BAŞLIK: Cimer e yazalım.

kamera sisteminin amacı kurumların suiistimalinin önlemesiydi. insan faktörünü ortadan kaldırıp sözde kamera sistemi ile kontrol edilecekti kurumlar fakat kamera görüntülerini denetlemesi için yine devreye insan faktörünü soktular, denetmenlerin kurumlar ile ilişkilerini ve ya işlerini baştan savma yapma ihtimallerini göz ardı ettiler. durum belki de bazı yerlerde daha da kötü bir hal aldı. önceden ek 5 imzalayan veliler şimdi öğrencilerine kaç saat ders verildi kaç saat girildi haberleri bile yok. zaten binlerce seansın girildiği bir kurumda rastgele yapılan kontrollerle bu işin sağlıklı yürümeyeceği açıktı.

serkan198125 yazan: serkan bey, siz 1 yıldır kamera kayıt sistemine yüzde yüz uyuyor musunuz? bence her kurum gibi kesinlikle uyuyorsunuz... öyleyse rahat uyuyun. size bir şey olmayacak, her sektörde o kadar çok kirlenme var ki, görüştüğüm bir yetkili "şu anda hastanelere geriye dönük incelemeler başlatıldı, sonrasında sıra rehabilitasyonlara gelecek " dedi, ben de inşallah dedim, bekliyoruz, siz rahat olun, sektör küçülmeyecek yalnızca sahtekarlar deşifre olacak, kimse kendi ayağına sıkmayacak, ama sekmeler olabilir aman dikkat!!!

Sayın garip siz ilk önce gerçek isminizle bir konuşun.ben bu sektörde 20 yıla yakındır,iyi kötü kendimizi getirebildik .kimseden de bir korkumuz ve terdirginligimiz allahın izniyle olmadı.sunnetci korkusu bizi korkutmaz çünkü ,Hiç kimse hatasız olmaz olamaz bu eşyanın tabiatına aykırı olur .her sektörde olduğu gibi bizim bulunduğumuz sektörde de yanlışlar,hatalar, suistimal edenler tabi ki var.lakin benim demek istediğim vuralım ama öldürmeyin.. bu kadar acımasızca olmayalım sayın cumhurbaşkanı bile kendine diyorya bizde hata yaptık,bizde yanlış yaptık diyebiliyor.yani herkes kendi üzerine düşeni eleştirebiliyor.bunun içinde ayağına sıkma demek istediğim.ibare kendi hastaligimizi vücudumuzda metastas yatırmayalım,iyileşmesi için mücadele edelim.son yönetmelikte yapılan az da olsa bir ilerleme,yapıldı derneklerimize ve kendi birliğimize inanmaliyiz..beklenmekte olan bir yüz tanıma sistemi gelecek sabırla bu süreci takip etmeliyiz, Canımız yanıyor, adaletsizlikten ama bunuda bu kadar sene verilen emekleri çöpe atmayalım.. sabir ,sabir.....

Timur bir köye bakması için bir fil göndermiş. Bu fil köyde yiyecek adına ne var ne yok silip süpürüyormuş. köyllüde dayanacak güç kalmamış. ne yapalım en iyisi Nasrettin Hocaya gidelim ancak o bizi bu dertten kurtarır demişler ve hocanın yanına gitmişler. hocam artık dayanamıyoruz bizi bu derten kurtar. Hoca tamam demiş ama benim bir şartım var Timurun yanına hep beraber gideceğiz gücünüzü arkamda hissedeyim ki konuşabileyim demiş hoca. köylüler kabul etmiş ve birlikte yola koyulmuşlar. tam Timurun karşısına geçmiş hoca ve demiş senin bu fil ve arkasına bakmış kimse yok. senin bu fil bu köyde tek başına sıkılıyor ona bir arkadaş daha gönder ki beraber eğlensinler. timur çok güzel düşündün hocam ve fil birken iki oldu. Kısacassı bu sektörün selameti birlikten doğar. yoksa birbirine şikayet mekanizmaları kurarak iyileştirme olmaz. yine yeniliyorum sistem değiştirmeden kurumlar üzerindeki her baskı eğitimi kötüye götürür. saygılar sunarım.
not: denetime karşı kesinlikle değilim ama baskıcı zorlayıcı ve amacı sadece ekonomik olan eğitim odaklı olmayan yada iyileştirmeye odaklı olmayan denetime karşıyım.
bir anımı anlatayım belki daha açıklayıcı olur. bir kurumda yönetici olarak çalışıyorum. ilçe mem bir denetim komisyonu kurmuş. kaymakamlık bir komisyon. okul aile birliği bir komisyon. müfettişler ayrı komisyon. bir de zabıta komisyonu. tam beş komisyon bir hafta içinde geliyorlar. ha birde sanki merhaba hırsızlar der gibi geliyorlar. müdüre uğramadan koşarak sınıflara gidiyorlar. ama müfettişler öyle değildi. şimdi böyle bir denetim nasıl kabul edilir.

Size şimdi tarihsel bir şeyler anlatayım:

01.06.2006 dan önce özellikle Shçek e bağlı iken, o zaman ki pek çok kurum sahibi çok para kazandı. Nasıl mı? Örneğin. Çok eski tarihlerde ücretler yüksekti zaten. Bireysel sayısı yanlış hatırlamıyorsam, 24 idi. Grup eğitimi sayısı 36 idi. Veren var mıydı? SSK Bir gün ödemeleri durdu. 3 5 ay basit incelemeler yaptı. Neler çıktı neler? Adı çok duyulan dernekler ve vakıflar da dahi sıkıntılar çıktı. Sabah gazetesinin pazar ekinde 4 sayfa bir kurumun fotoğrafı da konularak yolsuzluk konusu işlendi. Kurumların 24 saat çalışsa bile oda sayısına göre o kadar öğrenciye fatura kesemeyeceği ortaya çıktı.

01.06.2006 MEB geçtikten sonra ,ram raporunun yetmesi nedeniyle,sektörde kurum sayısı patlama yaşadı. Bu dönem ne oldu? Bir öğrenci 3-5 kurumda eğitim alıyormuş gibi gösterildi.Eğitimciler ise 7-8 kurumda çalışıyormuş gibi gösterildi.

2008 de mebbisin gelmesi bazı şeyleri önledi.Buna rağmen kiralık diplomalar gündeme geldi.

Demem o ki bu sektörün kendine yaptığını başkası yapmadı.


Şimdi bunları yaşamış bir sektöre iyi gözle bakmıyorlarsa tek kabahat,bakmayanların değildir dimi?

Ne diyorum? Doğru,objektif,bilimsel,sürdürülebilir,insani bir denetim.

Niçin? Temelde sektörün selameti için. Çünkü kanser hücrelerine karşı bütün organizmaya kemoterapi uygulanıyor. Veya uygulanacak.Bu sağlıklı hücrelerin zararına.

Sürekli yetkililerden beklentilerimiz var. Peki onların öncelikli beklentilerini karşılamamız gerekmiyor mu?

MIŞ gibi yaparak veya tozları halının altına süpürerek,daha ne kadar bu sektör yol alır?

Yazık değil mi? O kadar güzel şeyler yapan yüzlerce kuruma.

sayın tartanç olayın bir başka boyutu da sgk daki memurlardı. rüşvet vermeyen kurumların evrakını sümen altı ederler ve canları ne zaman isterse o zaman ödeme yaparlardı. rüşvet veren kurumlarınki ise hemen ödenirdi. buna benzer bir oluşum şimdi kamera kontrollerinde yaşanıyor. her devlet memuru sütten çıkmış ak kaşık değil maalesef.

O zamanları biliyorum hocam.

Çok doğru.

O yüzden, insan faktörünün olmadığı ama insancıl bir denetim talebimiz var.

sayın tartanc bu dediğiniz şeyin olabilmesi için de kesinlikle acilen yüz tanıma sistemine geçilmesi gerekmektedir. artık her ay denetmenlerin gelip bizlere yalancı düzenbaz hırsızmışız gibi davranmasından bıktık. bu şekilde davranmalarının sebebininde yine aynı sökterde çalıştığımız arkadaşların olması daha üzüntü verici