BAŞLIK: Komite Teklifi

Sevgili Arkadaşlar,

Bir komite kurulması ve bu komiteye seçilen kişilerin yönlendiriciliği ile acilen sıkıntılarımızın halli yönünde eyleme geçilmesi konusunda öne sürülen teklif hakkında yazmak için konunun biraz soğumasını, ilk heyecanın dinmesini takiben mümkün olan çerçevenin gözükmesini, serinkanlı ve salim bir akılla konuşabileceğimiz vaktin gelmesini bekledim.

Daha önce örgüt ve sorumluluk hakkında yazdıklarıma ekleyecek çokça bir sözüm yok aslında. Ancak gençliğinde örgüt, örgütlü eylem, örgüt modelleri, örgüt ve birey hukuku hakkında epeyce düşünmüş, yazmış, ahir yaşlarına değin örgütlü mücadelede ısrar etmiş bir "dinozor" olarak kısa bir iki ek yapmak mümkün olabilir

1700 kurumuz. 20.000 civarı eğitmen, terapist, psikolog, PDR çalışanımız var. 250.000 birey bu hizmetlerden yararlanıyor. Aileleri ile birlikte en az 1.000.000 kişi demek bu. En dar çevrelerini hesaplasak 5.000.000 kişi eder. Ülke nüfusunun en az %8'ine direk olarak temas eden bir konumdayız. 2 derneğimiz var. Kesin olmamakla birlikte her iki derneğe üye olmaların sayısı 300 civarında olmalı. Aktif üyeler (çalışan, katılan) herhalde 100 civarındadır.

Yani yağ var, un var, şeker var. Yani helva yapılabilir.

Dolayısıyla bunun için biraraya gelmeliyiz. Yalnızca bir avuç, ilk yananları değil, herkesi biraraya getirmeliyiz. Çıkan yangının eninde ya da sonunda herkesi tehdit ettiğini anlamalı, anlatmalı, herkesi yanmaktan koruyacak olanın elbirliğiyle yangınla aramıza geniş bir hendek kazmak olduğunu bilmeliyiz. Üç, beşimizin ellerinde kuru çam dallarıyla, yangının önüne çıkmalarıyla bu sıkıntıyı def edemeyeceğimizi fark etmeliyiz. Kısa erimde, orta erimde ve uzun erimde yapılması gerekenleri tespit etmeli, hangi efektifleri hangi moment ve noktada sahaya sürmenin mümkün olduğuna dair gerçekçi saptama ve planlamalar yapmalıyız. Derneklerimiz güç ve eylem birliği kurmanın yollarını bulmalı, bizler derneklerimizi önerilerimiz, katılımımız, katkılarımızla güçlü kılmalıyız.

Yani örgüt içinde, örgütlü ve sabırlı bir mücadeleye hazır olmalı, girişmeliyiz. Bunu yapamazsak yangından geriye kalan külümüzü savuran rüzgar "korkaklar" demeyecekse de, kesinlikle "beceriksizler" diyecek.

Yani komite değil, örgüt. Ad-hoc kurulan otoriteler değil, hukuki bir zemine yaslanan örgüt hiyerarşisi ve işleyişi, komite üyeleri olarak önerilenlerden birisi olarak örneğin bana "emanet" edeceğiniz (ki beni fiziken tanıyan çok az!) mali katkıların ne olacağı kaygısı yerine, genel kurullarda hesap sorulabilen örgüt içi demokratik hayat. Bir seferliğine verilen 1.000, 5.000, 10.000 liralar değil, düzenli olarak ödenen örgüt aidatı!

Bu komite fikrini ortaya atarken, çok değerli iki arkadaşımın yanına ismimi de ekleyerek beni onurlandıran (ve utandıran) arkadaşlarıma ihsan buyurdukları takdir duyguları için teşekkür ediyorum. Ama benim için her zaman esas olan örgüttür. Ben epeyce bir süredir ÖZERKDER çatısı altındayım. Ama ÖZERKDER ya da diğeri ayırt etmeden herkesi bir ya da her iki derneğin çatısı altında buluşmaya çağırıyorum. Çoğaldıkça ortak aklımızda çoğalacak, çoğaldıkça ortak gücümüz de çoğalacak, çoğaldıkça tek tek birilerimizin "kahraman" ya da "kurtarıcı" olmasına gerek kalmadan da mücadelemiz başarıya doğru evrilecek.

Gelin, acele ile kalkışılan işlerin yanlışından aklı selime dönelim.

Gelin canlar "BİR" olalım.

Saygılarımla,

Hocam dilerim şu yazınızı tüm taraflar okumuştur ve gereğini yapar.

Sayın Ali Hocam,



Sektörümüzde örgüt yok.Organizasyon yok. Açıklama yok. Politika yok. Öngörü yok.

Bu sektörün sıkıntıları her geçen gün derinleşirken, var olan örgütler seyircilikten öteye giden bir eylem içinde değiller.Pardon icmalle ilgili bilgi veriyorlar.

Bu yapılanmaların bu sektöre fayda sağlıyacağına olan inancım her geçen gün kaybolmaktadır. Benzer düşünceleri onlarca kişi paylaşmaktadır. Birşeyler yapmalı. Aslında ne yapacağımızı hiç birimiz tam olarak bilmiyoruz. Sadece sesimizi duyurmak istiyoruz.

Aslında burada isimler önemli değil. Dediğiniz gibi kurtarıcı yok aramızda.yaptığı işe inanan,emeğine sahip çıkan herkesle birlikte BİZ olmak zorundayız.

Zaman aleyhimize işlerken, ne kadar haklı dahi olsak susmak,birşey yapmamak bizlere büyük zarar verir.

BİZ olabilme adına birşeyler yapmalıyız. üstelik fazla da zamanımız yok.

Sağlıcakla...

yapacağınız oluşumda ben ve ekibim adına tam destek olduğumu bildirir kolaylıklar dilerim.

her özel eğt. rehabilitasyon merkezinin en az 2 öğretmenini göndermesi gerektiği edirne'de ulusal özel eğitim kongresindeyiz, ama maalesef katılım çok düşük. bunun da sorgulanması gerekir değil mi?

ali galip abimin bütün görüşlerine koşulsuz destek olurum
sektörümüzün akil bilge kişisi..

tantanc abimden özür dileyerek bu süreçte başarılı rol üstlenemeyeceğini düşünüyorum..

sektörümüz derneklerimizin basiretsizliği/becerisizliği nedeniyle değil bakanlığın/bürokraşizmin ketum ve iş bilmez tutumları nedeniyle sıkıntı/gerileme/bitme içerisindedir.

dernekleri dışlayacak sürecin başarılı olamayacağını düşünüyorum..

tüm kurumlar ali galip abinin dediği gibi iki derneğin çatısı altında tüm sektörün katılımıyla ortak bir akıl/güç kullanarak bu birliktelik gücünün abartılı bir gösterişe yöneltmesi gerekmektedir..

iki derneğin başkanlarının yerinde olsam bir araya gelip ya bu kadar sıkıntı var kurumlarımız kazan kaldırmış durumda bunu bir güç oluşturma fırsatına dönüştürelim.. bu zamana kadar taşın altına elini koymayan kurumlar bir işe yaramak istiyorlar

Sait Hocam;

herhangi bir beklentim yok. Don Kişot da olmak niyetinde değilim. Kimi arkadaşlar lütfedip adımı yazmışlar. Birşeyler yapmaya çalışıyorum. BİZ olmaya çalışıyorum.

Sektör adına birşeyler yapmak zorundayız. Yarın çok geç olabilir. (Oldu bile )

taban birşeyler yapmalı ki, tavan harekete geçsin.

Dernekler harekete geçmiyorsa,öyle oturup bekliyelim mi ?

Gerçekten bekliyelim mi?

acizane geliştirilmesi gereken düşüncelerim:
1- en kısa zamanda her ilde kurumlar ortak toplantı yapıp mevcut sorunlar ve çözüm önerilerinin oluşturması
2- toplantıya katılan kurumlardan ankara da yapılacak çalıştay için 2-3 kişilik temsilci heyeti seçilmesi
3- iki derneğin çatısı altında dernekli derneksiz kurumların katılımına açık bayram sonrası belirlenen günlerde bir hafta sonu cumartesi ve pazar dahil çalıştay düzenlenmesi, pazartesi salı günleri ankara da görüşmelerin yapılması,
4- çalıştay sonucunda düzenlenen kısa ve net raporun kamuyla paylaşılması,
her kurumdan, açılacak ortak hesaba çalıştayda belirlenen ücretin yatırılması,
çalıştay sonrası pazartesi günü her ilin temsilcisi meclise gidip ilinin milletvekili/bakanıyla görüşüp rapor sunup destek istemesi,
çalıştayda belirlenen heyetin pazartesi veya en kısa sürede meb.bakanı, aile ve sos pol bakanı, maliye bakanı, başbakan, cumhurbaşkanıyla görüşmesi,
belirlenen heyetlerin pazartesi günü partilerin genel merkezini ziyaret etmesi,
raporun ajanslarla basın açıklamasıyla duyurulması,
ortak hesapta toplanan paralarla spot reklam/film vs. kullanılması,
derneklere üye olmayan kurumların tercih ettikleri derneğe üye olunması kararının alınması ve çalıştay esnasında üyelik işlemlerinin tamamlanması
...