Yalakalık derken???
*************
Yaklaşık 8 saat önce yukarıdaki soruyu sormuştum, ama henüz bir yanıt gelmedi.
"klavyede yalakalık yapmayı bırakın" derken beni mi kasdettiniz anlayamadım. Şu forumda bulunduğum uzun süre içerisinde sanıyorum MEB'i en fazla eleştiren, en fazla bunu dile getiren kişilerden biriyim. Ne Fetö'nün etkin olduğu dönemde eleştirmekten vazgeçtim, ne de taraf olmayanın taraf göründüğü bu dönemde eleştirmekten vazgeçerim.
her iki tespit ve önerimde paydalar çocukların daha fazla özel eğt. desteği almasına yöneliktir.
Çocukların daha fazla özel eğitim desteği almasına gelince... Öncelikle daha fazla demek daha iyi demek değildir. Bu hususun altını çizelim.
Diğer taraftan, daha fazla eğitim verilebilmesinin şartı kurumlara forsa muamelesi yapmak değil, giderleri azaltıcı, gelirleri arttırıcı düzenlemeler yapmaktır.
Şimdi bir bakalım... bir kurum ister nitelikli eğitim versin, ister kötü eğitim versin, bir çocuğun gelmediği dersten kar etmez, fazladan para kazanmaz. Çünkü giderler zaten sabittir. Burada ileri sürebileceğiniz tek gerekçe "haksız yere para alıyorlar" kısmı olabilir.
Ancak, bizim yaptığımız iş bir ticari metanın alım satımı gibi bir iş değil. Yani 8 kilo yerine 3 kilo domates verdik, 5 kilonun parasını almayalım diyemeyiz. Bizim yaptığımız iş daha çok bir kira sözleşmesi gibidir. Ben bu ay evi 23 gün kullandım, 7 gün eksik ödeyeceğim diyemezsiniz.
Şimdi temel sorunumuz ve arzumuz çocukların daha fazla eğitim almasını sağlamak ise -ki bana göre değil- gelir azaltıcı kısıtlamaların arttırılması değil, azaltılması gerekir. Örnek olarak zaten zor rapor edilen grup eğitimlerinin bir de modül ve yaş sınırlamasına uydurulması bu hizmetin verilmesini neredeyse imkansız hale getiriyor.
Kendiniz itiraf etmişsiniz... pek çok çocuk okula hiç gitmediği halde, okul saatinde bir kurumdan hizmet alsa bile bu seanslar fatura edilemiyor.
Şimdi siz bu ve buna benzer sorunların sanki hiç dile getirilmediğini, hiç talepte bulunulmadığını sanıyorsunuz. Sanıyorsunuz ki, makul, mantıklı bir şekilde anlatırsak karşımızdaki insanlar bunu anlar ve çözüme kavuşturur. Peki bu sorunların bizzat Bakan(lar)ın yanında dile getirildiğini buna rağmen hiç bir değişiklik olmadığını biliyor musunuz?
Meb bürokrasisi son derece katı ve kendi bildiğinden hiç esnemiyor, bükülmüyor, geri adım atmıyor. Akla, mantığa, insan haklarına, iş hukukuna bile aykırı olan psikolog en fazla 20 saat çalışır hükmü neden hala düzeltilmedi sizce? Buna mantıklı, haklı bir gerekçe ileri sürebilecek tek bir kişi çıkabilir mi sizce?
Bu kadar bariz ve ortada olan sorunlar varken çocukların ne olursa olsun bir okula devam etmelerini öngören bir anayasamız varken siz bu sorunu kime anlatıp da haklı gerekçelerle düzettirebileceğinizi düşünüyorsunuz?
En zayıf olduğunuz yerden bir hak elde etmeyi umuyorsunuz. Siz bu meseleyle bana gelseniz, "kardeşim çocuk okula gitmiyorsa bu okulun suçudur, alsınlar okula" der çıkarım işin içinden.