Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: SURİYELİ ÇOCUKLAR

SURİYELİ ÇOCUKLAR 28 Eki 2014 03:59 #41

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
barisltd yazan:
Herhalde siz onların haklarını böyle şiddetle savunmasanız engelliler tarumar olmuştu... Kapitalist sistemin uşakları olarak aklı fikri günü kurtarıp, ev araba, yat, kat sahibi olmak isteyen biz aşağılık gerçekçiler de onları sömürüp iliklerine kadar kurutmuş olurduk.

Nasıl bir hayal dünyası bu böyle?

Sizi daha önce de çeşitli kereler uyardım. Fikirler üzerinden dilediğiniz gibi tartışabilirsiniz ama kişilikler üzerinden tartışmanıza izin vermem diye... Ne yazık ki sabrı zorlayan bir tarzınız var!

Kısa bir özet geçecek olursak;

- Diyorsunuz ki: Tüm engelliler her türlü haktan yararlansın. Dolayısıyla suriyeliler de bu haklardan yararlansın.

- Ben demişim ki; Ütopik düşünceler güzeldir ama gerçekçi değildir.

- Siz demişsiniz ki; Sen köleliğin taraftarısın, vietnam işgalinin taraftarısın, kapitalizmin taraftarısın, tecavüz edilen çocuklara, ezilen kadınlara ses çıkarmazsın, aklın fikrin daha fazla para, daha fazla güç, daha fazla sömürüdür! Ben ise engelli haklarını, insanlığı savunurum.

- Ben demişim ki: Bunların konuyla ne alakası var!

- Siz demişsiniz ki: Senin gibi gerçekçiler/pragmatistler engellilere zarar verir. Çekin eliniz, engellileri en güzel ben savunurum. Sen Yazdığım tarihsel örnekleri incelemek yerine
yazılardan alıntı yapıp düşünce bütünlüğünü bozarsın. Gülücükler falan koyarsın.

********

Ben yazılarımda ister alıntı kullanırım, ister gülücük koyarım.
"Siz zaten vietnamda da şöyle böyle yapmıştınız. Ülkeyi Fransıza İngilize satarsınız" gibi ABUK SUBUK, hatta SAÇMA SAPAN argümanlarla fikir üretmeye kalkarsanız gülücükle yetinmez bununla dalga bile geçerim.

Hayatınızda yüzünü bile görmediğiniz bir insan hakkında bir sayfa dolusu yorum yapıyorsunuz! Kafanızda varsayımsal bir kişilik oluşturup bunun üstünden bir tartışma yürütüyorsunuz. Ben sizin kafanızda yarattığınız kişi olmadığım gibi hiç bir şekilde bana yönelik söz sarfetmenize de izin vermem.

Siz kimsiniz ki "engelli haklarını" tekelinize alıp bizim bu mücadeleye zarar vereceğimizi söylüyorsunuz? Hayatınızda bu uğurda neleri feda ettiniz? Hangi taşın altına elinizi koydunuz? Benim neler yapmış olduğum hakkında bir fikriniz var mı? Hiç bir fikriniz yok! Siz bugün tıkır tıkır maliyeden aldığınız ödeneklerin temelini kimlerin attığını bilmezsiniz. Ödediğiniz KDV'nin neden %18 değil de %8 olduğunu bilmezsiniz. Bugün engelliler yasasının temelini oluşturan, ortez protez ödemelerinden, belediyelerin yapması gereken engellilerin yaşam standartlarına ilişkin her türlü düzenlemenin yapıldığı 572 ve 573 sayılı KHK'lar için kimlerin emek verdiğini bilmezsiniz.

Hayatı boyunca bunlarla mücadele eden bir engellinin sonunda depresyona girip intihar ettiğini, bunun gazetelerin köşesinde küçük bir haber olarak kaldığını, bugün kimsenin adını bile hatırlamadığını bilmezsiniz.

Sonra çıkıp insanlara "engelli hakları" diye ahkam kesmeyi bilirsiniz.

Hiç kusura bakma arkadaşım. Sen bana ne engelli haklarını, ne insanlığı, ne sosyalizmi, ne kapitalizmi, ne de insanlık tarihini öğretme hakkına sahip değilsin! Senden bu konularda ders alacak değilim.

Konuları bu şekilde sürekli kişisel zemine çekmeye devam edersen, yazılarından sadece bir kaç cümle alıntı yapıp bir iki gülücükle yetinmem, her yazdığın saçmalık için bir paragraf ŞAHSINA yönelik eleştiri yazarım.

Fikir savunmak başka bir şeydir, karşındakini küçültmeye çalışmak başka bir şeydir. Birincisi için iyi felsefe ve mantık temeli gerekir, ikincisi için M. Gökçek olmak yeterlidir. Gökçek'likten vazgeçip felsefeci olmanı tavsiye ediyorum. Belki birisi fazla oy kazandırır ama diğeri daha şerefli bir yoldur.

BM ler in mülteci haklarında çalışmış ve bazı fikirlerle katkı sunmayı önemli gören biri olarak; mülteci olma ve mültecilerin "hukuku" üzerine "kafa" yoran biri olarak... size şunu söylemek zorundayım...

TDK'ya göre: ÜTOPYA: Gerçekleştirilmesi imkânsız tasarı veya düşünce....

şimdi bu tanıma göre "ütopya" tartışması yapmamız gereksiz...

mülteci hakları üzerine tabi ki tartışmayacağım...

ancak şuanda iktidar partisi dahil, ve onun dışındaki diğer siyasi partiler; ayrıca bir çok STK; mültecilerin: sağlık, eğitimim, istihdam, sosyal hizmet hakları ile ilgili çalışma yapmaktadır...

eğer mültecilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını kabül edeceksek;
eğer mültecilerin "hayat ile bağlantı kurması ve rehabilitasyonları" için istihdamdan bahsedeceksek...
eğer mülteci çocukların; eğitiminden ve bunların içindeki "engellilerden"" bahsedeceksek..

sayın barışltd; bu ülke; mülteciler için ne yapıyor sanıyorsunuz... eksik bıraktıkları için tabiki kavga edelim...

ama bu ülkede 2 milyondan fazla mülteci varken; bunların 500 binden fazlası "genç iken" ve bunların 100 binden fazlası "engelli iken" NE YAPILMALI???


bu ülkedeki "her insan" sağlık hizmetlerinden yararlanmalıdır...

bu ülkedeki her insan sosyal hizmet sistminden yararlanmalıdır ...

bu ülkede ki her mülteci eğitim sisteminde yararlanmalıdır... eğer "eğitim hakkı olan her mültecinin ülkemizde eğitim alması doğru ise; engelliler bu haktan en fazla yararlanma" hakkına sahiptir...

size "ütopya" gelen; bu ülkenin gerçekliğidir; ne sanıyorsunuz yani: bu ülkede yaşayan "mülteci ve eğitime ihtiyacı olan insanlara", önümüzdeki yıllar boyunca "dilencilik" mi yaptırılacak....

size yazdım ama siz "manipülasyon" zekası ile cevap verdiniz....

gerçeklikle; olması gereken arasında ki farkı bilirim... ama konu engellilerin "çok basit" haklarıysa, sizin ile tartışmam bile...

şimdi; başka bir konuya gelelim... siz "tırnak" içerinde diyorsunuz ki; benim kadar "çalışmadıysan" yazma!!!

ne alakası var.... zeki olduğunu sandığım bir insanın, böyle "komik" cevaplar vermesini anlamam...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

SURİYELİ ÇOCUKLAR 28 Eki 2014 17:19 #42

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
egemenege yazan:
eğer mültecilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını kabül edeceksek;
eğer mültecilerin "hayat ile bağlantı kurması ve rehabilitasyonları" için istihdamdan bahsedeceksek...
eğer mülteci çocukların; eğitiminden ve bunların içindeki "engellilerden"" bahsedeceksek..

sayın barışltd; bu ülke; mülteciler için ne yapıyor sanıyorsunuz... eksik bıraktıkları için tabiki kavga edelim...

ama bu ülkede 2 milyondan fazla mülteci varken; bunların 500 binden fazlası "genç iken" ve bunların 100 binden fazlası "engelli iken" NE YAPILMALI???

Sayın arkadaşım,

Ben ne yapılması gerektiğinden değil, NE YAPILMAMASI gerektiğinden bahsediyorum.
Mültecilere rehabilitasyon hizmeti verilmesin gibi bir iddiam olsa, barınak da verilmesin, yiyecek de verilmesin, sağlık hizmeti de verilmesin, hiç bir şey verilmesin gibi bir noktaya varır. Hiç bir aklı başında insan böyle bir talepte bulunmaz.

İlk mesajımda gerekçelerimi açıkca belirttim. Böyle bir uygulamanın -yani mevcut rehabilitasyon merkezlerine suriyeli çocukların kayıtlarının- suistimale açık olduğunu söylüyorum. Siz, ülkemizde henüz 300.000 çocuğun yararlanabildiği bir hizmetin 100.000 suriyeli çocuğa genellenmesinden bahsediyorsunuz. Ben diyorum ki, devlet bu mültecilere değil özel eğitim, normal eğitimi bile sağlayamıyor.

Güney doğudaki bazı kurumları istisna tutarak size soruyorum... Dili arapça olup tek kelime Türkçe bilmeyen otistik veya zihinsel engelli bir mülteci çocuğa ne tür bir hizmet verebileceğinizi düşünüyorsunuz? Kendimizi mi kandıracağız, devleti mi?

Böyle bir hizmet sağlanacaksa bile mevcut ulusal sistem içerisinde değil, duruma özel tasarlanmış bir sistem içerisinde sağlanmalıdır. Atıyorum; arapça, kürtçe bilen özel eğitim öğretmeniniz, psikoloğunuz, fizyoterapistiniz vs. varsa bunlara hizmet verirsiniz.

***************

Sanıyorum en büyük hatanız, üstünde konuşulan konu ile genel prensipleri birbirine karıştırmak.
şimdi; başka bir konuya gelelim... siz "tırnak" içerinde diyorsunuz ki; benim kadar "çalışmadıysan" yazma!!!

Ne tırnak içinde, ne tırnak dışında böyle bir ifade yazmadığım gibi, bunu ima bile etmedim.

İstediğinizi yazın, istediğinizi söyleyin ama tanımadığınız insanlara ders vermeye kalkmayın dedim. Ben sizin kim olduğunuzu da bilmem, hayatta neler yaptığınızı, başardığınızı da bilmem. O yüzden sizi olumlu veya olumsuz yargılama hakkına sahip değilim.

Aynı sizin beni yargılama hakkına sahip olmadığınız gibi...
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Son Düzenleme: 28 Eki 2014 17:20 yazan barisltd.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

SURİYELİ ÇOCUKLAR 28 Eki 2014 17:43 #43

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
Sayın barışltd; daha öncede belirttim, ülkemizdeki rehabilitasyon merkezlerinin böyle bir hizmeti vermesiok mümkün değil...

Devletin gerekli çalışmaları yapması gerekir... Ve bildiğim kadarıyla bazı çalışmalar yapılıyor...

Bu tartışmayı buraya getiren "ütopya" tanımıdır...

Ülkemizin ve dünyanın geldiği noktada; bu hizmetlerden mülteciler yararlanabilir ve koşulları sağlamak mümkündür...

Ben bunun hiç "ütopik" olduğunu düşünmüyorum... Mesele karar vericilerin tercihleridir...

Ve bu mercilere öyle yada böyle "baskı" yapmak, bu alanda olan insanların hakkıdır diye düşünüyorum...

Kolaylıklar dileğiyle...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

SURİYELİ ÇOCUKLAR 28 Eki 2014 18:19 #44

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Bana göre ülkemizdeki pek çok konu "ütopya" başlığı altında tartışılabilir.

Yazdığınız "dileklere" de itiraz etmiş değilim. Sadece bunun gerçekleştirilmesinin çok zor olduğunu dile getiriyorum.

Temel demokratik hakların eksikliğinin "ileri demokrasi" tanımı içine sokulduğu bir ülkede temel insan haklarınını bile zorlayan bir konu bence ütopyadır.

Bugün ülkemizde sağlık, eğitim gibi en temel haklar bile "bedava aldatmacası altında" ücretlidir. Aksini söyleyebilir misiniz?

Dünya ilerledikçe temel hakları devletler veya yetkili merciler sağlamaz. Bunlar o kadar ucuz hale gelir ki, zaten bir sağlayıcıyı gereksiz kılar.

Ayrıca her maliyetin bir bedeli vardır. Örneğin size basit bir mantık sorusu sorayım. Bir tren makasının kontrolünde oturuyorsunuz. Hızla yaklaşan durduramayacağınız bir tren var. Tren yolunun üstünde kaçamayacak durumda 20 kişilik bir grup duruyor. Eğer makasla trenin yolunu değiştirirseniz o yolda da kaçamayacak durumda bir kişi duruyor. Ne yapardınız. Yaşamak herkesin hakkı diyerek 20 kişinin ölmesine mi göz yumarsınız? Yoksa 1 kişiyi feda edip 20 kişiyi mi kurtarırdınız.

Haklarla (veya herşeyle) ilgili tercihler de bu tür maliyetler üretirler. Ütopya herkesin kurtulmasını arzu eder. Ben de öyle arzu ederim. Ama tercih yapmak zorundaysam 20 kişiyi kurtarmayı tercih ederim.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

SURİYELİ ÇOCUKLAR 28 Eki 2014 18:57 #45

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
Bende 20 kişinin kurtulmasından yana olurdum...

Bakınız bugün 20 e yakın emekçi yeraltında mahsur kaldı...

İş cinayetlerinden ortalama bu ülkede (ki kayıt tutma sistemi sapıkçadır, emekçi iş yerinde ölürse " iş kazası" olur, hastanede ölürse "iş kazası" olmaz) her yıl 1500 kişi ölüyor... Böyle bir oran nasıl olur aklınız alıyor mu?

Bakınız bence en temel neden maliyet değildir...

En temel neden bizim yani bu ülkede yaşayan insanların, yani bir o işyerlerinde ölme ihtimali olan insanların "tepkisizliğidir"...

Ne olacak yani, böylemi devam edecek, sırf maliyet nedeniyle; almanyada ölmeyen insanların bu ülkede ölmesine "normal" mi bakacağız?

Tepki vermemiz gerekiyor, inanmamız gerekiyor, birilerine yön vermemiz gerekiyor...

Emile Zola'nın o harika kitabı mutlaka olumuşsunuzdur, " germinal"... Neden bugün avrupada ki "iş ölümlerinin" oranı bizimkinin yüzde 5 bile değil...

O gün ütopya olan bu gün gerçek!!!

Bunu sağlayan "kar oranlarını artırmaktan başka derdi olmayan patronlar" değildi...

Bunu sağlayan emekçiler, aydınlar, vicdanlı insanların mücadelesiydi(başka ülkelerde kurdukları emperyal ilişkiler göz ardı etmemek te gerekir)...

Bu ülkenin aydınları, vicdan sahibi insanlarının "ütopya" ları "gerçek" kılması dileğiyle...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

SURİYELİ ÇOCUKLAR 28 Eki 2014 19:11 #46

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
Bu arada kusura bakmayın telefondan yazıyorum, okuduktan sonra ne çok imla hatası ve cümle düşüklüğü yaptığımı görünce "dehşete" düşüyorum :)

Kolaylıklar dileğiyle...
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.401 saniye
Sistem Kunena Forum