Ceza evlerinde her yere hakim nöbet kulübesinin camları karartılmıştır ve kimse kulübenin içini göremez. İçeride nöbet tutan asker arada bir kulübeden elindeki uzun menzilli, dürbünlü tüfeğiyle çıkar ve kendini gösterir. Yaratılmak istenen algı, mahkumların her zaman gözlendikleri ve hata anında affedilmeyeceklerini düşünmelerini sağlamaktır. Aslında kulübede her zaman bir asker yoktur. Bir süre sora kulübede hep bir askerin olduğu ihtimali mahkumlar arasında inanca dönüşür. Mahkumlar için artık askerlerin varlığından ziyade içinde asker olmayan boş bir kulübenin varlığı caydırıcı olur.
Psikolojide bunun adı "öğrenilmiş çaresizliktir".
Bu yöntem açık sosyal sistemlerde ceza evinde olduğu gibi işe yaramaz. Hele hele dürüst olmayı ve dürüst kalabilmeyi asla sağlamaz.
Uygulanması da asla etik değildir.
Bir de o asker kulübeden hiç çıkmazsa (bazı yerlerde öyle) bu yöntem tam tersi bir etki yapar ki. Hırsız arsız olur.
Öyle aklıma geldi yazdım.