Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ 03 Ara 2017 08:20 #1

  • mart
  • mart Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 174
  • Teşekkür Sayısı: 78
  • Başarı: -2
ENGELSİZSİNİZ
(Yazının tamamını okumazsanız ENGELSİZSİNİZ :dry:)
3 Aralık dünya engelliler günü dünyadaki bütün engellilere kutlu olsun. Böylesine anlamlı ve önemli olan bugün de,toplumun her kesiminden engellilerle ilgili duyarlılık yaratılmalı.Aslında onlara sadece bugün değil her gün önem verip duyarlılık yaratılmalı. Onlar toplumların aynasıdır.Bana göre toplumlar engellilerine verdiği değer üzerinden değerlendirilmeli.Bir toplum engellilerine iyi değer veriyorsa o toplum çağ atlamış demektir.Çünkü engellilerin engelsizler gibi yaşaması tamamen çağ atlamış toplumla olur.Engellilere haklarının tamamını uygulayıp hayata geçirdiğimiz zaman engellilerin engelsizlerden hiçbir farkının olmadığını göreceğiz.Başta eğitim olmak üzere engellilerin bakımı,sosyal yaşantıları ve iş imkanlarının çok iyi olması gerektiğini hepimizin bilmesi gerekir.Yerleşim yerlerinin mimari yapısından tutunda bütün kamu ve özel kuruluşlar engellilere göre inşa edilmeli. Yine yapılan binaların girişleri ile asansörleri engellilerin rahat erişim sağlayacağı bir şekilde dizayn edilmeli.
Bir engelli babası olarak ve yıllardır engellilere hizmet veren bir sektörde olmamdan dolayı engellilere ait apayrı bir dünyam var.Sadece bugün değil her günüm onlarla geçiyor her gün onları düşünüyorum.Yaşam şartlarının düzeltilmesi adına devlete topluma ve bireylere çok görevler düşüyor. Geldiğimiz an itibarıyla bu konuda hiç de başarılı olduğumuz söylenemez. Çünkü engellilerimizin durumu maalesef içler acısı. Buna en çok da biz engelsiz olanlar sebep oluyoruz.Mesleki hayatımın bana verdiği tecrübeyle biz engelsizlerin bu engellilere nasıl engel olduğumuzu 3 madde ile yazmaya çalışacağım. Aslında onlara engel olmamız sadece bu 3 madde değil. Hemen hemen her alanda onlara ciddi engeller oluşturuyoruz.Ama yazacağım 3 madde engellilerin özellikle destek eğitim alması gereken engellilerin hayatında hayati önem taşıyan maddelerdir.
1-Sağlık Kurulu Heyet Raporu.
Bilindiği üzere heyet raporu tam teşekküllü devlet hastanelerinin 6-7 poliklinik doktorların imzasının yer aldığı bir rapor çeşididir.Bu raporda sağlıklı yada engelli olduğumuz belli olur.Engelli olan vatandaş devletin kendisine sunmuş olduğu imkanlardan faydalanabilmesi için mutlaka bir engelli raporu alması gerekir.Bu raporda engellinin engel puanı ile ağır özürlü olup olmadığı da belirtilir.Engelli vatandaş bu raporu alabilmek için adı geçen hastanelere başvurur.İş ve işlemler önce bu hastanelerin sağlık kurulunda başlar.Ve engellilerin tabiri caizse çileleri de başlar.Sağlık kurulu çalışanları engellilere polikliniklerde gezdirilmek üzere bir rapor hazırlarlar.Bu süreçte sağlık kurulu çalışanları engellilere sanki engelli değilmiş gibi davranırlar. Fotoğrafları çekerken bile engellilere düzgün durmaları direk kameraya bakmaları istenir.Hatta bu yetmiyormuş gibi kameraya bakmayan yada engelinden dolayı rahat durmayan engellileri en sona bırakırlar.Kimi hastanelerde engellilere günlük kota koyarak o kotanın üstüne çıkamayacaklarını söylüyorlar.Dolaysıyla o gün gelen bazı engelliler hiçbir işlem yapmadan geri dönmek zorunda kalıyorlar.Eski sağlık kurulu raporlarını istemeleri ise başlı başına ayrı bir sorun.Örneğin siz Ankara’dan bir sağlık kurulu raporu almışsanız ve o raporun süresi dolmuşsa bulunduğunuz yerden sağlık kuruluna başvurduğunuz zaman elinizde o Ankara’dan aldığınız ve süresi dolmuş sağlık kurulu raporun olması lazım.Sağlık kurulu o raporun olduğunu sistem üzerinden görebiliyor ama o raporun bir çıktısını veremiyor.Dolaysıyla sizin gidip o süresi dolan raporunuzu Ankara’dan bir çıktısını alıp gelmezi isterler.Oysa ki sistemden görünen raporun çıktı verme yetkisi bütün sağlık kurullarına verebilse engelliler için bir rahatlık olur.
Bir şekilde sağlık kurulundaki işlemler tamamlandıktan sonra sıra poliklinik doktorlarını muayene olmaya gelir. İlimizde üç tane hastane sağlık kurulu raporları için ayrı bölümler açarak o gün sadece giden engellilere rapor vermek için çalışırlar.Bu engelliler için yerinde bir hizmet.Bu uygulamaya geçmeyen hastaneler ise doktorlar hem muayene hem de heyet hastalarına bakmak zorunda kaldıkları için ciddi sıkıntılar oluşmakta. Muayeneler sağlıklı yapılmadığı gibi engellilere de sıkıntılar yaratmakta. Hele bir de poliklinik doktoru sizi başka bir bölüme sevk etmeyi uygun görürse engellilerin çileleri kat ve kat artmakta. Özellikle psikiyatri doktoru engelliyi psikologa sevk ederse engellinin puan alması psikologun yazacağı iki kelimeye kalmış olur.Engelli yakınından engellinin durumunu sormadan beş on dakikalık bir testle engellinin zeka seviyesini tespit edilmeye çalışılır. Psikolog testine uyum sağlayamadığı için puanı düşen pek çok engelli var.Yada psikologun sadece engelliye adın nedir deyip adını söyleyen engellilere normal zeka verdiği yine pek çok engelli var. Tabi birde psikologun testini kabul etmeyen bazı psikiyatri doktorları var.Engelliler bu ve buna sıkıntıları atladıktan sonra o belgeyi sağlık kuruluna geri teslim ederler ve heyet günü için randevu alırlar.Kimi hastanelerde şu anda 60 ile 75 gün arasında randevu veriliyor. Heyet günü gelip heyete giren engellileri bir olumsuzluk daha beklemekte.O da heyetin verdiği sağlık kurulu raporlarındaki puanlama ile ağır özürlü olup olmadığı ibaresi.Genel anlamda engellinin hak ettiği puanlar verilmiyor.Heyet doktorlar adeta engellilere bir engel daha takarken,aynı tanı ve aynı puanlamayı alan pek çok engellide, kimine ağır özürlü veriyorken kimine de verilmiyor.Ve yine aynı tanı ve aynı puanlama olmasına rağmen hatta buna aynı yaşta da olan engellilerinde kimine sürekli kimine de süreli raporlar verilmekte.Oysa bildiğimiz tıp bilimseldir ve bilimsel olan bir şey hep aynı olur. Yoruma, açıklamaya yer vermez.
2-Rehberlik Araştırma Merkezleri
Elinde Yüzde 20 ve üzeri engel oranı olan engelliler, bağlı bulundukları Rehberlik Araştırma Merkezine (R.A.M) destek eğitimi için başvuru yaparlar.Tabii bu oranları belirtirken raporun tanısı ve engelli bireyin yaşını da göz önünde bulundurmamız gerekir.Bazı engel gruplarının eğitim programları olmadığı gibi R.A.M’lar engellileri kemik yaşı ile değerlendirdiği için yaşının da büyük olmaması lazım.Diyelim elinizde yüzde yirmi veya üzeri bir engelli raporunuz var.Ve bu rapor tanısının eğitim programı da vardır.Ve diyelim ki siz bağlı bulunduğunuz R.A.M’a başvuru yaptınız.Sakın sevinmeyin size destek eğitimi çıkıp çıkmayacağı kesin değildir.Tıpkı yukarıda belirttiğim psikologların durumuna benzer bir durumda R.A.M’lar içinde geçerlidir.Eğer engelliyi teste alan testör engellinin ihtiyaçlarını tespit etmek yerine engellinin devlete yapacağı maliyeti hesaplama peşine düşerse destek eğitim raporu vermez.Şu an ülkemizdeki pek çok R.A.M’da bu sorun engellilerin eğitimine ciddi zararlar vermekte.Kimi R.A.M’lar engellileri kemik yaşı ile değerlendirip yaşı geçmiştir diye yine destek eğitimlerine engel olmaktalar. Hatta bunu yapmakla kalmayanlar var. Engelli bireyi teste alırken ailesine test esnasında ‘sizin çocuğunuzun bir şeyi yok bu tür kurumlara göndermenize de gerek yok’ deyip aileye başka tereddütler yaşatanlar var.Yine pek çok R.AM destek eğitimi sundukları engellilere sadece bireysel alanda eğitim önermekteler.Bu engellilerin bireysel ve grup dersleri varken sadece bireysel ders önermelerinde tek neden özel eğitim kurumlarına olan bakış açılarından dolayıdır.Hatta şu an ülke genelinde grup eğitimlerine yüzdelik dilimi üzerine bakılmakta.Grup eğitimine uygun olan engellilere grup eğitiminin verilmemesi tamamen utanılacak bir durumdur.Hiç bir eğitim şekli yüzdelik dilimi üzerinden değerlendirilemez. Yani engelli bireyin alması gereken eğitimleri ki bu eğitimler devlet tarafından mevzuata uygun bir şekilde sunulurken R.A.M’lar engel olmakta.Ve ilginç bir not daha; destek eğitimi almış engelli bireyler rapor başlangıç tarihlerinden bir yıl sonra tekrar R.A.M’a gitmek zorundalar. R.A.M’lar bu engelli bireyin destek eğitimine engel olmak için yeni çıkan raporuna şöyle bir karar vererek engelli bireyin eğitim hayatına adeta son verirler. ’Daha önce uygulanan destek eğitim programı doğrultusunda herhangi bir gelişme göstermediğinden destek eğitime ihtiyaç duymamaktadır’ diye.Tabi raporu böyle çıkan engellinin raporunda şu ibareyi ekleyip sözüm ona eğitimine devam ettiriyorlar.’Yapılan inceleme,ve değerlendirme sonuçlarına göre:Zorunlu eğitim çağı dışında kalmış bireye bilişsel,günlük yaşam,toplumsal ve mesleki becerileri kazandırmak amacıyla Halk Eğitim Merkezine yönlendirilmesi’ diye. Oysaki Halk Eğitim Merkezlerinde böyle bir eğitimin verilmediğini kendileri de çok iyi biliyorlar. Amaç bu çocuklardan tasarruf etmek mi? Eğer böyleyse insan hayatına yazık olmuyor mu?Daha açıklayıcı olursak mevzuat artık normal çocukları sınıfta bırakmıyorken R.A.M’lar engelli çocukları sınıfta bırakmayı değil, eğitim hayatlarına son veriyor. Engelli bireyi dört duvar arasına kaderine terk ediyorlar.Ülkemizde şu an R.A.M’lar engelli bireylerin eğitiminde tek söz sahibi kurumlardır.Kısacası engelli bireylerin eğitimi bu merkezlerde görevli olanlara bırakılmış. İnsiyatifini destek eğitimden yana kullanan çok az merkez varken insiyatifini engelli bireyleri evde mahkum etmeye yönelik kullanan pek çok merkez var.
3-Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri
Hepimizin bildiği bir atasözümüz vardır. ‘İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır’ diye.Ben hayatım boyunca hep bu sözü kendim için değiştirmişim ve şu şekilde hayatımda yer vermişim. ‘Çuvaldızı kendine iğneyi başkasına batır.’ Çünkü çuvaldız daha çok can acıtır. Şimdiye kadar okuduklarınızda hep iğneyi başkalarına batırdım. Sıra çuvaldızda.
Engellilerin hastane ve R.A.M’lardaki yorucu ve engelleyici serüvenlerinden sonra bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine başvurmaları gerekmekte. Eğitim programlarının engelli bireyin ihtiyaçlarını daha yüksek düzeyde karşılayabilmesi ve bireyi yaşamın içine daha çok dahil etmek amacıyla var olan merkezler 2006 yılında Milli Eğitim Bakanlığa geçmiş ve an itibarıyla sayıları 2200 yakın olan kurumlardır.Bu merkezlerde 400 bine yakın engelli eğitim görmekte.Eğitim alan bireylerin toplumla kaynaşmasını,akranlarıyla aynı seviyeye gelmesi için devlet destekli kurumlardır.Bu kurumlarda tıpkı hastane ve R.A.M’lar gibi engelliler için ciddi engeller yaratmaktalar.
Sanırım kendi kendine zarar veren ender bir sektörle karşı karşıyayız. Engelli bireyleri kendi kurumlarına çekmek için diğer kurumları karalayan kurumlar aslında kendi ayaklarına kurşun sıktıklarının farkında değiller.
Sektörün bu konuda karnesi zayıf. Her ne olursa olsun,çalışma şartları ve iş gücü ne kadar ağır olursa olsun engelli bireylerin eğitim ve rehabilitasyonuna önem vermek gerekir.Oysa ki tam tersi uygulamalar mevcut.Kurumlar arzu edildiği gibi çalışmıyorlar. Engelli bireyin eğitiminden aile ve çevre eğitimine kadar pek çok konuda ciddi eksiklikleri vardır. Belki de 2006 yılından beri hizmet veren bu kurumlar beklentileri karşılasaydı yukarıda hastane ve R.A.M’larla ilgili yazdığım sıkıntılarda az olurdu. Çünkü an itibarıyla kurumların iyi hizmet veremediğini onlarda çok iyi biliyorlar.Kurumlar arzu edildiği gibi çalışsaydı şu anda toplumun kurumları bakış açısı farklı olurdu.Dolaysıyla toplumun ve kurumların engelli bireylere bakışı daha farklı olurdu.Gönül isterdi ki artan kurum sayısı kadar eğitim kalitesinin de artmasıydı.Kurum sayısı çoğaldıkça engelli bireye ve ailesine eğitimden uzak vaatlerde bulunarak engelliyi kendi kurumlarına kazanma yarışı başladı.Asıl amaçlarından uzaklaşarak engellilere yardım yapan birer vakıfmış gibi çalışmaya başladı.Kimileri dernek kurarak dernek üzerinden engelli bireye farklı vaatlerle tabiri caizse kandırmaya çalışıyor.Günü kurtarmaya yönelik birbirinden öğrenci kapma yarışı yerine kaliteli ve disiplinli kurumlar olmaktan uzaklaştı.Hal böyle olunca engellilerin engeline engel katmış oldular.
Tabi bu kurumlarında sıkıntıları çoktur.İş ile ilgili olsun mevzuatla ilgili olsun ciddi sıkıntıları vardır.Bir kaç örnek vermek gerekirse;zorunlu meslek elemanı ,kurumların personel ihtiyacını karşılamak için açılan hizmet içi eğitim kursları, modüllere sınırlama getirilmesi,devletin yıllık olarak yaptığı düşük zamlar vb gibi sıkıntıları mevcut.Ama tekrar etmekte fayda var.Her ne olursa olsun hiçbir şeyin insan hayatından daha değerli olmadığını bilmemiz lazım.
ÖZETLE
1: Hastaneler engelli bireylere rapor verirken tamamen profesyonelce davranmalı. Devletin engellilere tanıdığı bütün hakları göz önünde bulundurarak bilimlerine yakışır raporlar vermeli. Ve engelli bireyler rapor almak için hastane ve hekim seçme hakkı bir an önce verilmeli. Bu konu önemli olduğu kadar çıkacak raporlarda tanı ve puanlaması açısından daha sağlıklı olur.
2: R.A.M’lar özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarını belirleme yeridir. Bu bireylerin eğitim alıp almadığını kontrol etme yeri olmadığının farkına varılmalı. Yaşam boyu süren öğrenme ihtiyaçlarına katkılar sunmalı. Söz konusu bireyleri kemik yaşıyla değil ihtiyaçlarıyla değerlendirip eğitim almaları konusunda daha duyarlı davranmalı.
3: . Engellilerin alacakları eğitim ile mevcut durumları daha ciddi bir engele dönüşmesi engellenebilir. Hatta bazı engellilerin engellikleri ortadan bile kalkabilir.Bazı ağır engel gruplarında mevcut durumları korunarak oluşabilecek aksaklıkların önüne geçilebilir. Bu mantıkla yola çıkarak engelliler hak ettikleri destek eğitimini almalı. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri bu bireyleri kendi kurumlarına kapma yarışı yerine eğitimlerine önem vermeli.
*Bütün olumsuzluklara rağmen hastaneler,R.A.M’lar ve özel eğitim kurumları el ele verip birlik ve dayanışma içerisinde özel eğitim adına daha iyi işler yapabilirler.Çünkü özel eğitim çağdaş eğitimin bir parçasıdır.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ 04 Ara 2017 00:22 #2

  • dengeegitim
  • dengeegitim Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Tecrubeli Uye
  • Gönderiler: 109
  • Teşekkür Sayısı: 37
  • Başarı: -1
Açtığınız başlığı görünce güzel bir yazı olacağını düşünerek okumak için tıkladım. Ancak yazının tamamını okuyunca aslında engelliler günü değilde, kurumların para kazanmasının önündeki ENGELLERİ anlatmışsınız. Daha farklı bir yazı bekliyordum. Böyle bir günde yaptığımız işi unutup onların dünyalarındaki güzelliklere, zorluklara, sıkıntılara, sevgilerine kulak vermek lazım. Çünkü onların hayatı hastane raporu, ram raporu ve eğitim rehabilitasyon merkezlerinden ibaret değil.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: mart

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ 04 Ara 2017 10:46 #3

  • garip
  • garip Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 951
  • Teşekkür Sayısı: 383
  • Başarı: -55
1- 3 aralık kutlanmaz, 3 aralık farkındalık günüdür çalgı çengi kutlama değil.
2- baba bile olaya ticari bakıyorsa ben artık diğer kurum sahiplerine birşey demiyorum.
3- "önce tüccarım sonra engelli babasıyım" demek istemişsiniz, asıl ben sizi kutlarım (!)
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ 04 Ara 2017 12:43 #4

  • mart
  • mart Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 174
  • Teşekkür Sayısı: 78
  • Başarı: -2
Sayın Dengeeğitim teşekkür ederim. Fakat kesinlikle yazarken aklıma işin ticari boyutu aklıma gelmedi. Tamamen yaşadığım bölgedeki engellilerin özellikle eğitim alması gereken engellilerin sıkıntılarını anlatmaya çalıştım.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.344 saniye
Sistem Kunena Forum