Eğer bir dernek veya kişi, sektörün aleyhine, olumsuzluk yaratacak eylem ve davranışlarda bulunmuşsa -dernek üyesi olsun veya olmasın herkes tarafından- bunun eleştirilmesini doğal bulur ve desteklerim.
Nitekim 2007 genelgesinin müsebbibi olanları da, "daha fazla ödeme alacağız" diye 8+4'ü destekleyip onaylayanları da eleştirmiştik.
Ancak dernekleri "yapmadıkları şeyler için" eleştirmek sadece ve sadece üyelerine ait bir haktır. Çünkü üyeler yönetime belli şeyleri yapması için yetki ve sorumluluk verir. Bunlar yapılmazsa da yönetimi sorgular, gerekirse değiştirir.
İsyankar arkadaşımın eleştirilerini hiç haklı bulmuyorum. Öncelikle söylediği konuların büyük kısmında ciddi hukuki sorunlar var. Örneğin 2 engelli çocuklara her engel için 8 saat verilmesi meselesi kurumların veya derneklerin değil, HAK SAHİBİ olan velilerin açabileceği bir davadır.
Bunun dışında, her iki dernek tarafından açılan muhtelif davalar söz konusudur. Dileyen her kurum da kendi davalarını açabilir, gerekirse bu davalar için destek de isteyebilir. Aynı düşüncede olanlar buna katkı verir. Örneğin ben son yönetmelikdeki ücret sınırlaması için Rekabet Kuruluna bireysel başvuruda bulundum... bunu da forumdan duyurdum. Avukat, vekalet, masraf, şu, bu gerektirmeyen ve internetten yapılabilen bu başvuru için herkes 5 dakikalık bir zaman ayırarak aynı başvuruyu yapabilirdi. Bildiğim kadarıyla başka kimse yapmadı. Eh, benden başka kimseyi ilgilendirmeyen bir konu için benim mücadele edip durmamın da anlamı kalmıyor haliyle...
Burada en anlamsız bulduğum eleştiriler "derneğe üyeydim de, şunu yapmadılar, bunu yapmadılar o yüzden ayrıldım" diyerek yaşananların en büyük sorumlusunun dernekler olduğunu iddia eden eleştirilerdir. Kimse bir derneğe üye olmak zorunda olmadığı gibi derneklerin yaptıklarını beğenmek zorunda da değil. Ama ya bu deveyi güdeceksiniz, ya da bu diyardan gideceksiniz. Etliye sütlüye karışmayıp bir avuç insan bu işleri sizin arzu ettiğiniz gibi çözsün diye beklemenin anlamı, mantığı yok. Dernekleri yönlendirmek, yönetmek de üyelerin elinde... Beğenmiyorsanız yeni dernek kurmak, yeni çözümler aramak da sizin elinizde.
Dernekler gerçekten olması gerektiği kadar varlık gösteremiyorlar, sorunlara gerektiği kadar çözüm üretemiyorlar. Ama sınırlı bütçe ve 3-5 kişinin fedakarlıklarıyla yürüyen bir sistemden kim daha fazlasını bekleyebilir ki? Haftada bir kaç gün değil, sadece yarım gününüzü dernek işlerine ayırın denilse kaç babayiğit çıkıp bunu kabul eder? E, peki mevcut dernek yönetimleri neden bunca zamanlarını bu işlere ayırıp bir de üye olsun veya olmasın bir sürü kişinin eleştirisine maruz kalsın? Hesap sorulacaksa genel kurulda sorulur. Bu işin kuralı budur.