Hoş geldiniz, Ziyaretçi
Kullanııcı Adı: Şifre: Beni hatırla
Forum kuralları dahilinde bulunan her konuda yazışabilirsiniz.

BAŞLIK: Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum.

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 25 Oca 2020 18:28 #169

  • Obey
  • Obey Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 249
  • Teşekkür Sayısı: 75
  • Başarı: -14
Dün gece sayın Barış'ta farklı bakış açısıyla benzer şeyleri yazmıştı, aldığı cevaplara karşı ifadesi kalmamış ki yancı olmaya karar vermiş.
Forumda bir güncelleme oldu sanırım yazılanlar gitti.
Söz uçar yazı kalır derler bir de.
Gelelim eleştirdiğiniz kısımlara...

Çocuklar bahçeye çıkmıyor zaten mantığı çok yanlış. Çıkartılması gerekiyor. Siz sanırım global ilerleyişten, yetişen çevreci nesilden bihabersiniz. Bahçeye çıkmıyor dediğiniz çocuk, yediği domatesin nerede yetiştiğini bilmiyor, dalında olan bir çiçeği şimdiye kadar hiç koklamamış. Arkadaşlarıyla tehlike arz etmeyen açık hava alanlarda hiç oynamamış. Yaparak yaşayarak öğrenmek önemlidir. Kullanmıyor ya da kullandırtmıyor olmanız ihtiyacı olmadığı anlamına gelmez.
Şehrin göbeğinde apartman şeklinde bir okul abes değil fakat bu düzenleme abes öyle mi?

Kira konusunda da ödenek oranını okuyup hesaplama yaparsanız fikirlerinizin değişeceğini düşünüyorum.

Eğitim durumu meselesi de. Zaten lisans mezunu olmayan yok. Devir ve yeni ortaklık için belirttim onu.
Siz hala işletme sermayesi diyorsunuz be eğitim kurumu diyorum. Kurum açmak için eğitim görmüş olması gerekir diyorum. İlla sermayesi varsa gitsin restoran açsın...
Eğitimci gibi bir söylem yok gereksiz çarpıtmalara gitmeyin. Yorum yapıyorsanız yazılanlar üzerine yorun yapın. Başka fikre kendi yorumunuzu ekleyerek kendi yorumunuzu eleştiriyorsunuz. Basit duruma düşürmeyin lütfen kendinizi.
Müfredatınızın alt başlıklarındaki uygun yaş grubundaki kazanımlara bakarsanız montessori eğitimi ile verilebilecek amaçları görürsünüz.

Hippoterapi ve hidroterapiyi yönetmelik dışında ilave olursa dedim. Çeşitlilik sizi neden rahatsız ediyor?
Para istiyorlarmış. Siz para istemeden yapın o zaman.
Kurumunuzdaki pdr ve psikoloğun kapısının çalmasını beklememesi gerekir. Veli ve öğretmenlerle ortak çalışması gerekir. Öğrencinin gelişimini takip edebilmek için öğretmenlerle görüşüp bilgi alması gerekir.


Kırıcı konuştuysam özür dilerim fakat yazılanlarla uygulananları kıyaslamışsınız.
Sorun olduğunu düşündüğüm için yazdım bunları. Tekrar değerlendirebilirseniz memnun olurum.
Eleştirileriniz içinde teşekkür ederim.
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 25 Oca 2020 18:46 #170

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Obey yazan:
Dün gece sayın Barış'ta farklı bakış açısıyla benzer şeyleri yazmıştı, aldığı cevaplara karşı ifadesi kalmamış ki yancı olmaya karar vermiş.
.

Dün gece yazılanlar silinmiş... Son yazdığınız mesaja verdiğim yanıt da ne yazık ki uçtu gitti...

Bu tür ıvır zıvırla sürekli uğraşamayacak kadar meşgulüm. O yüzden artık daha fazla bir şey de söylemeye gerek duymuyorum. Sadece güncellikle ilgili bir söz söyleyeceğim... Hani çeyrek asır öncesinde kalmakla falan suçluyorsunuz ya bizi... :) Benim her yıl ABD'den getirttiğim kaynaklara ödediğim para 2-3.000 doları buluyor. Muhtemelen yararlandığımız kaynakların çoğunu değil siz, hocalarınız bile henüz görmemiştir.

Tekrar ikaz edeceğim. Lafınızı ederken dikkatli konuşun. Benim çevrenizdeki tokatlayabileceğiniz her hangi biri olduğum yanılgısına kapılmayın.

Neyse... bu bir yere varmayan tartışmayı sürdürmekte bir yarar da görmüyorum. Dediğim gibi, MEB buyurur, biz de yaparız. Olur biter.
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 25 Oca 2020 19:10 #171

  • Obey
  • Obey Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Altın Uye
  • Gönderiler: 249
  • Teşekkür Sayısı: 75
  • Başarı: -14
Alınganlık yapmayın. Olayı kişiselleştirmeyin.
Siz montessoriye 100 yıllık dediniz, bende size asır diyip geçmeyin, siz de çeyrek asırdır bu işi yapıyorsunuz ama maşallahınız var dedim.
Tamamiyle olumlu yönden bakmaktı ama

Övsek ayrı dert, yersek ayrı dert.

Ayrıca suçluluk psikolojisine bürünüp ben şunları yapıyorum, bunları yapıyorum da demeyin lütfen. Tüm samimyetimle söylüyorum size hiç yakıştıramıyorum. Ben yaptığımız tartışmalardaki fikir ayrılıklarından bile ders çıkarırken sizin bu tavrınız hiç hoş durmadı. Materyal getirtiyor olmanıza da hiç şaşırmadım. Dediğim gibi kurumunuz hakkında bilgi aldım
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: barisltd

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 26 Oca 2020 04:07 #172

  • barisltd
  • barisltd Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Platin Uye
  • Cats bite!
  • Gönderiler: 2509
  • Teşekkür Sayısı: 2514
  • Başarı: 10
Forum bu tartışmaları kaldırmıyor... Zırt pırt çökmeye başladı. :)

"Suçluluk psikolojisine" güldüm yalnız... :) :) :)

Kabul etmeliyim ki üslupda oldukça değişiklik var. :)
It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 26 Oca 2020 05:00 #173

  • seltan
  • seltan Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Administrator
  • Gönderiler: 50
  • Teşekkür Sayısı: 28
  • Başarı: 6
Merhaba,
Zorunlu bir güncelleme nedeniyle sitemizde kısa süreli bağlantı sorunları yaşanmıştır.
Dün gece yaklaşık 1 saatlik kesintiden ötürü 3-4 mesaj kaybolmuş olabilir. Aksaklık için özür dileriz.
Sistem Yöneticisi
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 27 Oca 2020 04:23 #174

  • sevgiisigi
  • sevgiisigi Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Tecrubeli Uye
  • Gönderiler: 139
  • Teşekkür Sayısı: 48
  • Başarı: -1
fahrettin75 yazan:
Gerçekten 40 kişiyi bulacak mı taşı çıkarmaya çalışanların sayısı, merak ediyorum.

Sayın fahrettin75,

Gelmiş olduğumuz nokta taşı çıkarmaya çalışanların sayısından çok, artık bu taşı kimin çıkaracağıdır.

Ancak bu taşı kimin çıkaracağından önce, bu taşı kuyuya kim attı sorununa cevap vermek gerekir. Zira o taş kuyuya kendiliğinden düşmedi kuşkusuz.

O taşı kuyuya 2006 yılının Meb Bürokratları atmıştır. Bunu da özetle, Engelli Bireyi, "EĞİTİME GELİR", Rehabilitasyon Merkezlerini de "EĞİTİM VERİR" olarak kabul etmiş hatta bu nedenle biz kurumlardan da, bu varsayıma dayanarak öğretmen bulundurmamızı istemiştir. Olur da çocuk eğitime gelmez ise "çözüm olarak, aynı hafta içinde olmak kaydı ile "TELAFİ" verirsiniz denilmiştir.

Öte taraftan veliyi, her şart ve koşulda çocuğunu eğitime en azından "TELAFİYE" götürür şeklinde hep doğru karar alabilir görmüş. O na da özetle, sen çocuğunu eğitime götürürsün, olur da o gün götüremezsen o hafta içi mutlaka götürürsün. Eğer eğitiminden de memnun kalmazsan o kurumdan kaydını başka kuruma alabilirsin. Kurum değişikliğinde sana hiç bir sınırlama getirmiyorum. demiştir.

Sistemin PLANLAMA mantığı kabaca yukarıda ifade ettiğim gibi belirlenmiştir.

Bu çocukların, ulaşımı, eğitim için zaman vs gibi İMKANA esas konulara sistemde en ufacık bir yer verilmemiştir. Sistemin TEDBİR ve DENETİM gibi diğer 2
önemli esaslarında yetki kabaca veliye verilmiştir.

Bu durumun sahaya yansıması da kabaca şöyle olmuştur.

Çocuk bu hafta derse gelmiş ise bir sonraki hafta gelememiştir. Hatta planlanan telafiye bile gelemediği ortaya çıkmıştır. Bu gün bir çocuk gelse, diğer çocuk gelmemiş oldu. Bu durum hazırda öğretmen bulunduran en iyi NİYETLİ kurumun bile EKSİK KAPASİTE ile çalışmak zorunda kalmasına sebebiyet vermiştir.

Çünkü, bir kurumda kayıtlı hem bir çocuğun kendi devamsızlığı, hem de o kurumda kayıtlı tüm çocukların bir birlerine kıyasla devamsızlığı sürekli değişiklik arz edecektir. Bir kurumun üstilik ne kadar gayret ederse etsin, bu eksik kapasite ile mücadele edebilmesi mümkün değildir. Hele de aynı hafta yapılma zorunluluğu hatırlanacak olursa bu eksik kapasite sorununa telafi ile çözüm sağlanması mümkün değildir.

Başta sağlık sorunları olmak üzere, ailesinin sosyal ve ekonomik, ülkenin coğrafya ve iklim koşulları gereği önünde bir çok ciddi engel varken, bunlar yetmiyormuş gibi, ulaşım için SERVİS, eğitim için ZAMAN gibi çok kritik imkanların ihmal edildiği, sadece "TELAFİYE" dayalı bir sistem ile bu çocuklardan eğitim alması, biz kurumlardan da eğitim vermemizin beklenmesi bugün yaşadığımız sorunun en TEMEL NEDENİDİR.

Sorunun temelinde yatan gerçek sanıldığı gibi Rehabilitasyon Merkezlerinin eğitim vermemesi değil, çocuğun eğitim eğitim ALAMAMASI buna bağlı olarak da kurumların eğitim VEREMEYİŞİ gerçeğidir. Bugün "ÇOCUK GELMEDİĞİ HALDE ÜCRETİ ALINIYOR" şeklindeki sorun sadece art niyetle değil, ondan daha çok, sistemin yukarıda ifade ettiğim hayatın doğal akışına aykırı özelliğinden kaynaklanmaktadır.

Buna, ilave olarak veliyi her şart ve koşulda doğru karar alır kabul ederek onu, sistemin diğer 2 önemli esası olan TEDBİR ve DENETİM konusunda tam yetki kabul etmek RAM Raporlarının adeta "HAMİLİNE YAZILMIŞ ÇEK" haline gelmesine sebebiyet vermiştir.

Kabaca, sermayesi olan, bir servis aracı, bir kaç öğretmen bulanlar adeta bendi yıkılmış sel gibi sektöre akmaya başladı. Tedbir ve denetimi veliye bırakılmış bir sistemde elinde sınırsız kurum değiştirme yetkisi verilen veliyi ikna etmek yeterli olduğundan, önceleri servis vaadiyle başlayan "İKNA" çabaları zamanla kömür, erzak, çeyrek altın vs. gibi vaatlere dönüşmüştür.

Çocuk gelmediği halde ücretinin alınmasını dayatan sistem, işini doğru düzgün yapmaya çalışan kurumlar için bir zül iken, art niyetli kişiler için tam bir zırh haline gelmiştir. Bu gerekçenin arkasına saklanan art niyetli insanlar "HAKSIZ REKABETE" çok müsait yapıyı adeta sömürmüşlerdir. Veliyi "İKNA" etmek "ÇEK'i" almaya yeterli olduğundan, sektörde örneğin 100 olan çocuk sayısını iki ay gibi kısa bir sürede 200 hatta 300 çocuğa, hatta şube açmaya varan "GİRİŞİMCİLİK BAŞARILARI" böyle meydana gelmiştir.

Toplumun en temel değerleri üstelik Engelli Eğitimi gibi çok kutsal bir konu üzerinden bu kendisi özürlü olan sistemle dejenere olurken Bakanlık sorunu sistemde arayacağına, kurumlarda arama yanlışına düşünce zaman maalesef hep bu çocuklarımız aleyhine işlemiştir.

2006 yılından bu yana, hem o bürokratlar maaşlarını, biz kurumlarda ödeneklerimizi aldık. Ama bu çocuklar hak etmiş oldukları eğitimi hak ettikleri kalite ve miktarda bir türlü alamadılar. Amiyane tabirle bu işi ülkemize layık bir seviyede değil, "AFRİKA" seviyesinde yapmaktan öteye gidemedik.

Bu durumun temel sorumlusu elbette Bakanlıktır. Sorunun sebebini çözeceğine, SONUÇLARINI çözmeye çalışmakla yetinmiştir. Ancak biz de yıllarca hep bakanlığı suçlamakla yetindik. Çözüm üretmedik. Bakanlık "çocuk gelmediği halde ücretini alıyorsunuz" derken, biz ise hem bunun münferit olduğunu hem de "çocuk gelmiyorsa bizim suçumuz ne" şeklinde etkiye tepki vermekten öteye geçemeyerek STATÜKONUN korunmasından yana olduk.

Yüz Tanıma Sistemine böyle geldik.

Şimdi, başa dönecek olursak..

Taşı kuyuya ilk meb attı ancak sistemdeki temel yanlışlıkları gideren çözüm önerisini ortaya koyup o taşı kurumlar olarak biz bir türlü "O" kuyudan çıkaramadık. Şimdi meb, beğenelim ya da beğenmeyelim o taşı kuyudan YÜZ TANIMA SİSTEMİ ile çıkarmaya üstelik uzun zaman önce karar verdi.

Sistemin yukarıda ifade etmeye çalıştığım temel yanlışlarını düzeltmeden meb'in Yüz Tanıma sistemine geçmesi doğru değildir. Düzeltilse, yani sistem doğru işlese gelmeyen çocuğu kurum ortaya koyduğu bir sonuç meydana çıkar. Bunun nasıl mümkün olabileceğini ortaya koydum. Hem bu forumda sizlerle, hem de Bakanlık ve Derneklerle paylaştım. Dileyen arkadaşlar inceleyebilir. İnceleyen arkadaşların, orada sistemin temel kurgusal yanlışlıklarının giderildiğini göreceklerine inanıyorum.

Şimdi sektör olarak hem çözüm bulmayıp, hem de Yüz Tanıma sistemine itiraz etmek doğru değildir. İyi niyetle de bağdaşmaz. Hele itibarı kalmamış kurumların sektör olarak gelmiş oldukları noktada buna itiraz etmek büs bütün yanlış olur.

Zira taşı kuyudan Yüz Tanıma Sistemi ile çıkarmaya kara veren MEB'dan sektör olarak böyle bir dayağı yemeyi üstelik uzun zamandır hak ettik.

Vesselam
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Şu kullanıcı(lar) Teşekkür etti: ALİ VEFA

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 28 Oca 2020 15:47 #175

  • akay4242
  • akay4242 Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Junior Uye
  • Gönderiler: 25
  • Teşekkür Sayısı: 2
  • Başarı: 0
her ne gelirse gelsin razıyım. ama şu gerçekte çok can sıkıyor. çocuğu almak için arıyoruz aileyi kadın çocuğuna "gitmek istermisin yavrum" diyor çocuk "hayır " diyor ve gelmiyor. bu keyfiyet altında kimse hizmet üretemez. bu noktada devlet hem haksız kazancı önleme adına hemde bu keyfiyetin verdiği şartlar altında kurumların ezilmemesi için öğrencinin 1 yıl içinde aylık geldiği ders ortalamasına göre ödeme yapması nasıl olur acaba. çocuk 6 ay 8 de 8 gelmiş dersine ama içinde bulunduğu ayda 1-2 eksiği var. ödesin bunu. çocuk ortalama 5 derse gelmişse 5 e göre ödesin. hiç olmazsa az da olsa nefes aldırır kurumlara. zor değil bu algoritmanın yazılması. telafisini diğer aylarda istesin. ama o ay olmasın bu kesinti. ben 1 yıldır müthiş devamlılık ile gidiyordum ama şu ara tatil mahvetti bizi. neden çünki tatil olduğu andan itibaren keyfi gelmemeler arttı bir anda.Cuma iyi olan çocuklar Cumartesi hastalanıverdi ne hikmetse. Bir öğretmen arkadaşla ekders ücreti hakkında konuşmuştuk ve ders olmasa da aldıklarını çünki orada hazır bulundukları için devletin ödeme yaptığını söylemişti . hiç olmazsa bizde bir şekilde alırız ve biraz kafamız rahatlar.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.

Yüz Tanıma Sistemi İstiyorum. 28 Oca 2020 15:49 #176

  • MEFUTU
  • MEFUTU Kullanıcısının Avatarı
  • Offline
  • Tecrubeli Uye
  • Gönderiler: 154
  • Teşekkür Sayısı: 32
  • Başarı: 0
Obey yazan:
Dün gece sayın Barış'ta farklı bakış açısıyla benzer şeyleri yazmıştı, aldığı cevaplara karşı ifadesi kalmamış ki yancı olmaya karar vermiş.
Forumda bir güncelleme oldu sanırım yazılanlar gitti.
Söz uçar yazı kalır derler bir de.
Gelelim eleştirdiğiniz kısımlara...

Çocuklar bahçeye çıkmıyor zaten mantığı çok yanlış. Çıkartılması gerekiyor. Siz sanırım global ilerleyişten, yetişen çevreci nesilden bihabersiniz. Bahçeye çıkmıyor dediğiniz çocuk, yediği domatesin nerede yetiştiğini bilmiyor, dalında olan bir çiçeği şimdiye kadar hiç koklamamış. Arkadaşlarıyla tehlike arz etmeyen açık hava alanlarda hiç oynamamış. Yaparak yaşayarak öğrenmek önemlidir. Kullanmıyor ya da kullandırtmıyor olmanız ihtiyacı olmadığı anlamına gelmez.
Şehrin göbeğinde apartman şeklinde bir okul abes değil fakat bu düzenleme abes öyle mi?

Kira konusunda da ödenek oranını okuyup hesaplama yaparsanız fikirlerinizin değişeceğini düşünüyorum.

Eğitim durumu meselesi de. Zaten lisans mezunu olmayan yok. Devir ve yeni ortaklık için belirttim onu.
Siz hala işletme sermayesi diyorsunuz be eğitim kurumu diyorum. Kurum açmak için eğitim görmüş olması gerekir diyorum. İlla sermayesi varsa gitsin restoran açsın...
Eğitimci gibi bir söylem yok gereksiz çarpıtmalara gitmeyin. Yorum yapıyorsanız yazılanlar üzerine yorun yapın. Başka fikre kendi yorumunuzu ekleyerek kendi yorumunuzu eleştiriyorsunuz. Basit duruma düşürmeyin lütfen kendinizi.
Müfredatınızın alt başlıklarındaki uygun yaş grubundaki kazanımlara bakarsanız montessori eğitimi ile verilebilecek amaçları görürsünüz.

Hippoterapi ve hidroterapiyi yönetmelik dışında ilave olursa dedim. Çeşitlilik sizi neden rahatsız ediyor?
Para istiyorlarmış. Siz para istemeden yapın o zaman.
Kurumunuzdaki pdr ve psikoloğun kapısının çalmasını beklememesi gerekir. Veli ve öğretmenlerle ortak çalışması gerekir. Öğrencinin gelişimini takip edebilmek için öğretmenlerle görüşüp bilgi alması gerekir.


Kırıcı konuştuysam özür dilerim fakat yazılanlarla uygulananları kıyaslamışsınız.
Sorun olduğunu düşündüğüm için yazdım bunları. Tekrar değerlendirebilirseniz memnun olurum.
Eleştirileriniz içinde teşekkür ederim.
Sayın obey çocuklara çiçek koklatmak , domates yetiştirmek kurumlarımızın işi değil , bu hidroterapi ve hipoterapi içinde geçerli , yarın öbürgün devlet yönetmeliğe koyar bunuda vereceksin der veririz , kurum açacak kişilerin eğitim seviyeleri şöyle olsun böyle olsun demek size düşmez , veli çocuğunun beraberinde kuruma gelmiyor kimle nasıl beraber çalışalım , bakın şu konuda anlaşalım önce , tamam burası eğitim kurumu ama adı üstünde özel eğitim kurumu , siz nasıl şu şöyle olsun bu böyle olsun diyorsanız bende diyorum ki tabi neden olmasın dünya standartlarında ödeme yapın dünya standartlarında hizmet alın.
Sadece Kayıtlı kullanıcılar yazı yazabilir.
Sayfa oluşturma zamanı: 0.259 saniye
Sistem Kunena Forum