anayasaya aykırı bularak yürütmesini durdurdu. ÖSYM nin kişisel verileri kayda alıp,depolaması ve işlemesi gibi bir yetkisinin bulunmadığını vurgulayan Danıştay ,kişisel verilerin işlenmesinin ancak yasayla yapılabileceğini kaydetti.

Gerekçeli kararda anayasanın 12.maddesindeki ''Kişisel veriler,ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir'' hükmüne yer veren Danıştay,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin''özel hayatın ve aile hayatının korunması''maddesiyle BM Medeni ve Siyasi Hakları Sözleşmesi ndeki ''mahremiyet hakkına '' işaret etti.

Sayın tartanc,

Hatırlarsanız biometrik kimlik tanılama konusu ilk defa gündem edildiğinde bu uygulamanın temel insan haklarına, anayasaya, meri yasalarımıza mugayir olduğunu ifade eden bir yazı yazmıştım. Aradan epeyce zaman geçti.

ÖSYM'nin 2009 yönetmeliğine itiraz ancak 2014 Temmuzunda sonuç almış. Biz Danıştay'a gideli 2 yılı geçti. Davamıza bakan 8. Dairenin, daireler genel kurulunun ÖSYM vakasındaki içtihadını görmezden gelmesi zor olmakla birlikte mümkün olsa da, sonunda davamızın esastan görüleceği önümüzdeki süreçte bir umut ışığının göründüğünü söylemek mümkün sanırım.

Tabii Danıştay sonrasında AYM, olmadı AİHM vb. süreçler mevcut. Ne var ki hukuk bu topraklarda Orhan Veli'nin "Kızılcık" şiirine bir nazireden ibaret, son derece yavaş çalışıyor. Oysaki zaman geçiyor ve sadece bir tek hayatımız var!

Sabırlar ve kolaylıklar dileğiyle,

Bu durumun anayasaya ve mevcut kanunlara aykırı olduğundan zaten hiç kimsenin tereddütü yok. Zaten danıştaya açılan dava dilekçesinde de daha önce yargıtayda bu konuda kesinleşmiş bir kaç dava kararı konulmuştu.

Ne çare ki, sadece yürütmeyi durdurma kararının çıkması dahi 1 yıla yakın zaman aldı. Davanın esastan görülmesi ne zaman biter mechul. Karar yine olumsuz çıkarsa (ki çıkabilir... burası Türkiye, kendi kararının zıddı karar veren mahkemeler bile var) genel kurula gitmesi ve oradan bir kadar çıkması da 1-2 yıl sürecek.

Sonunda bir iptal kararı çıktığında "geçti Bor'un pazarı, sür eşşeği Niğde'ye..." durumuna düşeceğiz.

Sayın Ali Hocam ;

Yazınızı çok iyi hatırlıyorum.Aynen dedikleriniz çıkıyor. Daireler genel kurulunun vermiş olduğu bu karar,bizim davamız için de bağlayıcı nitelikte olduğunu düşünüyorum.

Sayın Barış,

Dediğiniz doğru fakat sonradan MEB karşılaşacağı binlerce dava söz konusu olabilir.durum içinden çıkılmaz hal alabilir MEB için.

Bu yüzden bu kararın bir örneğini,dernekler MEB e bildirmeli. Onlara gerekli uyarıyı yapmalı diye düşünüyorum.

Danıştay ın vermiş olduğu bu karar bizler için de çok önemli.

Kimi arkadaşlar bunun farkında olmayabilir.Farkında olan arkadaşların bu konuda ki düşünceleri neler? Sadece 3 kişinin mi bu konuda düşüncesi var?

Evet bu karar bizler için çok önemli.Fakat bizim kendi davamız esastan görüşülüp karara bağlanması esnasın da emsal teşkil eder düşüncesindeyim.

Biliyorsunuz Türkiye de mahkeme kararları mahkemeye veren ilgili kişiyi yada ilgili kurumu bağlıyor yani geneli bağlamıyor.Ancak ona benzer davalar görüşülürken ve karara bağlanırken emsal olabiliyor.
.Bende sizler gibi düşünüyorum ve inanıyorum. Bu karar bizim için çok önemli bir karar.

Dernek avukatları nın bu kararı bizim davayı gören danıştay 8.dairesine ek olarak sunma şansları olur ise bizim davanın da bizim lehimize ve daha erken sonuçlanacağı kanaatindeyim.

Hakkımızda hayırlı olması dileğim ile....