Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: Neyi Bekliyoruz ?

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 15:36 #49

  • tatvanpozitif
  • tatvanpozitif Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 382
  • Teşekkür Sayısı: 136
  • Başarı: 9
bir fıkra anlatasım geldi :)


Bir gün adamın biri eski eşyaları karıştırıken eski bir lamba bulur. Lambanın tozlarını silmek için ovuştururken lambanın içinden bir cin çıkar.

‘Dile benden ne dilersin?’ diye sorar.

‘Dileğini yapacağım. Ancak bir şartım var. Sen ne dilersen sana yaptığımın iki katını da komşuna yapacağım. İyi düşün dileğini söyle’ der

adam kısa bir düşündükten sonra cine derki

‘Ey cin! Benim bir gözümü kör et!

:) biz diyoruzki bu cihaz gelsin biz zarar edecez ama diğer kurum kapanacak onun öğrencileri bana gelecek. :)
herkes böyle düşünüyor o yüzden kimse ses çıkarmıyor bu sisteme.
allah hakedenin yanında olsun, helal çalışanın helal kazananın yanında olsun
inşalah
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, mkirilmaz, AliGalipDursen

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 16:56 #50

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Valla ben bu yorumlara katılmıyorum.

Sanmıyorum ki, çok azınlıkta 3-5 kurum dışında "damar tanıma gelsin, diğer kurumlar kapansın, çocuklar bana gelsin" diye düşünsün.

Örneğin bizim gibi büyük illerde yüzlerce kurum var. Hangi biri kapanacak da çocukları bize gelecek? Akıl mantık alır bir yaklaşım değil!

Burada daha çok umursamazlık (ne gelirse gelsin, ne yapalım, biz de buna kendimizi uydururuz) ve damar tanıma gelecekse gelsin de artık MEB'in dolandırıcı yaftasından kurtulalım anlayışı hakim.

Yani artık bu işten öylesine usandık ki hakikaten ne gelecekse gelsin demeye başladık hepimiz.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: kurs2, etik, gulen100

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 17:20 #51

  • kurs2
  • kurs2 Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 428
  • Teşekkür Sayısı: 256
  • Başarı: 4
Damar gelince herkez bu sınıf ve öğretmen sayısının 4/1 oranında düştüğünü düşünerek hareket etmeli.o zamanda falan kurum kapanırsa bana şu kadar çocuk gelir bende yazarım hayali kurmamalı.yapılacak bişey kaldıysa varsa mücadele etmeli.unutmayın
AĞLAYANIN MALI GÜLENE HAYIR GETİRMEZ.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, tatvanpozitif

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 18:20 #52

  • tartanc
  • tartanc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Herşey neye layıksa ona dönüşür.
  • Gönderiler: 3652
  • Teşekkür Sayısı: 2866
  • Başarı: 54
Sayın Barış;



Bizler ne istiyoruz ? Yönetmeliklerde lehimize bir kaç düzeltme yapılmasını, çok şey istemiyoruz.

Bazı şeyler belki büyükşehirlerde olmaz,olamaz ama küçük ilçelerde kesin olur...

Sağlıklar dilerim.
Son Düzenleme: 21 Oca 2015 18:21 yazan tartanc.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 21:13 #53

  • Fzt_syln
  • Fzt_syln Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Yeni Uye
  • Gönderiler: 12
  • Teşekkür Sayısı: 1
  • Başarı: 0
Çok uzun bir süre geçmeden cihazları temin etmeyi düşünüyoruz .. sistemi kuralım da en azından sorun yaşamayalim.. bir an önce gelir de kurtuluruz stresinden .. erzincanda uygulayan bir kurumu ziyaret ettim tıkır tıkır işliyor .. kurumda öğretmen öğrenci ilişkisinin önemli olduğunu gördük .. çocuk hasta olsa bile geliyor .. işini düzgün hakkı ile yapan kurumlar endişelenmiyor zaten bizim gibi
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 21:22 #54

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Sevgili tartanc,

Herkesin, ya da büyük çoğunluğun ne istediği aslında belli ve bu istekler pek de birbirinden farklı değil.

Temel olarak sanıyorum herkes "işimizi doğru düzgün, gönül rahatlığıyla yapalım, ekmeğimizi kazanalım" noktasında birleşiyordur.

Sürekli üçkağıtçılar, hırsızlar, soysuzlardan falan bahsedilip durmasından sıkıldım ben artık. Kurumların birbirinin kuyusunu kazmaya çalıştığı anlayışından da sıkıldım. Elbette sektörün çürük elmaları vardır. Çürük elma olmayıp etik dışı davrananları da vardır. Bundan belki de en fazla şikayet edecek kişilerden biri benim belki de. Ama şikayet etmiyorum.

Benim kurumumda açlışıp ayrılmış kişilerden belki 30 dan fazla yeni kurum açıldı. Kurumumdaki çocukların başka kurumlarca tek tek arandığı, evlerine ziyarete gidip ikna edilmeye çalışıldığı oldu. Hatta, hatta kurumumuzun kapısı önünde gelen velilerin eline brışür tutuşturanlar oldu. Hastaneye, RAM'a rapor almaya giden velimizi ikna etmeye çalışanlar oldu.

Tüm bunlara rağmen ben işin sırrının öncelikle kendine, yaptığın işe güvenmek, sonra da veline güvenmek olduğunu düşünürüm.

O yüzden "kurumlar kapanacak, çocukları başkasına gidecek" paranoyasından artık kurtulalım. A kurumuyla B kurumunu kapatacak veya kalkındıracak şartlar ve koşullar aynıdır.

************

Bu başlık altında yapılan tartışmalara gelince; daha önce çok fazla müdahil olmak istemedim ancak gidişatın hiç de doğru olmadığını düşünüyorum. 2 tane derneğimiz, bir de son zamanlarda gelişen bir platform var. Bunların üçünün de beklentisi, hedefi, amaçları aynı. Birbirleriyle didişip durmalarının anlamı yok.

Diğer taraftan, üçünü bir araya toplasanız sektörün %10'u etmiyor. Birbirimizle didişmek yerine katılımcılığı arttırmak üstüne konuşmamız, çaba harcamamız lazım. Derneklerin veya platformun yoğurt yiyişleri farklı olabilir. Bunun bir sakıncası yok. Biri dilekçe verir, diğeri kavga eder, bir diğeri pankart açar. Hepsinin hedefi aynı! Asıl sorun, bu girişimlerin çok sınırlı, kısıtlı bir topluluk tarafından yürütülmesi.

***************

Burada sıkça duyulan laflar:

- Bir Derneğe üye değilim ama...
- Dernekten ayrıldım çünkü...
- Derneğe üye olmayacağım çünkü...
- Dernek yapamadıklarının hesabını vermiyorsa ben niye üye olayım...

vs. vs...

Yahu derneğe üye olmayın, mecbur değil! Gidip paltforma katılın. Onu da geçtim, beğenmiyorsanız kendiniz dernek kurun... Onu da geçtim, kendi ilinizdeki, ilçenizdeki kurumlarla biraraya gelin, ortak bir inisiyatif ortaya koyun!

Oturduğunuz yerden laf söyleyip derneklerden şundan bundan şikayet edip durmayın. Kimse kimsenin elini tutmuyor.

************

17 ilde 50 küsür kurumda damar tanıma başladı. Ortada durumdan şikayetçi 17 kurum bile yok! Sevgili tartanc, sen ne düşünüyorsun... 1 Nisandan sonra 1000 küsür kurumdan kaç tanesi sesini yükseltecek?

2000'e yakın kurum, 500-600 bin velili bir sektörden "arkadaşlar sayın bakan benim hemşerim olur. Kalkın gidip görüşelim" diyebilecek bir Allah'ın kulu çıkmıyor. "Şu kanalın haber müdürü arkadaşım olur, bunu ulusal basına taşıyalım" diyen bir kişi çıkmıyor.

Vurun abalıya misali herkes kimi bulursa ona yükleniyor. İşin ilginci şikayetçi olanların sayısı bile bir elin parmakları kadar. Bırakın dernek üyesi olmayı düşünmek, bir dernek olabileceğinden haberi olmayanlar bile vardır bu sektörde...

*************

Bence artık zıtlaşmaları bir tarafa bırakmak lazım. A derneği onu yapmış, B platformu bunu yapmış... Fikirlerimizi, eleştirilerimizi yapalım. Ama şunu unutmayalım ki herkes aynı şeyin mücadelesini veriyor.

Ayrıca; kimse kusura bakmasın ama, ne bir derneğe üye, ne bir oluşumun parçası, ne de eline kağıt kalem alıp bir dilekçe yazmaktan bile imtina etmiş kişilerin kalkıp ona buna çamur atmasına, hesap sormasına da ben iyi niyetle bakamam. Hani diyorlar ya, çözümün parçası değilseniz sorunun parçası olmayın diye... Ya da atasözümüzdeki gibi "gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz"

Platform olsun, başka oluşumlar olsun, dernekler olsun bir şeyler yapmaya çaba gösterenlere köstek değil, destek olmalı, destek olamıyorsa engel olmamalıdır. Her zaman söylediğim gibi, dernekler kimsenin babasının malı değildir. Tüzel kişiliktir. Beğenmediğiniz noktada gider yönetimi değiştirirsiniz.

Ayrıca, kim ne çaba harcarsa harcasın, bu sektörde bir ağız birliği, ortak akıl, etik anlayış yerleşmedikçe hangi dernek, hangi platform çaba gösterirse göstersin bir yol kat etmesi çok zor. Şu anda derneklerin gösterdiği çabaların hepsi sektörel bir güçle değil, 3-5 kişinin hatır gönül ilişkileriyle yürütülüyor. Eh, o da bir yere kadar. Masaya yumruğu vuracak gücünüz olmadıkça ancak ricacı olursunuz.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, etik, mkirilmaz ve bu kullanıcının diğerlerinden 1 teşekkürü var

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 21:57 #55

  • tartanc
  • tartanc Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Herşey neye layıksa ona dönüşür.
  • Gönderiler: 3652
  • Teşekkür Sayısı: 2866
  • Başarı: 54
Sayın Barış;

Öncelikle sektör kendi sorunlarına karşı duyarsız. Sanıyorlar ki, damar tanıma yüzünden her şey. Bu sistem

bir sürecin sonucudur. Sonu mudur? Hiç sanmıyorum.

Dediğiniz gibi hiç bir şeyden haberi olmayan onlarca kurum vardır. Ve mutludurlar. Bilmemek mutluluktur.

Toplumsal olarak söylenen ama söylemeyen bir toplumuz. Örgütlenmekten nedendir bilinmez korkarız.

hakkımızı aramaktan hep çekiniriz. Bizim sektörde de durum pek farklı değil.

İnanınız benim kendi adıma derneklerimizin daha iyi çalışmasından, daha iyi örgütlenmesinden, daha fazla

sektöre sahip çıkmasından başka bir şey istemiyorum. Fakat yöntemler konusunda çok farklı düşünüyoruz.

Bu da normal elbette. Ama bence, yöntemler ve izlenen strateji önemlidir. Diyeceksiniz ki bunlar kaç kişinin umurunda o da bir muamma...

Bu süreçlerde gerek telefonla gerek maillerle onlarca arkadaşla görüştüm. Pek çoğu da organizasyonlardan

şikayetçi, değişik nedenlerle. Organizasyonlarda üye olunmuyor diye şikayetçi. Yani ortada bir

iletişimsizlik mevcut. Veya başka bir şey.

Siz,ben veya burada diğer yazan arkadaşlar. Bu işi dürüstçe ve doğru yapmak istiyoruz. Hepsi bu aslında.

1000 kurumla ilgili sormuşunuz. Görünen o ki, belki bir elin parmakları kadar.


Bu sistemle ilgili olarak, ben yine de daha önceki düşüncelerimdeyim. Yönetmelik de gerekli düzenlemeler yapılmazsa sektör önemli ölçüde kan kaybeder. Umarım süreç beni yanıltır.


Sağlıklar dilerim.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd, mkirilmaz, karinca

Neyi Bekliyoruz ? 21 Oca 2015 22:23 #56

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Değerli arkadaşım,

Ben "organizasyonlardan şikayetçi olmak" diye bir şeyi kabul edemiyorum. Evet, insanlar bu dernekleri, platformları vs. beğenmeyebilir, üye olmak, katılmak istemeyebilir. Ama bu durum onlara "Sen ne yaptın ki" diye hesap sorma hakkı vermez.

İyi de sen ne yaptın? Taş üstüne taş koydun mu?

Birisi çıkıp üye olmadığı derneği bile eleştirebilir. Ama hesap soramaz! Eleştirmek ayrı bir şey, hesap sormak, hak istemek ayrı bir şeydir.

Şimdi bazı arkadaşlarımız sitem ediyor mesela... Diyor ki, derneği arayıp bir şey sordum, "üyemiz değilseniz yardımcı olamayız" dediler. Allah aşkına ne demelerini bekliyorsunuz ki? O derneğin kirasını, telefonunu, bilgisayarını, kırtasiyesini, yol parasını, sekreter maaşını vs. vs. üyeleri ödüyor. Neden bu kaynaklarını size kullandırsınlar?

Dernekler şehir şehir gezip toplantılar yaparken masraflarını üyeleri ödüyor. Ama üye olmayanlar derneklerden yapmadıkları veya yapamadıkları şeylerin hesabını soruyor! Bunun mantığı var mı?

Ben üye olduğum derneğin başkanı ve yönetim kuruluna her türlü eleştirimi yapıyorum, her türlü fikrimi dile getiriyorum. Bunlardan kimi kabul görüyor, kimi görmüyor. Her şeyi dörtdörtlük yaptıklarını düşünmediğim gibi, eksik veya hatalı yaptıklarını düşündüğüm şeyler de var. İyi ama bunlar benimle derneğim arasında... Ne zaman ki beğenmediğim şeylerin oranı beğendiklerimden fazla olur, o zaman başka bir yönetimi desteklerim veya yönetime aday olurum. Olmadı, çeker giderim. Doğal olan budur!

**************

Şimdi işin nihayetine gelecek olursak... Pazartesi günü bir toplantı var. Bu toplantı dernek toplantısı değil, derneğin herkese açık yaptığı bir toplantı. Oraya gelmeyen, fikir beyan etmeyen, sorusunu sanal ortamlarda değil, yüzlerine karşı açık açık sormayan kişilerin eleştirme, kötüleme hakkı da yok.

Ha! 50 kişi gelir, toplantısını yapar gider. Bu 50 kişinin desteklediği bir dernek de 50 kişilik güçle hareket eder. Bu kadar basit. Adama 50 kişilik güç verip 2000 kişilik verim bekleyemezsiniz. Bisiklet motoruyla ferrari yürümez.

Tüm bunlara rağmen, ben ÖZERKDER yönetiminin insanüstü bir gayret ve çaba ile bir şeyler yapmaya çalıştığına inanıyorum. Eksikleri yanlışları yok mudur? Muhakkak vardır. Ama ortada daha iyi bir alternatif de görebilmiş değilim. Varsa çıksın, hodri meydan. Beni ikna edebilirse onun da arkasındayım.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, mkirilmaz, AliGalipDursen
Sayfa oluşturma zamanı: 0.230 saniye
Sistem Kunena Forum