BAŞLIK: Neler Oluyor?

Değerli ares arkadaşım, sakın yanlış anlamayın ben size yönelik bir eleştiri yazmadım. Sadece MEB'in son 10 yıllık karnesinde samimiyet ve iyi niyet notlarının kırık olduğunu söylemeye çalışıyorum. Duyduklarımız doğruysa Damar Tanımaya hala ısrarla devam etme arzusu da bu iyi niyet ve samimiyetin özde değil, sözde olduğu kanısını güçlendiriyor.

Kurslar sadece kurumların değil, MEB'in ve devletin de işine yarayan bir uygulama. Sürekli atama bekleyen bir açıkta öğretmen yığını varken bunları basit ve etkili bir yöntemle eritmek kurumlar kadar MEB'in de işine geliyor. Geçen yılki kurslarda kaç kişiye doğrudan isthdam sağlandı?

Yine de evet, bu bir iyi niyettir diyelim.

Sektörün daha örgütlü, derneklerin daha güçlü olmasına itirazım zaten yok. Tam tersine derneklerin güçlenmesini her zaman dile getirdim. Bunu buradaki yazılarımı okumuş olan herkes bilir. Ancak, mevcut derneklerin tüm sektörü temsil etmediği gerekçesiyle pasifize edilmeye çalışılmasını doğru bulmuyorum. Mevcut derneklerin 20 üyesi de olsa, 2000 üyesi de olsa dile getirecekleri ve savunacakları şeyler değişmeyecek. Üye sayılarının çok olması derneklerin temsiliyet kabiliyetini arttıracak ve elini güçlendirecektir.

Ama bunu MEB'in talep etmesi rasyonel ve pragmatik değil! Hatta oldukça mantıksız geliyor bana... Ben MEB bürokrasisinden olsam küçük derneklerle muhattap olmayı tercih ederdim. İtip kakması daha kolay olurdu.

sayın tartanç derneğin bu konudaki görüşü bellidir, kazanılan davadan önce, son ana kadar ortak aklın hakim olması için elinden geleni yapmıştır, son çare olarak dava yoluna gitmiştir, dernek damar okuma sisteminin ödemeye esas bir uygulama olmasından çok denetlemeye esas bir uygulama olması kanaatindedir, dahada önemlisi yaptığımız iş göz önüne alınacak olursa insani olması ve uygulabilir olması önemlidir, zaten bu konuda ortak akıl oluşmuş durumda , uygulama esaslarının , bütün değişkenlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerekecektir...