Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: GEREKÇE: Yasal boşluk...

GEREKÇE: Yasal boşluk... 03 Nis 2015 16:19 #49

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Anayasa mahkemesi konunun başında yazdığım yasal boşluğa atıfta bulunmuş. Eğer gerekli kanun düzenlemeleri yapılırsa ve siyasi irade bu konuda geri adım atmazsa seçimlerden sonra meclis açıldığında ilk görüşülecek kanun maddelerinden bir tanesi bu kişisel verilerin saklanması, işletilmesi ile ilgili düzenlemeler olacaktır.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

GEREKÇE: Yasal boşluk... 03 Nis 2015 16:46 #50

  • egemenege
  • egemenege Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Gönderiler: 482
  • Teşekkür Sayısı: 380
  • Başarı: 4
ya anlamıyorum;

seçimden sonra ne olacağının garantisi var mı?

zaten bu akılda ki insanlar Anayasa Mahkemesinde olduğu için bu kararlar çıkıyor... sizin oturacağınız koltuk seçimden sonra garanti mi? örneğin bu düzenlemeye itiraz eden muhalefet partileri iktidara gelirse, yinede bu düzenlemeler yapılacak mı? demokrasi anlayışınıza hayranım...

seçimlerden sonra herşey garanti ise, niye seçim yapıyoruz?

ayrıca Anayasa Mahkemesinin kararlarının hepsinin doğru olduğuna nasıl ve neden inandınız?

kararı okuyun, hukuk fakültesini yeni bitirmiş biri bile, ne kadar "absürt" gerekçeler ile karar alındığını görür...

kendi dediği ile çelişen en az 10 tane nokta var...

alınan karar Anayasaya da aykırıdır, uluslararası hukuka da. zaten bu karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınacaktır...

ne derseniz deyin karar siyasidir. ve kişisel fikrim, "yoğun talepler" üzerine alınmıştır.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

GEREKÇE: Yasal boşluk... 03 Nis 2015 19:52 #51

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Çağımız artık teknolijinin gerisinde kalamıyor. Bu uygulamalarda dolayısıyla gereksinim haline dönüşüyor. Günümüzde artık ıslak imzanın yerini dijital imzalar, mobil imzalar almaktadır. Güvenilirlik artık ıslak imzayla yeterince sağlanamadığından bu tarz damar, göz, yüz tanıma gibi doğrulama yöntemleri daha da yaygınlaştığını göreceğiz.

Ancak bu verilerin saklanması işlenmesi ve korunmasıyla ilgili yasal eksiklikler var.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

GEREKÇE: Yasal boşluk... 03 Nis 2015 20:35 #52

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Sayın telkin,

Haklısınız. Zaman değişiyor. Artık herşeyi teknoloji yardımıyla daha kolay, kesin ve güvenilir yapabiliyorsunuz.

Ancak haksız olduğunuz bir konu var. Bizler makina değiliz. Bir bilgisayarın kodlanmış algoritmalarının öngördüğü şekliyle davranamayız.

Damar okuma (veya biyometrik kimlik takibi) tüm Türkiye'de kamunun tüm kesimleri için eşit ve adil şekilde kullanılacaksa, neden olmasın. Ben de razıyım.

Bu şartlar altında, eğer diyorsanız ki, "MEB'in tüm kurumlarındaki personel, okullarındaki öğretmenler, derslere devam eden öğrenciler her saat başı el basıp varlıklarını ispat edeceklerdir. Böylelikle teknolojiyi kullanacağız." ben bugüne kadar yaptığım tüm eleştirilerimi geri alacağım.

Eğer diyorsanız ki, "bir devlet memuru, mesaide olduğu 8 saat boyunca başını hiç kaldırmadan işini yapar. Ay sonunda yaptığı günde 8 saat, haftada 40 saat kesintisiz emeğinin karşılığını alır." yine tüm eleştirilerimi geri alacağım.

Eğer diyorsanız ki, "arada bir arkadaşla sohbet için çay arası vermiyorum" ben yine tüm eleştirilerimi geri alacağım.

****************

Teknolojiyi kullanalım kullanmasına da, makina olmayalım. Her şeyi parasal karşılıklara endekslemişsiniz. Teknolojinin amacı bu mu? Teknoloji hayatımızı kolaylaştırmak için var. Zorlaştırmak için değil ki...
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: anaeli, ozal24

GEREKÇE: Yasal boşluk... 03 Nis 2015 21:11 #53

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Sayın barisltd,
Bu damar okuma sisteminin iptal edilmesi için harcanan emek yerine olaylar daha bu safaya gelmeden, hangi doğrulama sistemi gelirse gelsin gelecek olan doğrulama sistemiyle mevcut yönetmeliğin revizesi ve uygulanabilirliği için mevzuat düzenlemeleri üzerine çalışılsaydı daha iyi olmaz mıydı?

Kurumlar ve dernekler mevzuatın iyileştirilmesi üzerine yoğunlaşıp en çok bu işe kafayı yorsaydı güzel bir yönetmelik çıksaydı bence daha iyi olmaz mıydı?

Uygulanabilir ve sağlıklı bir yönetmelikle hangi doğrulama sistemi gelirse gelsin kurumlar daha rahat ve daha şeffaf olarak çalışmalarını sürdürür.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc, barisltd

GEREKÇE: Yasal boşluk... 03 Nis 2015 22:00 #54

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Elbette, çok haklısınız. Ama burada kusur bizde değil ki!

Bize hiç kimse fikrimizi sormadı. Şimdiye kadar sormuş gibi yapılıp, taleplerimizin tamamen dışında, beklenmedik, ve çoğu kez haksız uygulamalar olduğu gibi önümüze konuldu.

Örneğin neden bir psikolog veya rehber öğretmenin 20 saatten fazla çalışamayacağına dair hüküm var?

Daha önce de dile getirmiştim. MEB bu işi bir cezalandırma gibi değil, bir ödüllendirme şeklinde gündeme getirse eminim kurumların çoğu bu uygulamaya itiraz etmezdi. Ayrıntıları nedir derseniz o da ayrı konu. :) :)
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: tartanc

GEREKÇE: Yasal boşluk... 04 Nis 2015 00:08 #55

  • anaeli
  • anaeli Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 187
  • Teşekkür Sayısı: 69
  • Başarı: -1
Sn Telkin

OECD’nin PISA 2012’den yola çıkarak hazırladığı okula gitmeme verilerine göre okulu en çok asan ülke Türkiye. Türkiye’de ‘iki hafta içerisinde okula en az bir kez gitmeyen öğrencilerin oranı’ yüzde 54.2. Türkiye bu oranla OECD ortalaması olan yüzde 14.5’in çok üzerinde yer alıyor.

OECD’nin PISA 2012 verileriyle hazırladığı grafiğe göre Türkiye ilk sırada okulu en çok asan ülke konumuna yerleşiyor. Ardından yüzde 48.2 ile İtalya ve yüzde 31.8 Avustralya takip ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığı ilk önce buradaki devamsızlığı çözsün.

Sn Barısltd nin dediği gibi tüm bakanlığı kapsayacak bir proje daha adil olur,adeletli olur.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd, egemenege, mutluluk

GEREKÇE: Yasal boşluk... 04 Nis 2015 00:37 #56

  • telkin
  • telkin Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Kıdemli Uye
  • Gönderiler: 69
  • Teşekkür Sayısı: 38
  • Başarı: 3
Sayın anaeli,
Türkiye'de ki okula gitmeme oranının bu kadar yüksek olması gerçekten çok üzücü. Ancak burda karıştırılmaması gereken bir konu var. Devletin kendi imkanları ile sunduğu hizmetler ile özel sektörden aldığı hizmeti birbirinden ayırmak gerekir. Özel eğitimde destek eğitim hizmetini rehabilitasyon merkezlerinden hizmet alımı yapmaktadır. Devlet kendi sunduğu hizmetlerdeki maddi hesaplarıda layıkıyla yapmalıdır.

Şimdi diyeceksin ki madem biz özel sektörüz ozaman niye bizi sınırlama, yönetmelik yada dayatma gibi uygulamalara kuşatıyor?
Devlet istediği eğitim hizmetini kendi belirlediği standart ve usullerde yapılması şartıyla bu hizmeti özel sektörden satın alıyor. Dolayısıyla bunların kontrolünü yapmasıda beklenen birşeydir. Damar okuma ilk olarak öğrencinin okula gidip gitmediğini denetliyor. Sonraki aşamada ise eğitimin niteliği denetlenecek.

İstenilen bu standart ve yönetmeliklerin ne kadar doğru ve ne kadar uygulanabilir olduğu konusunda gerekli düzenlemelerin ve çalışmaların yapılması gerekliliğinin önemini vurguluyorum.
Bu yüzden daha öncede söylediğim gibi:
Bu damar okuma sisteminin iptal edilmesi için harcanan emek yerine olaylar daha bu safaya gelmeden, hangi doğrulama sistemi gelirse gelsin gelecek olan doğrulama sistemiyle mevcut yönetmeliğin revizesi ve uygulanabilirliği için mevzuat düzenlemeleri üzerine çalışılsaydı daha iyi olmaz mıydı?
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.272 saniye
Sistem Kunena Forum