BAŞLIK: Cimer e yazalım.

barisltd yazan: 5 yıl öncesine kadar yapılan yatırımın karşılığını bu sektör çok hızlı bir şekilde vermiştir.Son 10 yılın gelir gider tablosunu ortaya koyarak ben bu işten para kazanamadım, ben hiç kar edemedim diyen var mı? Yatırımınızın karşılığını eminim fazlasıyla aldınız.
Burada (Patronlar ve Federasyon) ciddi anlamda dikkate alındığınızı mı düşünüyorsunuz? Okul saatlerinde öğrencilerin izinli sayılmasını olumlu olarak nitelendirenler uzun vadede yapılmak isteneni göremeyenler günü kurtarmaya devam ediyor.Ama farkında olmadıkları şey kurtardıkları son günleri olması.Eğitim yılı sonunda ''biz sizlere izin verdik fakat bu çocuklar yerinde sayıyor'' demezler mi sanıyorsunuz? Elinizde sihirli değnek olmaması sizin suçunuz!!!
Her zaman olduğu gibi sadece kendi pencerenizden bakıyorsunuz.Evet sizlere zarar gözüyle bakılıyor, ölü yatırım olarak bakılıyor.Bunun farkındasınız fakat neden böyle bakılıyor hiç sordunuz mu?
Her gün bağırıyorlar 2023 eğitim vizyonu diyerek.Hani otizm eylem planı vardı bir ara, sahi ne oldu o...
Okullarda verilen dyk ları takip edeniniz var mı?
Şu anda hala varlığınızı sürdürebiliyorsanız personeliniz sayesinde. Onlar da dyk lara ve hastanelere kaydırılacak fakat özel eğitim okullarına çözüm üretemediler.Onun da eli kulağında hazırlıklı olun...
Bu durum beni de rahatsız ediyor.Her zamanki gibi işini dürüst, liyakatli yapan cezalandırılacak.
Açık bir şekilde olmasa da devlet size diyor ki:

Karantina bölgesindesiniz.


İçinizdeki hastaları ya siz söyleyeceksiniz ya da hepiniz telef olup gideceksiniz.

Obey yazan:
Tespitlerinizde bu eminlik nereden kaynaklanıyor doğrusu merak ettim. 10 yıl öncesine kadar para kazanamasak zaten ayakta kalamazdık. Peki şu an sorun bakalım borçlu olmayan kurum var mı? Bu durumda nasıl oluyor da yatırımın karşılığı alınmış oluyor? Daha doğrusu sizin gözünüzde yatırım nasıl bir şeydir? Bankaya yatırılan 100-150 binTL'mi, ev almak mı, araba almak mı?

Bugün bir kurumu sadece açma maliyeti 500.000TL'nin üstünde. Buna arsa, bina vs parası dahil değil. Anahtarı çevirdiğiniz anda tek bir çocuk olmasa bile aylık gideriniz 20-30 bin TL'den fazla.

Mevcut bir kurumu kapatmaya kalksanız cebinizden çıkacak para belki 200-300 bin TL.

Düşünün ki 10 sene önce kurum açtınız, bugün kapatmaya kalksanız yatırdığınız parayı almak bir yana üste borçlu çıkıyorsunuz. Bu durumda yatırımın karşılığını almak nasıl oluyor? Market bile açsanız devrederken içinde malı vs paraya sayarsınız, üste hava parası alırsınız.

Ha, diyorsanız ki bunca yıl kazandıklarınız ne oldu? İyi de arkadaşım ev alırsanız onun da kira geliri olacaktı. Arsa alsanız rantı olacaktı. Üstelik de elinizde malınız olacaktı.

Yoo, hiç de öyle düşünmüyoruz. Tam tersine, ipleyen bile yok.

Bu ne demek doğrusu hiç anlayamadım? Vermesinler izin falan arkadaşım. Okullar yapsın o işi o zaman. Elinde sihirli değnek olan okul da görmedim daha ben.

Onu söz veren siyasetçilere soracaksınız.

Hiç durmayıp hemen yapsınlar bence... Demek ki çözüm o kadar kolay üretilemiyor.

***********

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla muhtemelen siz kurum çalışanısınız veya kamu personelisiniz. Bence patronların ekmeğine yağ sürmek yerine devlete geçmeyi tercih edin. Bu hem sizin için, hem çalıştığınız kurumlar için daha hayırlı olur. Sürekli olumsuzlukla baktığınız bir sektörün içinde olmak çok da doğru bir yaklaşım değil. Bu sektörün kısa süre sonra "telef olacağını" da düşünürsek söylediklerinize hak vermemek elde değil.

Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Devlet artık bu işi kendi eline almalı, kendisi yapmalı. Neyi ne kadar yaptığını hep birlikte görelim. Ak üzüm, kara üzüm ortaya çıksın. Bunda da gayet samimiyim. Bu eğitim desteği garabetinden bir an önce vazgeçilmeli.

Sayın barış sabrınıza hayranım.

Kinayeden anlamıyorsunuz belli.Söylenenleri tek tek açmam gerekiyor size.
Evet kurum çalışanıydım. Evet şu anda kamu personeliyim.Çalıştığım kurumdan içim parçalanarak ayrıldım.Fakat ücret farkı ve çalışma koşulları göz önüne alınınca herkesin yapacağı şeyi yaptım.
Patronların ekmeğine yağ sürmek... Asla öyle bir derdim olmadı.Benim gözümde patron diyebileceğim biri olmadı, emekleri çoktur üzerimde.
Ben atandım beni ilgilendirmez özel sektör deme gibi bir lüksüm yok.Ben özel eğitim öğretmeniyim.Çocuklarla ilgili olan her şey beni ilgilendirir.

''Bu durum beni de rahatsız ediyor.Her zamanki gibi işini dürüst, liyakatli yapan cezalandırılacak.'' dedim.Kurumların kapatılması asla istemediğim durum.

Okullardaki dyk lardan bahsederken ne kadar boş, yetersiz olduğunu belirtmek istedim.Çocukların gereksinimlerini bilmeden sorduğu soruyu bilemediği için öğrenciyi azarlayan branş öğretmenleri... Ama oradaki kinayeyi anlayacak barisltd nerede

Okullarda söylenen şey rehabilitasyon merkezlerinin faydası yok, çocuklara resim çizdirip gönderiyorlar diyen öğretmen oranı %90.Ama bunlar size yansımıyor.
ÖÖG den başlayarak öğrencilerin sizlerle ilişkisi kesilmeye çalışılıyor.
Başka bir noktayı da açalım.Karantina derken sizlerin içindeki, durumu suistimal eden kurumları ayıklamak için uğraşmıyorlar, uğraşmayacaklar...
Bunu yapabilecek olan sizlersiniz.
Ben dyk ya giden öğrencinin yıkılmış olarak dönmesini istemiyorum.Ben bütün emeğimin boşa gitmesini istemiyorum.Ben o çocukların sizlerin saçma kamera muhabbetleri ve branş öğretmenlerinin ek ders ücreti için girdikleri derste harcanmasını istemiyorum.

Kinaye yok.Tersten anlamazsan sevinirim.

Asıl devlet okullarında hiç bir şey yapılmıyor bölgemizde bulunan iş uygulama okulunda genelde ücretli öğretmenler çalışıyor onlarda çocukların suratını boyayıp boyayıp gönderiyor . O yüzden onların ne dediklerinin bir önemi yok bizler açısından .

cemkilinc yazan:
Aynı şeyi konuşuyoruz fakat farklı dille konuşuyoruz.Kesinlikle katılıyorum.Ama bu durumu yetkili mercilere ulaştırabiliyor musunuz?
Kendinizi savunmaya çalışmaktan gözünüz başka bir şey görmüyor.

Kendimizi savunmamızın bir anlamı yok açıkçası öyle bir niyetimde yok . Bu sektörde 10 yıldan fazla geçirenler de bunun anlamsızlığının farkındadır . Yayınlanmayan Sayıştay raporlarındaki milyar liralık usulsüzlükler ayyuka çıkmışken kimse Kazandığımız üç kuruşun hesabını soramaz. Sorarsa da cevabını alır.

Obey yazan:
Kusura bakmayın ama bizim kinaye falan görecek halimiz kalmadı. Devlet tarafından eleştiriliyoruz, veliler tarafından eleştiriliyoruz, personel tarafından eleştiriliyoruz, kendi içimizde birbirimizle uğraşıyoruz. Hatta eleştirilmekle kalmıyoruz hakarete uğruyoruz.

Herkesin haklılık payı var elbette ancak Demirelin meşhur bir lafı vardı: "Petrol vaadı da biz mi içtik" demişti. Bir başka tarihe geçen sözü de "bugün 70 sente muhtacız" olmuştu.

Evet bundan 10-15 yıl önce biz para kazanıyorduk, personelimiz de kazanıyordu. Ücretler neredeyse devletin valisiyle yarışır haldeydi. Bugün sürekli asgari ücretten bahsediyorsak bunun bir sebebi var.

Ben kinaye falan yapmıyorum. Gayet açık ve net söylüyorum. Devlet bu işe el atmalı artık. Sektördeki öğretmenleri falan külliyen devralsın, hizmeti kendi versin. Kalan kurumlar olarak özel çalışır, emeğimizin hakkını alırız. Buna karşın eğitimcisi, personeli de hak ettiğini kazanır. Hatta devlet haftada 20 seans eğitim verir, velilerin gönlü de olur.

Bakın ben 3-4 yıldır nasıl yaparım da bu çıkmazdan kurtulurum diye düşünüyorum. Çıkış yolu bulamıyorum. İçimizdeki kötüleri ayıklamanın bana göre tek bir yolu var. O da hizmet kalitesiyle fark yaratmak. Böylelikle kötüler her kimse yok olur gider, iyiler kalır. Devletin 3 kuruş para verip ballı kaymak istediği şu durumda böyle bir şey mümkün değil. O zaman vazgeçilsin bu yoldan.