Diyelim eczacısınız, kendinize ait bir işyeriniz var. Ne kadar çalışıyor olabilirsiniz?
6x9=54 saat.
Eczaneler tüm ülkede sabah 9 akşam 19 arasında çalışır, öğle tatili hariç 9 saat mesai yapılır ve mevzuat hükümleri gereği eczacının operasyon boyunca operasyonu takip ve idaresi mecburidir.
Bulunulan lokasyonun şartlarına bağlı olarak senede birkaç nöbetten, ayda bir nöbete kadar değişen hafta sonu ve gece nöbetlerini hiç konu etmeyelim.
Her coğrafyanın, her sosyoekonomik çevrenin kendi şartları vardır, her mesleğin güçlükleri, kolaylıkları vardır. Doğduğumuz yeri, aileyi seçemeyiz elbette, ama meslek seçerken cemiyetle zımmi bir mukavele aktederiz, işyeri seçerken de işverenle açık, sıralı bir antlaşma yaparız, meslek ve işyeri seçiminde mesuliyet bizdedir. Bu mesuliyeti üstlenmek kendimize karşı devredilemez bir görevdir. Bunu kimse sizin adınıza yapmaz, yapamaz.
Mesleğimizden memnun olmamak hakkımızdır, o zaman başka mesleklere yönelmek, başka yetkinlikleri edinmek için çaba harcamamız gerekir, iş yerimiz için de bu geçerlidir.
Bu çabayı esirgeyerek memnuniyetsizliklerimizin devlet, yasa koyucu, toplum, işveren, baba, anne tarafından giderilmesini beklemek yetişkin bir bireyin tutumu sayılamaz.
Hak mücadelesi toplumun işbölümünü keşfinden bu yana, modern sosyal sınıfların ortaya çıkışını da izleyerek devam eden meşru, ahlaki, doğru bir mücadeledir. İster bireysel, ister mesleki, ister sınıfsal boyutlarda olsun hak mücadelesinin de kendine içkin kuralları vardır. Bu kuralların başında da hak yememek gelir, aksi halde daha baştan mücadele kendi ontolojik manasını yitirir, bir kör döğüşüne, bir kayıkçı kavgasına tahvil olunur.
Bence.
Vesselam...