BAŞLIK: GEREKÇE: Yasal boşluk...

diğer bir başlıkta sayın Murat Çolak, şöyle yazmış;"Haydaaaaa:) yemin ediyorum bu sektör bizim cehennemimiz"... ya eziyetin büyüklüğünü düşünün; "cehennem mi bile yaşatmıyorlar"...

birde Cem Karaca'nın yorumladığı bir parça vardı, bir mısrası da şöyleydi sanırım; "... düştüm mahpus damlarına, öğüt veren çok olur..."

ya "özel" sektörü, cehenneme, mahpusa çevirmişsiniz, "özel" sektör hakkında yorumlar yapıyorsunuz...

bu formun başka bir başlığında bu k"özel" sektör meselesine atıfta bulunularak, bazı tartışmalar yapıldı...

bu akşam bir televizyon kanalında elektrik kesintisi vb. ile ilgili bir program vardı; oturun izleyin; enerji üreten ile, dağıtan ile vb. nasıl, herkesin 5 yıl-10 yıl sonrasını göreceği mevzuatların, sorumlulukların, ücretlerin vb. belli olduğunu...

biz hiç öyle "özel" sektör falan değiliz...

ama bunun sorumlusu yine biz oluyoruz...

biz neden daha iyi bir mevzuat için mücadele verelim de; "insan onuruna aykırı", pratikte uygulanması imkansız bir düzenlemeye karşı mücadele vermeyelim...

komik misiniz?

kaldı ki, her daim MEB e daha iyi bir mevzuat önerilmiş, kurumlara açık bir öneri sistemi kurulduğun da, bir çok kurum gerekli önerileri yapmışlardır... peki MEB ne yapmıştır, bu kadar öneriyle ilgili?

ya hiç bir şey yapmamıştır, yada tem tersi adımlar atmıştır. bir kaç "küçük" düzenleme dışında...

"gelen-gelmeyen", tüm bu sorumlulukları bize verilir olması anlaşılır gibi değilken, yada bunun ile ilgili "uygulanabilir" bir sistem kuramamış iken, bizim enerji aktarma noktalarımızı sorgulamanız anlaşılır gibi değil...

mahkeme, kararını açıklamasa; herkes kendini "akıl dışı" bu sisteme hazırladı,buna rağmen, yani bu "akıl dışı" sistemi, "kabullenmiş" olmak zorunda kalmışken; MEB hangi adımı attı???

bize düşen görev; öneriler sunmak, alandan deneyimlerimizi aktarmak vb, bunların tümünü yapmış iken; MEB in kendi sorumluluğun da olan "verimli" hizmet vermemizi sağlayacak mevzuat düzenlenmesi yapılması konusunda ne kadar çaba sarf edilmiştir? kurumların bütün enerjilerini bu meseleye vermemesini, yanlış olarak görmek, karşımızda "böyle duymaz bir yapı" var iken biraz insafsızlık olur...

5 yıl sonra ne kadar "zam" alacağını bilen bir elektrik dağıtım şirketleri ile, 1 yıl sonra ne kadar "zam" alacağını bilmeyen bir yapıyı, "lütfen" karşılaştırmayın...

5 yıl sonra hangi sözleme koşullarını yerine getirecek, yada bunun bozulması durumun da tarafların zararlarının nasıl karşılandığı, "kapı gibi sözleşmeler" ile belirlenmiş iken, üç ay sonra; hangi eğitimci tanımıyla, hangi programlarla, hangi oda-bina koşulları vb. belirsiz olan bir yapıyı, "lütfen" karşılaştırmayınız...

bu kadar belirsizliğin olmasının nedenini; "lütfen" kurumları, bir kaç düzenlemeye karşı açtığı davalarda harcadığı "enerjiyi", doğru kullanamadığına vermeyin ve onları bundan dolayı suçlamayın... MEB gerekli adımları atmadan, bu sektörün yaşadığı "belirsizliği" kurumlara, "lütfen" yüklemeyin...

kanımca; "böyle bir sistemde", "bu tür uygulamaların" uzun süre dayanması mümkün değildir... bunun "suçu" bizde değil!

Sayın telkin,

Kusura bakmayın ama haksızlık ediyorsunuz!

MEB'in özel eğitim merkezlerini devraldığı 2006 yılından beri bu sektör sürekli olarak önerilerde bulunmuş, bir şeylerin düzeltilmesi için çaba göstermiştir.

Bütün bu çabalar da yumuşak başlılıkla ortaya konulmuştur.

Karşılığında MEB tarafından sürekli
- kurumların kafasına balyozla vurulmuş,
- aldatılmış,
- horlanmış
- yaftalanmış
- suistimal edilmiştir.

Şimdi artık sabrın taşma noktasında gösterilen hukuki bir hak arayışını "sektörün enerjisini yanlış yere harcaması" gibi küçümsemeyin.

Kurumlar şu ana kadar MEB'e hiç sesini yükseltmedi. Her zaman ılımlı ve hukuki yollardan gitmeye çalıştılar. Ne yazık ki MEB için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bakın daha yürütmeyi durdurma kararı çıktığı gün "MEB bunun acısını çıkartır" endişesi ve tehditleri uçuşuyordu havada...

Sizce bunlar boş kuruntu mu?

****************

Devlet sadece devlet memurlarının devleti değil. Hepimizin devleti.

Siz nasıl ki özel sektörden aldığım hizmeti sorgulama hakkına sahiptir diyebiliyorsanız, ben de bir vatandaş olarak benim vergilerimle çalışan bir devlet okulunun personelinin işini yapıp yapmadığını, öğrencisinin derse gelip gelmediğini sorgulama hakkına sahibim.

Devlet okulları imtiyazlı kurumlar mıdır ki onların "maliyet hesapları" bizimkilerden ayrıcalıklı tutulmaktadır?

5 Engelli öğrencinin devam ettiği okula 15 tane personelin atanması kamu kaynaklarının israfı değil midir? Siz bu nedenle hesap sorulan tek bir kişi gördünüz mü bugüne kadar?

***************

Diyorsunuz ki, parasını biz verdiğimize göre, bu işin nasıl yapılacağını da biz söyleriz.

O zaman siz yapın bu işi biliyorsanız.... Bize ne gerek var ki? Bugüne kadar 30 yıldır niye yapmadınız?

**************

Önce suistimali önleyelim sonra kaliteye sıra gelecek diyorsunuz. Kalite olan yerde suistimal olur mu? Biz kalitesizliğe mahkum edilmiş durumdayız. Sizin gördüğünüz tüm suistimallerin temel nedeni kalitesizlik.

**************

Damar tanımaya harcayacağımız enerjiyi düzgün bir mevzuata haracayalım. Demirel'in meşhur bir lafı var: "Petrol vaadı da biz mi içtik?" demişti. Bize soran oldu da biz almayız mı dedik?

*************

Çok büyük haksızlık yapıyorsunuz. Yani aklımız fikrimiz damar tanıma gibi bir algı yaratılması doğru değil. İptal edilmese tüm itirazlara rağmen Türkiye'nin yarısı 3 gün önce bu sisteme geçmiş olacaktı. Peki o zaman bahane ne olacaktı?

Arkadaşlar ağzınıza sağlık çok güzel olayı özetlemişsiniz.

Madem devlet bizlerin aldığı 468 tl yi çok görüyor yapması gereken çok basit ;

1-Bizleri dershane gibi okula dönüştürebilir ve ona görede mevzuat ve ücret belirler.

2-Der ki ey kurumlar siz bize çok büyük yüksünüz aldığınız paraları hak etmiyorsunuz 2 yıl süre size bu zamana kadar kurmuzu kapatın der bizde başımızın çaresine bakarız.

-Hangi devlet dairesinde 08:16 da işe gelen memur ücretini almıyor soruyorum sizlere , damar okumada öğrenci 08:16 da gelse kabul dahi etmiyor.

- Arkadaşlar kurumlarda çalışan öğretmenin izin hakkı bile yok yılda 10 gün. Birde okulda çalışana bakın hadi devleti geçtik özel okula bakın 15 tatil , yaz tatili cumartesi pazar daha ne deyim. Şimdi biz haksız yere para alıyoruz onlara dokunulmaz onların her kurşu helal arkadaşlar. Öğretmenler rehabilitasyonda çalışmak dahi istemiyor

Bir kaç arkadaş da tuturmuş siz şöylesiniz siz böylesiniz. Evet arkadaşlar Biz Meb in şamar oğlanıyız.

Sayın telkin,

"enerjinizi bu sistemin uygulanabilir bir şekilde gelebilmesi için harcasaydınız daha iyi olmaz mıydı?" tarzı bir söylem, ancak bu tartışmalara işin ortasında dahil olmuş olanlar için işe yarayabilir belki. Ama inanın işin başından beri durumu bilen ve takip edenler yemeyecektir. Muhtemelen siz de çok iyi biliyorsunuz ki;
Bu dediklerinizin kabul ettirilebilmesi için bakanlığın kapısında yatıldı tabiri caizse...

Resmin tamamına bakmak gerekiyor.

Ekonomik veriler hiç iyi değil. Büyüme oranları çok düşük. Yatırımlarda düşme var. İmalat sanayi verileri iyi değil. Doların durumu belli.

Engelli,yaşlılık ve bakım parası alan 1.000.000 kişinin maaşının kesilmesinden bahsediliyor.

Biraz ekonomik verilere bakmak gerekir. Bu veriler temelde bizler çok fazla önem arz etmekte.

Hal böyle iken,SKDS veya benzerlerinin gelme ihtimalinin çok çok yüksek olduğunun farkında olmamız gerekiyor.

Bu işin bir kaç bürokratımızın isteminden öte olduğunu düşünüyorum.

Bu sistem doğru değil. Fakat ne yaparsak yapalım.Eninde sonunda uygulanacak.

Lütfen resmin tamamını görün.

Not:Bu benim öngörüm. İnşallah yanılırım.