Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: Yönetmelik Yapalım!

Yönetmelik Yapalım! 21 Haz 2017 20:46 #9

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
Hocam yartışılan konular ve duyumlarımı söyledim... yoksa konu MEB ise futbol takımlarının transferi gibi; ıslak imzayı görmen lazım:) ...

Ben kotanın gelmesinden yanayım, eczaneler nasıl belli bir sistemde yürüyorsa; çok farklı sektör ve yapılanmamız olsa bile kota yanlış olmaz... Çok kısa zaman önce çıkan; "bir yıl içinde iki kurumdan fazla değişiklik yapılamaz" (affedin tam cümleyi yazamamış olabirim) maddesi de aslında bir kotadır... yasaldır, yasal değildir ama sektöre faydası olmuştur... neyse tartışılacak yer zaten burası değil anladığım kadarıyla; bekleyip göreceğiz...

Herkesin kandili mübarek olması dileğiyle...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, obay35

Yönetmelik Yapalım! 21 Haz 2017 21:52 #10

  • garip
  • garip Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 951
  • Teşekkür Sayısı: 383
  • Başarı: -55
vay! vay! vay!
burası içerde dizisine dönmüş!
hayli ilginç!
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc

Yönetmelik Yapalım! 22 Haz 2017 09:59 #11

  • AliGalipDursen
  • AliGalipDursen Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 343
  • Teşekkür Sayısı: 655
  • Başarı: 16
egemenege yazan:
Ben kotanın gelmesinden yanayım, eczaneler nasıl belli bir sistemde yürüyorsa; çok farklı sektör ve yapılanmamız olsa bile kota yanlış olmaz...

Sayın egemenege,

Eczaneler ülkemizde serbest ticaret, serbest rekabet esaslarına göre açılır ve çalışırlar. "Serbest Eczane" bu nedenlerle sektörel lexik içine dahl olmuştur. Şayet kıta Avrupa'sı uygulamalarını kastediyorsanız oralarda da eczanelerin açılıp çalışabilmesine izin veren otorite meslek birliğidir. Aynı uygulamanın kıta Avrupa'sında avukatlar, doktorlar, mali müşavirler vb. meslekler için de yürürlükte olduğunu belirteyim. Ancak bu uygulamanın tarihi ve sosyal temellerini görmez isek yanlışa düşeriz. Kapitalizmin kıtada egemen olmasından çok önce var olan meslek odaları, barolar, hekim birlikleri vb. kendi sektörel alanlarını sürdürülebilirlik temelinde düzenlerken coğrafi esaslı bir kısıtlama uygulama yoluna gitmişler ve uygulamalar toplumsal rıza görmüştür. Kapitalizmin gelişmesi sürecinde bu gelenek ve rıza direnmiş ve bugünkü uygulama yasal bir temel kazanmıştır. Ancak örneğin eczaneler için söylemek gerekir ki, perakende sektörünün büyümesi ve güçlenmesi ilaç dağıtımının büyük marketlerde yapılabilmesi talebini, internetin gelişmesi ise uzaktan satış uygulamaları ile ilaç dağıtımının yapılabilmesi talebini doğurmuştur. İlaç dağıtımının büyük sermaye yapılarının eline geçmesi nedeni ile kıta Avrupası dışında da olsa Birleşik Krallık'ta ilaç dağıtımının liberalleşmesi ve zincir yapılara alan açılması yönünde aralıksız çabalar sürmektedir.

Ülkemizde ise sivil toplumun tarihsel zayıflığı nedeni ile (işlevli çalışan son örnek ahiliktir) bu türden bir korumacılığın maddi temeli mevcut değildir. Gelebilecek bir kota uygulaması olsa olsa devletin, erkin sermayenin el değiştirmesinde daha da büyük bir güce erişmesinden başka bir anlam taşımayacaktır. Bunun ise mevcut durumu daha da ağırlaştırmaktan başka bir sonucu olacağı beklenemez.

Kota konusunda istekli olan, bunun kamudan talep edenlerin halini meşhur La Fontaine masalındaki tanrıdan kendilerine bir kral göndermesini dileyen kurbağalara benzetiyorum. Sonunda gönderilen leylek kral göldeki tüm kurbağaları yiyecektir.

Kısaca hal bence böyle, sabırlar, kolaylıklar, iyi bayramlar dileğiyle,
Son Düzenleme: 22 Haz 2017 10:01 yazan AliGalipDursen.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, egemenege

Yönetmelik Yapalım! 22 Haz 2017 14:38 #12

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Kotaya karşıyım. Hiç bir şeyin çözümü olmaz, sadece rant yaratır. Esas olan rekabettir.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, egemenege

Yönetmelik Yapalım! 22 Haz 2017 23:14 #13

  • waramiral
  • waramiral Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 516
  • Teşekkür Sayısı: 297
  • Başarı: -9
barisltd yazan:
Kotaya karşıyım. Hiç bir şeyin çözümü olmaz, sadece rant yaratır. Esas olan rekabettir.

Muhakkak rekabettir. Ama rekabet hangi şartlarda yapılıyor buna bakmak lazım. Tek kurum olma çabasıyla ya da öğrenci kapma yarışıyla olan rekabet düşmanlıktan başka bişey değildir. Çünkü amaç kendi işimi en iyi şekilde yapayım da kaliteyi arttırayım değil, karşı taraf batsın tek kurum ben olayım nasılsa para kazanırım mantığıdır.

Muhakkak ki rekabettir. Amaç her türlü yöntem ve tekniği deneyip ve geliştirip öğrenciye en fazla faydayı eğitim açışından nasıl sağlarım mantığıyla mücadele edenler arasındaki rekabettir ve kaliteyi arttırır. Buna her zaman varım. Dediklerinizin de bu mantıkta uygun olduğunu düşünüyorum.

Fakat hastanelerde 'bilirkişi' diye birini öğrenci bulsun diye nöbete dikmek, heyetiyle 2022 siyle evde bakımıyla bez parasıyla kömürüyle bahçesine kumuyla uğraşan kurumlar (sırf öğrencinin ailesini bağlamak için) nereye kadar iyi eğitim verebilirler.

Şahsım adına 'kota' uygulamasıyla ilgili yazdığım yazılarda çok da iyi tepkiler almamıştım. BKDS ve kota sisteminin hala şart olduğunu düşünüyorum. Tabi ki uygulanabilir şartlarda. Her ikisi de gelecek emin olun. Geldikten sonra bireysel ders sayısı artacak. Güzel mi tabi ki güzel. Ama 6 dan 8 e çıktığındaki gibi değil. Ücret olarak da arttığında iyi olacak. Herkes fazla kurumdan şikayetçi benim gibi. Fakat daha birkaç ay öncesinde 1726 olan kurum sayısı şimdilerde 2100 küsürlerde.

Bazı ilçelerde kurum yok. Bazılarında 5-6 tane hem de taş çatlasa 50000 nüfuslu yerlerde.

Bizim yönetmeliğimiz aspb ile paralel ilerler arkadaşlar. Detaylı inceleyenler asıl danışmanların aynı kişiler olduğunu bilirler.
Buradan ne sonuç çıkarabiliriz?

Müneccimlik değil ama gidişat ortadadır.

1- bkds gelecek; kapatanlar kapatacak, kapatmayanlar gelmeden önceki aydaki fatura ile geldikten sonraki faturaları incelikle karşılaştırılacak ve bakanlık müfettişleri tarafından sağlam incelemeye tabii tutulacaklar. Artık ne ceza yerler bilemem. (büyük farklılık olanlar tabi ki)

2- Engelli bakım merkezleri gibi nüfusa göre her şehrin değil, her ilçenin kotası olacak. Örneğin o ilçeye 150 kontenjan verilmişse ve hali hazırda anlık kontenjan 130 ise yeni kurucu 20 kontenjanlık kurum açılabilecek.Bununla da yetinmeyip her kuruma maksimum öğrenci kayıt kontenjanı koyulabilir. Örnek ; A kurumu 100 öğrenci kaydı yapabilir gibi.

3- Ders saatleri artar ama ücrete ne kadar yansır bilemem. Dolayısıyla 100 öğrenciye sadece bireysel verelim dedik; 100*8 den 800 saat bireysel veriyoruz. 800 * 60 tl o da 48000 tl yaptı diyelim. Fakat ders saati arttırılırsa 800 saatlik bir durumda 20 saat bireysel olursa 40 öğrenciye eğitim verilebilir. Bu defa ne gibi bir durum ortaya çıkar? öncelikle birey daha iyi eğitim almış olur ve kurumun başarı grafiği daha da artar. Öğretici veya öğretmen sayısında değişiklik olmaz ama öğrenci az olacağı için yakıt servis vs. masraflar minimuma iner.

4- sosyal yardımlaşmaya maaş için başvuranlar bu defa RAM a da yönlendirilebilirler. Bunun sonucunda RAM olumsuz durumlarda (ret) direk yazıyı veliye olumlu durumlarda ise bağlı bulunduğu milli eğitim müdürlüğüne bir örneğini gönderebilir ki bunun sonucunda da artık kurumların öğrenci kapma yarışı son bulur yani milli eğitim tarafından öğrenci kuruma gönderilir veya kayıt edilir.

5- Her şeyin daha iyi olacağına benim şüphem yok. Ama denilenlere göre 1/9/2017 de BKDS gelirse 2100 küsür kurumdan geriye kalacak olanlar en fazla 1400 dür.

6- Bizim burada yapmamız gereken en önemli şey gelecek olan sistemi uygulanabilir hale nasıl getirtebiliriz ve sektör daha kaliteli eğitimi nasıl verebilir buna yönelmemizdir.

Saygılarımla
Son Düzenleme: 22 Haz 2017 23:20 yazan waramiral.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: egemenege

Yönetmelik Yapalım! 23 Haz 2017 00:43 #14

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
waramiral,

Kusura bakmayın ama yazdıklarınızın hiç birine katılmıyorum.

Öncelikle belirteyim ki, haksız veya kötü rekabetten en fazla mağdur olanlardan biriyim. Bulunduğum ilçede 60-70, bulunduğum ilde 200 den fazla kurum var. Bunlar içerisinde hastaneye adam dikenlerden RAM'lara servisle rapor çıkartmaya çocuk götürenlere kadar her türlüsü var. Kurum kapımızda broşür dağıtmaya kalkanlar bile oldu.

Bunlara rağmen kotanın çözüm olmadığını düşünenlerdenim. Yan binama yeni kurum açılsa ilk ben gidip hoşgeldin derim. İşini iyi yapan kurum beni de iyi yapmaya zorlar, kötü yapan zaten rakip olamaz.

Gidişata gelecek olursak;

1. BKDS ile göreceksiniz öyle dişe dokunur kurum falan kapanmayacak. Kurumların gelir kaybı olacaktır. Bu kayıbın sistemden kaynaklandığını önceki pilot uygulamalardan zaten biliyoruz.

3. Ders saati artar mı bilmem ama ücret doğru dürüst artmaz. Ders sayısını 2 saat arttırıp ücreti %10 arttırırlarsa da bu külliyen zarardır.

Sizin hesabını yaptığınız örnek ise bir ütopyadır. 1 kurum için örnek verip kurumun 100 çocuk yerine 40 çocukla aynı parayı kazanacağını söylemişsiniz. Peki kalan 60 çocuk ne olacak, uçup gidecek mi? Sonuçta onlar da bir kuruma gidecekler ve devlet bunun için de para ödeyecek.

Sizin hesapça devletin ödemesi gereken bütçe 2,5-3 katına çıkacak. %10 artış yapmaktan kaçınan Maliyenin %300 fazla ödeme yapmasını nasıl sağlayacaksınız?

4. Maaş başvurusuyla RAM'ın ve özel eğitimin ne ilgisi var anlayamadım. Örneğin benim velilerimden böyle maaş alan yok? Maaş alan, almayan meselesi bir kurumu nasıl etkileyebilir?

5. Her şeyin daha iyi olacağına hiç inancım yok. Yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın teminatıdır. Kurumların %30'unun kapanacağını neye dayandırıyorsunuz bilmiyorum. Pilot uygulama sırasında bu nedenle kapatan kurum olmadı hiç. Şimdi niye olsun ki?

Şimdi kota meselesine tekrar dönecek olursak; kota kime hizmet eder? Elinde işlevsel olmayan, para kazanamayan kurumu olanların bunları fahiş fiyatlarla devretmesine yarar. 50 bit TL etmeyecek dolmuşa hattı için 1,5 milyon TL verilmesi gibi elinizdeki imtiyazı alıp satarsınız. Bu işten en karlı çıkacaklar işini iyi yapmayan kurumlar olur. Belki de kapatmayı düşünen adam kapatmaktan vazgeçip elinde kota tutmaya çalışır.

Ayrıca 2000 kurum bu ülke için azdır. Tahmin edilen özel eğitime gereksinimi olan çocuk sayısı 3,5 milyona yakındır. Hali hazırda eğitim alanların sayısı ise yanılmıyorsam 300.000'in biraz üstünde. Yani bu kalbur daha çok su kaldırır.

Zaten söylediğinize göre kota konusunda endişe edecek bir durum da yok. BKDS ile çok kurum kapanır, çok çocuk kaydı silinir ise zaten kurum sayısı azalacağı için kotayı doldurmak bile sıkıntılı hale gelir.

Son olarak, kotaya karşıyım. Çünkü bir kısmımız daha iyi iş üretip daha iyi hizmet vererek ayakta kalmaya çalışırken bazılarının sadece kotadan elde edecekleri imtiyazla aynı avantaja sahip olmasını doğru bulmuyorum. Öyle bir durumda biz niye uğraşalım? Eski sigorta hastaneleri gibi çalışırız. Nasıl olsa müşteri garanti.

Öyle değil mi?
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, egemenege

Yönetmelik Yapalım! 23 Haz 2017 05:27 #15

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
Bir çok “mesele, açılım, yeni uygulama vb.” adına ne dersek diyelim; iyi yanları kötü yanları vardır...fikirleri görünce; ne doğru olur, ne yanlış olur karar veremedim... herkesin kendi bakış açısından yada deneyimlerinden yada eğitimlerinden vb. kaynaklı fikri var... hepsine saygı duyuyorum...

benim bugüne kadar deneyimlediklerime göre kota kötü bir uygulama olmaz... iyi yanları var, kötü yanları var... kişisel fikrim olmazsa olmaz değil... bu yüzden çokta uzatmak istemem...

Açıkçası daha önce yazmıştım,(bu arada sayın AliGalipDursen verdiğiniz bilgeler için ayrıca teşekkür ederim)kurumların yarısından fazlasının örgütlü olmadığı sektörümüzdeki iki temel derneğinin toplam sayısı, bir çok emek ve tavizkarlığa karşın bile , sekterön neredeyse bir diğer yarısını, yanlarında bulamamışlardır...

Daha önce yazdığım dediğim şey; “odalaşmaydı”... yasal süreç, hukuki süreç; özelikle derneklerin yönetimlerinin bu konuda ne düşündüğü, yine özellikle dernek üyelerin bu konuda ne düşündüğü vb. bilenmezleri bir kenara bırakıyorum... çünkü nasıl olacağını bilmiyorum... TTB farklı dallardan oluşan bir hekimler birliğidir, TEB sadece eczacılardan oluşan bir birliktir, TMMOB farklı farklı alanlardan oluşan mühendisler ve mimarlar birliğidir... bizde nasıl olur bilmiyorum ama, bir birlikteliğe zorlanmak bile (zorlanmak kelimesini sadece ilk zamanlar için kullanıyorum. Kanımca belli bir süre sonra bir çok kişi iyi birşey olduğunu görebilir) iyi bir şeydir... bunun ile birlikte sektörün iç disiplinin (olabildiğince) sağlaması açısından değerli görüyorum... ama gerçekten ayrıntılı bir araştırma yapamadım, bizim sektörümüz, çok daha karmaşık bir yapıya sahip...önümüzdeki günler, fırsat olursa en azından teorik olarak biraz arıştırma yapabilirim...

Bizim sektörümüzde “sağlıklı rekabet “ olması pek mümkün değil, hatta o kadar az mümkün ki... çünkü ortada hizmeti başka kişiler adına satın alan, bir tekel var, adıda MEB... MEB bir çok konuda kural koyan değil, aynı zamanda hizmeti satın almayı tekelleştirmiştir... ortada kuraların hepsini belirleyen ama aynı zamanda tek satın alıcı bir yapı var iken; rekabet bambaşka şeylerle yapılır; bu da “ticari dünyada” olması gereken rekabetin onda biri olamaz anlamına gelir... onda birlik bir alanda rekabet edelim deniliyorsa; diyecek bir şeyim yok...
Bu yıl içinde, biri; iki, biride; en az 10 dan fazla olmak üzere talepler ile karşılaştım... hastane heyet vermiş, RAM Rapor vermemiş, BEP Kurulumuz değerlendirme yaptı, bunun üzerinede itiraz edin dedik. İtiraz sonucu “hayır”... aile dediki biz paramızla gelmek istiyoruz; “göbeğim çatladı” sizi alamayız demeyi anlatabilmek için... başka mesele; yav aile diyor ki; 8 seansı devlet karşılıyor, bende “şu kadar ödeme yapabilirim” daha fazla destek eğitim (destek eğitim kavramıda ne kodar doğru onuda anlamış değilim)" almak istiyorum; her yıl bu taleple gelen velilere “göbeğim çatladı” sizi alamayız demeyi anlatabilmek için...
başımızda “özel” kelimesi var ama tam bir hikaye... tabiki olanı var olmayanı var; ve devlet belli destekleri sunacak... ama öyle bir durum yaratılmış ki; rekabet edilecek alan; başında “özel” yazan kurumları çok dar bir alana sıkıştırmıştır, bu o kadar dar bir alandır ki; biraz daha iyi eğitimden, biraz daha aillerin kişisel işlerini görmesine gidebilir... ama kim ne derse desin, sağlıklı bir rekabet sistemi ortada yoktur... MEB bunu değiştirir mi; kanımca olasılık “sıfıra” yakın...aklımda onlarca neden var ama; sadece birini yazayım, bu kadar az maliyet ile, bu kadar fazla “saygınlık” kazanır iken, bu alanda ki "tekelleşmesinden" vazgeçmesi çok zordur...

kuralları koyan tek kurum (evet bir kaç bakanlık ve bir kaç farklı “kurumsallıklar” ile görüşme zorunluluğu var ama; çok az şeyi kulakları duyuyor),para ödeyen tek kurum, adımızda “özel” yazıyor ama; “özel” hiçbir şey yapmamıza izin vermeyen bir kurum var ortada; o da aynı kurum...

Aile tuvalet eğitimi verirmisiniz diyor; RAM Raporunda sadece Türkçe-Matematik var... değerlendirme yapıyoruz RAM Raporunun “zorunluluk” ile bizim değerlendirmemiz arasında bir sürü fark var... ya RAM değerlendirmesine uyacağız, ya kendi değerlendirmemize; ama her iki durumda da; eğitsel yada yasal “yanlış” yapacağız... yani tek TEKEL in elinden kurtulamayacağız...

birinin 20 seans gelmesine, birinin 6 seans gelmesine ihtiyaç var iken; birini haftada 5 defa, birinin ayda iki defa gelmesine ihtayaç var iken,... RAM ların "bir saat'lik" değerlendirmesine bağlı kalacağız, modül sistem gibi "otamata" bağlı bir sisteme bağlı kalacağız; günlük haftalık, aylık, yıllık bir sisteme bağlı kalacağız: yazmak ile bitmez ama tek TEKEL bunların hepsini beliyor iken, ve bunu sıradışı bir biçimde “otamatik” bir sisteme bağlamış iken; sağlıklı rekabetten nasıl bahsedebiliriz... evet rekabet iyidir ama “küçücük” bir alanda rekabet ne kadar sağlıklıdır; valla çözemedim...

Herkese şimdiden iyi bayramlar...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd

Yönetmelik Yapalım! 23 Haz 2017 09:21 #16

  • tartanc
  • tartanc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Herşey neye layıksa ona dönüşür.
  • Gönderiler: 3651
  • Teşekkür Sayısı: 2865
  • Başarı: 54
BKDS geleceği belli iken yaklaşık 200 kurum açılmış.

BKDS den sonra bir kısım kurum kapanacak diyoruz ya! Sanırım bu kurum sahipleri bunu bilmiyor!

Telafi uygulaması sektör için yaşamsal önem arz etmektedir. Şayet senelik seans sayını 10 ayda veya 11 ayda vermemize izin verirlerse bu sektöre büyük avantaj sağlar.

Okul saatleri içinde seans vermemize için verirlerse çok büyük avantaj sağlar.

Zorunlu personel kalksın.İsteyen istediği branşlarla çalışsın.(ilgili branşlar) Büyük avantaj sağlar.

Bugünküne benzer bir yönetmelik önümüze konarsa işte o zaman çok ciddi sıkıntı yaşanır.Özellikle bazı bölgelerde.

Bu istemleri dernekler dile getirmekte o yüzden üye olun diyorum.Üye olun ki kimi cambazlara prim vermeyin.Bilgiyi ranta çevirmelerine izin vermeyin.

Kota konusu öncelikle cazip gibi görünebilir. Kalite kota ile sağlanmaz. Kota özellikle bazı cambazlara prim sağlar hepsi bu. Haksız rekabeti ortadan kaldırmaz.Sen eğitimine ve verdiğin hizmetlere güven sonuçta sen kazanırsın merak etme.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd, sabri
Sayfa oluşturma zamanı: 0.404 saniye
Sistem Kunena Forum