tartanc yazan:
Zaten ilkesel anlamda belirli bir süreyi kapsayan bir işbirliği gerekli.
Değerli dostum,
İnan bana 2 derneğinde zaten pek çok konuda işbirliği var. Sonuçta başkanlar bir telefonun ucundalar.
Ha, evet burada yoğurt yeme şekli farklı. Bu da doğal karşılanması gereken bir şey. İnsanlar farklı düşünebilir.
Ben senin ne demek istediğini anlıyorum. 2 dernek birlikte hareket edip sektördeki herkesi bir araya getirsin diye düşünüyorsun. Ne yazık ki yok öyle bir şey. Bu aynı siyasi partilerin seçimde işbirliğine gidip ayrı ayrı alacakları toplam oydan daha azını almaları gibi bir şey.
O yüzden ben faklı bir şey öneriyorum. Varsın ayrı ayrı birden fazla dernek olsun... Gerekirse 10 tane olsun. Herbiri 50 üyeli 10 dernek 500 üye demektir.
*************
Burada dile getirmek istediğim ayrı bir konu da var. Şimdi herkes sanki dernek yönetimleri bütün gün oturup çekirdek çitliyormuş gibi algı var. Bu kesinlikle doğru değil.
Bakın defalarca sertifika kursu açıldı. Yaz aylarında 2 haftaya ders yazma imkanı sağlandı. Ödenekleri neredeyse bir sonraki ayın sonunda alırken iyi kötü bir düzene girdi. Her zaman olmasa da bayram seyran, kar tatili vs. gibi beklenmedik durumlarda geçici çözümler yaratılabiliyor.
Bunlar gibi ufak tefek şeyler büyük başarılar değil belki... Toplamda baktığımızda da sürekli bir kötüye gidiş var. Ama inan ki sürekli baskı kuran ve pek çok şeyi engelleyen bu 2 derneğin çabaları olmasa belki de şimdi olduğumuzdan çok daha kötü durumda olabilirdik.
Bundan daha kötü ne olabilir diyebilirsin. Doğru! Durum hiç iyi değil ama daha kötüsü olduğunu, hatta bu tür tehditlerle karşı karşıya olduğumuzu gayet iyi biliyorum. Bunlar küt diye karşımıza çıkmıyorsa birilerinin çabasıyla oluyor.
Şu dönemde de bürokrasi ile çok ciddi bir görüşme trafiği yürüdüğünü biliyorum. Evet, sonuç alınamıyor. Ancak, gösterilen çaba ve denenen yöntemleri görseniz sizler de gerçekten olup bitene hayret ederdiniz. Şöyle ifade edeyim; Hukuk, idari yollar, siyasi kaynaklar, hem de çok ciddi siyasi kaynaklar, hatırı, gönülü olan kişiler, kişisel ilişkiler, arkadaşlıklar... akla ne gelirse tüm bu kaynaklar kullanılıyor. Bu kaynakların bazılarını duysanız dudaklarınız uçuklayabilir.
Peki sonuç: Olmuyor! Ne yapalım? Bürokrasi öyle kolayca etki altına alınabilecek bir mekanizma değil. Gelenekleri var, katılıkları var... kolay kolay esnemiyor.
Bu akşam Sn. İsmail Örs'ün bilgisini verdiği iş planının iptali ve çocuk Gelişimci ve Okul Öncesi öğretmenleri için kurs açılabileceği bilgisini daha önce duymuştum ama kesinlik kazanmamıştı. Ancak sadece bunlar için dahi çeşitli kişilerce defalarca görüşülmesi gerektiğini biliyorum. İğneyle kuyu kazar gibi bir şey yani...
Arkadaşlarımız MEB'i ilçe kaymakamlığı gibi, gidip işinizi bir koşuda halledebileceğiniz bir yer mi sanıyorlar bilmiyorum. Bakanlık bir sürü Genel Müdürlükten oluşuyor ve bu genel müdürlüklerin neredeyse her biri ayrı bir bakanlık! Birinin ak dediğine diğeri kara diyor, bir diğeri gri diyor. Farklı müdürlüklerin aynı konuda birbiriyle çelişen yazılar yayınladıklarını daha önce de görmedik mi?
*************
Şimdi konumuza dönecek olursak; dernek yönetimlerinin de bu sorumlulukları öyle pek de hevesle aldıklarını düşünmüyorum. Baş ağrısı bir iş! Açık söyleyeyim, bana dernek başkanlığı için 10.000TL maaş vaadetseler bile gidip aday olmam.
Bu şartlar altında, dernekler fesholsun, birleşsin, yönetimleri istifa etsin falan filan bunlar bana son derece anlamsız eleştiriler gibi geliyor. Üstelik de her hangi bir dernek üyesi olmayan kişilerce dile getirildiğinde...
Bir derneğin üyeleri, yönetimi beğenmiyorsa bir kaç seçeneği vardır. Ya yönetimi değiştirir, ya üyelikten ayrılır başka derneğe geçer, ya da gidip başka bir dernek kurar.
Üye olmayan kişinin ise 2 seçeneği vardır. Ya mevcut derneklerden birine girip mücadele eder, ya da başka bir dernek kurar.
Bu, toplama çıkartma işlemi kadar basit bir mantık.
**********
Türkiye genelinde işbirliğine gidelim meselesine gelince... Ee, gidelim gitmesine de, hani nerede? Temenni ile olmuyor ki bu işler! O kadar çaba gösterdin, emek harcadın, senin gibi başka çaba harcayanlar oldu, kaç kişiden dönüş alabildin? Lafa gelince şikayet eden çok ama, adama gel şuraya konuşalım dediğinde "ya boşver, benim işim çok, uğraşamam... başkaları uğraşsın. Başa gelen çekilir" demiyor mu?
17 ilde 50 civarı kurum bu işe başladı... 5-10 civarı kurumun sesi çıktı. Diğerlerini hiç duyduk mu? Ben duymadım çünkü, ne o toplantıya geldiler, ne senin platform toplantına geldiler, ne de başka bir aktivitede bulundular. Yahu adamın böğrüne kızgın şiş sokulmuşken sesi bu kadar az çıkıyorsa ne bekliyorsun ki?
Sonuç olarak; o dernek, bu dernek bırakın ne yapacaksa yapsın. Başka dernekler kurulacaksa kurulsun.. Onlar da ellerinden geleni yapsın. Kime ne zararı var? Madem herkesi bir araya getiremiyoruz, bari bir araya gelenleri bir araya getirelim.
Çok uzun yazdım. Artık Mehmet bey bir 25krş atar herhalde...