BAŞLIK: BUYURUN...42İL SIRADA

Sevgili tartanc,

Haksız olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama "hala" ayrıntılarını burada dile getiremeyeceğim çeşitli girişimlerin peşinden koşan insanlar olduğunu söylemem gerekir. Bu çabalardan bir sonuç alınabilir mi, alınamaz mı bilmiyorum. Yine de kimse mücadeleden vazgeçmiş, koyuvermiş değil. Umutlu muyum? Hayır! Değilim.

Karşınızda pazarlık yaptığınız bir satıcı değil, koskoca bir devlet kurumu var. Bu kurum sağır bir duvar misali tüm taleplerinizi duymazdan geliyor. Şimdiye kadar gelmiş geçmiş yapılan tüm girişimler bu duvarda olsa olsa bir çizik yaratmıştır. Böyle bir şeyle nasıl mücadele edebilirsiniz? Size bir balyoz lazım.

Sayın barış;

Benim anlamadığım şey sorun kaynağından,çözüm beklemek.

Sürekli sorun çıkartan bir zihniyetten çözüm beklemek nasıl birşeydir?

Çözüm içinde sözel ve yazılı anlatım yapılıyor.

Başka birşeyler olmalı...

Ben sorunun kaynağından çözüm arandığından bahsetmedim ki...

Tam tersine... işler kopma noktasında dedim.

kesinlikle eğitim alamayan öğrenciler olacak bunu en başta bizim kurum düşünüyor , uzakta ulaşımı zor olan öğrencilere eğitim veremeyeceğimiz aşikar , kar da kış ta kimse zararına öğrenci peşine düşemez... olan çocuklarımıza oluyor ama devletimiz bunu düşünümüyor kesinlikle umurlarında değil... ve bu tür dayatmaların da seçim öncesi olması çok iyi oldu bizler nasıl yönetme yetkisi verdiysek elimizden geldiğince almasını da biliriz... hükümete oy verip , oy oranı yüksek bir nüfusa sahip biri olarak düşüncem budur... kesinlikle yaşatılan sorunlar bize hak değil , burnumuzdan getirdiler

Sayın Türkiyem, siz eğitim veremeyiz mağdur olurlar ve bunun sorumlusu hükümetimizin eğitim politikasının yanlışlığı yüzünden engelli aileleri oy vermezler diyorsunuz ama ben de diyorum ki Engelli maaşlarını, kömür yardımlarını ve bakım aylıklarını kesmediler ki?

Yani hiçbir engelli birey veya ailesi eğitim mağduriyetinin sebebini hükümette aramaz ki?
Yine kötü olan biz oluruz, tüccar olan biz oluruz, para için yaptılar, bunların dini imanı paradır denilen biz oluruz...

Anlamakta zorluk çektiğim eğitim boyutunda haksızlık var diyerek bu derece ciddi kısmalar peşinde olan hükümetin verdiği yardım paralarının yerinde ve amacında kullanımında denetim boşluğunun nedenini anlamadınız mı hala?

Olay şudur kısaca,
bizler 1800 tane oyuz sadece...
ama onlar milyonlarca oy...

Yani sizin bizim ve diğerlerinin bir tarafımızı yırtarcasına oy üzerinden tehditlerimizden zerre kadar çekinmezler.
Ne zaman çekinirler söyliyim; Engelli bireylere ve ailelerine yaşayacakları mağduriyetlerin sebepleri tek tek anlatılırsa ve uygulamanın gerçekten hakkedenle haketmeyeni ayırmadığını asıl amacının deveye hendek atlatmak olduğunu ve hendeği atlayanların ise az veya çok karşılığını alacağını anlatırsanız ve sizlerin de daha fazla efor sarfetmemek adına zor olan hendeklerden atlamayacağınızı kendinize küçük basit hendekler seçmek zorunda olduğunuz izah etmeyi başarabilirseniz sorun çözülür
Ancak yaptığımız işlerden de anlaşılacağı gibi hitap ettiğimiz toplumsal sınıflamadaki ailelerin spsyo-ekonomik düzeylerini dikkate aldığımızda aslında onlara bunu anlatmanın da başlı başına ayır bir hendek olduğunu göreceksiniz.

Şahsi fikrim; yukarıdan bastırıyorlarsa ortadaki nesnenin de kendi altındaki nesneye baskı yapması gerçeğidir. İzafiyet teorisi kadar karmaşık olmayan bu doğal tepkime sonucu siz de altınızdakilere baskı yapacaksınız. Zira en altta olan dünyadan bi haber yaşamakta zaten. Siz de alta doğru bastırdığınızda en alttaki durumun vahametinin farkına varacaktır.

KISACASI MADEM BÖYLE; ALTTA KALANIN CANI ÇIKSIN SİSTEMİNE DAYATILIYORSAK BİZ DE HÜKÜMETİMİZE UYACAĞIZ.

ELEYECEĞİZ, elemek zorunda olduğumuz için...

PEKİ KİMLER EN ÇOK ZARAR GÖRECEK?
1-ağır engelinden doalyı seansına hazırlanan program dahilinde gelemeyecek durumda olan bireyler
2-gideceği eğitim kurumuna gerek mesafeden gerek şartlardan daha maliyetli olan bireyler
3-eğitim kurumunun servis güzergahına uymayan bireyler
4-sadece Fizyoterapi ve dil terapistinin 8 seansına girdiği bireyler
5-Doğa şartlarının zor olduğu bölgelerde ise eğitime mevsimsel olarak ara verecek olan kurumlar-Bu kurumlar kış ayı boyunca ücretsiz izine ayırdığı personellerinde artış gösterecektir.(bu durum hem personeli hem de engelli bireyleri mağdur edecektir)

PEKİ KİM KAZANACAK?
HÜKÜMET Mİ? Kesinlikle hayır.
KURUMLAR MI? İmkansız.
ENGELLİ BİREYLER Mİ? Evlerine geri kapanacaklar ve belki de bir daha çıkmayacaklar.
PERSONELLER Mİ? Sürekli işsiz kalacam psikolojisinde olan eğitimci hangi ara eğitim verebilecek ki?

dernekleri suçlamak yersiz ve haksızca

iki derneğin çalışmalarına 10 yıldır hiç katılmamış kişiler

hesapsızca derneklere söz/hakaret söyleyebilmekte..

konforundan vazgeçmeyip alabildiğine yıkıcı eleştiri

yok öyle

acil eylem platformu dahi kısa sürede pes etmişken

derneğime, özerkder'e, yönetimi adına faruk beye daha fazla destek olacağım

sorun dernekler değil; çuvaldızı kendimize batırmalıyız arkadaşlar.. en büyük sorun fosil kafalı bürokrasi

(ali galip abiyi %25 anlasa sektör uçuşa geçer)

sizgin yazan:
Sayın sizgin;
Bu bahsettiğiniz maddelerin damar okuma sistemiyle ne alakası var. Bu bahsettiğiniz durumda ki kişiler damar okuma olmasada yine mağdur olması gerekli. Yazdıklarınızı lütfen düşünerek yazınız, aksi takdirde kendinizi ihbar etmiş oluyorsunuz:)

Sayın barış;

Algı yönetimi konusunda çok çok geride kaldık. Malum çevreler ellerindeki güçlü argümanlarla çok iyi bir algı yönetimi göstermektedirler. Bu bizler için olumsuz sonuçlar doğurmuştur.

Organizasyonların muhakkak bir b,c hatta d planları olmalıydı. Ama maalesef yok. Olamadı.

Olaylara geniş perspektifle bakılmalıydı. Bakılamadı.

Örgütlenme modelleri olmalıydı. Örgütlenme tabana yayılmalıydı. Bunlar değişik nedenlerle yıllardan beridir olamadı.

En son Ankara da yapılan toplantıda bir karar alındı. Yaklaşık 40 kişi şahittir. 03.12.2014 tarihinde bir protesto gerçekleştirilecekti. Gerçekleşmedi. ve bununla ilgili herhangi bir açıklamaya dahi tenezzül edilmedi. Bunun adı hiçe saymadır. Üyelerin hiçe sayıldığı, 2-3 kişi ile alınan kararların muhakkak bir bedeli olmalı.

Organizasyonlar, yaptıkları veya yapmadıklarından sorumludur. Şeffaf,örgütlü,tutarlı ve dürüst olmak zorundadır.

Her fırsatta en azından sosyal medyayı kullanalım demiştim. Kimi arkadaşlar bunu yapmışlardı. Bir türlü yapılamadı.

Bizler algı yönetiminde çok geri kaldık. Yapamadık. Bu süreçte kiminle görüşülürse görüşülsün ben sonucun değişeceğine inanmıyorum. Protesto dahi etsek değişeceğine inanmıyorum.

Yeni sisteme göre düzenlemeler yapacağız. Yeni bir döneme girerken yeni organizasyonlara belki ihtiyaç duyacağız. Belki hiçbir şey yapmadan burada yazacağız. Ağlayacağız.

Sayın barış,
Bir şarkıdan esinlenerek,''bu iş çok zor''.

Sağlıklar dilerim.