BAŞLIK: ÖĞRETMENLERİN SGK PİRİMLERİ

waramiral arkadaşım,

Kusura bakmayın ama yazdıklarınıza katılmıyorum. Sanki kurumların çok büyük kısmının kurucuları mobilyacı, dolmuş şöförü, eğitimsiz, cahil insanlardan falan oluşuyormuş gibi bir görüntü yaratıyorsunuz. Benim gözlemlerim ise, tam tersine sektörün büyük kısmının eğitim, sağlık, sosyal hizmetler vs. gibi alanlardan gelen kişilerden oluştuğu şeklinde...

Mutlaka sektöre uzak, tamamen parasal amaçlarla bu işe girmiş veya girmeye niyetlenmiş kişiler de vardır. Eskiden de vardı. Ama bunların çoğunluğu oluşturduğu kanaatinde değilim. Ayrıca, bir işletmeci de (ki adı üstünde işletmeci) çok rahat bir şekilde kuruculuk yapabilir. Sonuçta bizler bir iktisadi teşebbüs işletiyoruz. Zaten bu alan dışından olan hiç bir sermayedar 2-3 aylık bir hesap kitaptan sonra bu işin içinde durmaz. Galericilik veya mobilyacılık yapmak mutlaka daha karlı ve eziyetsiz gelecektir.

Bu sektörün sürekli bu şekilde küçümsenmesini veya aşağılanmasını doğru bulmuyorum. "hoca" diye bahsettiğiniz kimdir bilmiyorum ama bizi yönetenlerin de keşke bizler kadar vasıflı olduğundan emin olabilseydik. Bahsettiğiniz "hocalar" kurumlarımızda 6 ay falan staj yapsalar belkide bakış açıları tamamen değişirdi.

Konu ile alakasız ama;

Ben kurucuyum. Benim eğitimci olmam bu işi doğru ve düzgün yaptığım anlamına gelmez. Aynı şekilde

kurucunun simitçi,kahveci veya gazozcu olması da bu işi doğru ve düzgün yapmadığı anlamına gelmez.

Vicdanların yerini cüzdanlar aldıysa,hak yemeye onlarca kılıf bulunuyor.

Önce vicdan.

sayın garip, sizce evimin bahçesi kaç m2?

nasıl bir şizofreni ise; hayatımda bir gün bile bulunmadığım bir yerde bana kurum açtırdınız, yetmedi benim için 500 "öğrenci" buldunuz, o da yetmedi kullanmadığım porselen çeşidine çay koyup ikram ettiniz...

bu kadar şeyi "kafanızda" yarattığınıza göre, bana bir de evde almış olmanız gerekir, sizin mantığınıza göre çok zenginim ya! mutlaka bahçesi de olmalı...

işte tam o noktada sorumu tekrarlıyor; benim için kaç m2 bahçe biçtiniz...

bakın yanlış anlamayın, her fikre saygı duyarım, ama size cevap yazmak bile benim için zaman kaybı... niyetini daha baştan belli eden biriyle bu kadar tartışmak bile benim için yeterli...

size yaşamınızda başarılar dilerim...

Kütahya'ya yolunuz düşerse de beklerim

arkadaşlar;

tabi ki önce vicdan...
sektörde türlü vazifelerde hizmet vermiş ve hali hazırda bulunan 1920 kurumun bu şekilde hepsinin eğitimsiz arkadaşlar olduğunu söylemiyorum. ama sektörde büyümüş kurumlara sadece şöyle bir göz atın derim.

kaç kişi eğitimci kaç kişi sırf para kazanma kaygısıyla girmiş?

biz tek düşünce etrafında toplanamazsak sektör bizim için azap olmaya devam edecektir.

bu yönetmelik bize yetmiyor. çözüm yolu da ancak ve ancak öğrenci sayısını en az 100 küsürlere çıkarmak lazım ki kurum kendini çevirebilsin.
bizim amacımız eğitim kalitesini arttırmak çalışanların iş güvenliğini, aldığı ücreti çalışma koşullarını iyileştirmek gibi önemli meseleler olmalı.

görüyorum ki;

herkes bilgi sahibi herkes 'büyük düşünür'!!!

sidik yarıştırmalar devam ettikçe biz bir noktaya varamayız.

bir konu açılıyor; birileri birilerine laf sokma yarışında...
böyle devam edelim arkadaşlar. biz birlik olmadıkça %8-9 luk zamlar bizi kurtarır her şey iyi olur her şey güllük gülistanlık falan filan....

yahu o kadar yazı yazmışım adamlar gitmiş yok galerici yok mobilyacı sendikası başkanı kesiliyor.
amaç sadece cımbızla iki kelime çekip kişisel şov yapmak...

bizim bağlı olduğumuz kuruluşa kendi fikirlerimizi sunmak ve daha iyi nasıl olur çabasında çalışmak yerine birbirimizi yiyelim....

Haaaaa bu arada burada birbirine laf sokanların çoğu da eğitimci...!

sayın waramiral; yılardır sizin gibi "akli selim" çağrısı yapan birilerini bekliyorduk...

nihayet geldiniz...

yazdıklarınızı okuyunca "yıllardır bizim söylediğimizin "üç katını, 18. yazışında bulan ERMİŞ lere, saygı duymamızı sağladınız" diye düşünüyorum...

size teşekkür ediyorum...

zekanız o kadar keskin ki! site yönetimi bir düzenleme ile yazdıklarımızı azalttı... ama buna rağmen 18. yazışımda sizin kadar "keskin zeka ya" sahip olmadım... ya ben aptalım, yada siz olimpik sporcusunuz...

bu saçma "sahte" yazımlarla,daha fazla uğraşmak istemeyen biri olarak...

site yönetimine bir tavsiyem var...

1- aynı anda başka "nickler" ile yazmak serbest mi?...

2- bir kaç ayda bir "yeni nickler" almak serbest mi?...

3- en azından, "bazı sahtekarlara" kolaylık sağlamayacak kadar, "küçük teknolojik önlemleriniz" var mı?...

yada açık açık yazıyorum, bu sitede "75" değil, 5 kişi bile hayal olur...

bir önceki yazımda yazdım...

"sahtekar" bazı "nikcler", ile uğraşmak istemiyoruz...

dünyanın en büyük "hacker" ları bu site ile uğraşmıyorsa, "garip" nickler kolayca bulunabilir...

siteyi "sadece" daha önce yazdıklarım için "verilecek cevaplar" için takip edeceğim.. sanırım 2 hafta sürmez...

bunun dışında "cevap yazmamı zorlayacak bir şey yoksa" siteden kaydımı sileceğim... ve dilerim iki hafta sürmez...

"40 isimli" herkese, son bir cevabım var; çok uğraşıyoruz, farkında değilsiniz...

ASPB lığının her kademesinde, 25 yıldır var olan biri olarak, dediğiniz herşey yanlış...

çok tartışmayacağım.... dilerim 25 yıllık emeğime saygı duyarsınız...

sayın tartanç bir örnek verdiniz...

üniversite deki tezimiz; 110 sayfalık bir kitap oldu; İngiltere de "saygın" iki kuruluş tarafından çağrı aldık...

tez grubumuz, "marjinal çalışma gruplarını" süzerek, bir gruba yönelmek istedi...

marjinal çalışma gruplarından biri olarak "kağıt toplayan işçilerin sosyo-ekonomik" ilişkiler üzerine çalışma kararı aldık...

110 sayfalık, büyük bir tez hazırladık; Ankara, Mamak ilçesine bağlı, İmrahor Kağıt Toplama Merkezi üzerine bir çalışma yaptık...

tezimiz, bize farklı gerçekleri gösterdi ve zamanımızın yarısı, Ankara/Çankaya ve yakınında geçti...

istiyorsanız, Hacettepe Üniversitesi tarafından, kabul edilmiş "tezimizi" size gönderebilirim...

"kağıt toplayan işçiler" bilindiği gibi değil...

"marjinal çalışma gruplarından" biri olan "kağıt toplayan işçilerin" eğitim durumları, bizim zamanımızda, belli oranda tespit edilmiştir...

ayrıntıya girmeden, mülteci ve çalışma hukuku ile mültecilerin gelecekleri üzerine (içinde karmaşık bir çok şeyin olduğu, BM nin bile standartlarının olmadığı) bir çalışma yaptık...

100 "öğrencili" bir kurum sahibi olarak yazıyorum: lütfen bize "saygı" duyun... biz "para'mızı" tabiki kazanmaya çalışacağız...ama kimse bize "adaletsizliği" anlatmasın....

ayrıca "sahte nickli" birileri, adımı çok merak ediyormuş... 20 güne kalmaz açıklarım...

meb ve aspb'nın hazırladığı yerel yönetimlerin özel eğitime daha etkin katılımı teşvik paketi için sorunuz türkiye sakatlar konfederasyonu, istanbul büyükşehir bld. sosyal ve kültürel işler daire başkanlığı ve dr aylin çiftçi. ibb'nin büyük bir projesi 2 yıldır bu teşvik paketini bekliyor.
sen herkese sallıyor ve saldırıyorsun elindeki tek silahın "sahte nick". hay senin nick'ine...senin gözünde burada işleyişe muhalefet edenler hep aynı kişiler, ya millet işi gücü bırakıp günde 10 sahte adla 20 görüş yazsın, herkes bu kadar aylak mı? evet yüzde 95 gerçek adıyla yazmıyor. gerçek adıyla yazmayan neden 10 farklı ad kullansın, bunun için bir nick yeter. amma diline doladın bu konuyu. nihayet bu gece yarısı aynaya baktın da kendi kendine ben ne diyorum dedin. evet başkalarını suçlayan önce kendi adını yazar, sutre gerisinden sallamaz. yok efendim 20 gün sonra yazacakmış da gidecekmiş de.sen 20 gün sonra git, 21. gün suçladığın yöntemle sahte nickle geri dönersin ya da yine gece yarıları paranoyalarınla siteyi takip edersin bir kütahya türküsüyle. sen şimdiden ayrıl daha fazla uykuların ve buna bağlı olarak sağlığını kaybetmeden...

ya biz günlerdir neyi tartışıyoruz? durumumuz tam da "bir deli kuyuya taş atmış" durumu. tartışmayı aşağıdaki cümleyle başlatan vatandaş, zaten bir yolsuzluk ve ticaret hukukuna aykırı şeyi gündeme getiriyor ve bunu maalesef savunanlar çıkıyor. yanlış sorulmuş sorunun doğru yanıtı olur mu?

anestezi: "Değerli Arkadaşlar.Bir konuda bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim.Yeni asgari ücretin belli olması sebebiyle çalıştırdığımız (meslek elemanlarının) sgk Primlerinin yatırılacağı tavan ve taban fiyat ne kadar olacak.Çünkü farklı farklı fiyatlar konuşuluyor.Bu işin bir sabit değeri yokmu?"
"

egemenege;

Ne alaka hocam,Şurada fikirlerine önem verdiğimiz birkaç kişiden birisiniz.Öyle sahalardan çekilmek yakışmaz size.

Yazılıyor çiziliyor,ağzı olan konuşuyor.Aslında burası konuşma platformu,çok takılmamak lazım.

Belki var olan bir söz bu.Var değilse kayıtlara geçilsin.

"Cevap vermek önemsemektir"