“Biz” vasfı gayet vasıfsız bir grup olan “sermayedarı” ifade ediyor. Her parası olanın işe daldığı bir sektör.. Dolayısıyla tanımı itibariyle zaten oldukça vasıfsızız. Her şeyimiz onaylı olabilir ama denetimli olmak “kimin daha çok çay! içirebildiğine” bakıyor malesef..
Rehber öğretmenin işleyişimizde küçük bir yer kaplama sı, yaptığı işin Faturaya dökülememesinden ibaret. Lütfen gerçekleri kabullenelim..
Girdikleri derslerin neden arttırılmadığına gelirsek; 1)RAM personeli kendini müfettiş sanıyor modül vermiyor.
2)Devlet ücretini ödemiyor ama kalan 20 saat için idealize bir rehberlik hizmeti sunuyor
3) Söz konusu ünvanın -oku- çıktığı için kimin felsefe sosyoloji okuduğu belli değil
4) Ne eğitimi aldığı belli olmayan adamı türkçe matematik modülüne sokmak zaten akıllara zarar olsa gerek..
Şunu anlayınız lütfen; (işinin ne olduğunu bilenleri tenzih ediyorum) Bu ülkede sosyal hizmet uzmanları kendini PDRci sanır, PDRciler kendini Psikolog sanır, Psikologlar kendini Psikiyatrist sanır..
Pdr ci arkadaşlar ünvan gereği öğretmendir, eğitim fakültesi mezunudur, donanımı ders vermeye yeterlidir ama bir fen-edebiyat fakültesi mezunu sosyolog, felsefe ya da psikoloğu o sınıfa tıkarsanız kurdeşen döker..
Çok eleştirilmişti bir fikrim; matematik ve türkçe öğretmenlerine açılsın bu kapılar!
Dört işlem bilmeyen okul öncesi öğretmenlerini “uzman“ yaptılar malesef..
işte bu yüzden felsefeci rehber öğretmenler, uzman okul öncesi öğretmenleri ile birlikte “çakma“ rehabilitasyon merkezleriyiz biz.
Hiç biri göğsünü gere gere gere benim mesleğim ve işim budur, ünvanımla gurur duyuyorum diyemiyor garip, çok garip..