scayking yazan:
-"Hocam bir gelişme var mı?"
-"Yok." .................................................. söylentileri var sadece."
-"Hocam biliyorsunuz ailem ................'da yaşıyor, ben burada kira ödüyorum, kısa çalışma şartlarına uygun değilim bu durumun düzeleceği de yok gibi. Hem size hemde aileme külfet olmak istemiyorum. Ailemde zaten artık devlete atanmamı istiyor, oturup KPSS'ye çalışacağım. "Bu nedenle istifa etmek istiyorum!"
-
Geçen yıl mezun olmuş meslek yaşamının baharında ve çok idealist olan bir çalışma arkadaşım.
Bunun adı ne şimdi, özelden kaçıp devlete sığınmak mı?
Yoksa devletten kaçıp devlete sığınmak mı?
Üvey evlat olduğumuzun vesikası mı?
Sayın Tartanç ümidim kırılıyor.
Acikcasi en dogrusunu yapiyor. Zira kamu bizi personellerimize karsi oyle bir kefeye koydu ki anlatamam. Tamam magdur etmeyim kimseyi, gucumuz yettigince tasiyalim ama ne ile? Kac ay tasiyabilecegiz? Hatta soyle diyim, personellerimize ne kadar guven verebilecegiz?
Tutturmuslar bir KÇÖ'dur almis basini gidiyor arkadas. Yahu KCO ile ev mi gecinir?
-Calismiyor daha ne olsun idare etsin.
Iyi de kardesim onun boyle bir derdi yoktu ki?
Calismamak istemiyordu ki? Anlastigi tutara calisip duzenli odemesini almak hakki degil mi?
Yani demem o ki, atanabilecek tum personellerin kamuya gecmek istemelerini, bu tur firsatlari degerlendirmek istemelerini sonuna kadar anlayisla karsiliyorum.
Cunku guvenmiyorlar, kime mi?
Bu sefer bize degil, emin olun bize degil, bizi belirleyen kamuya guvenmiyorlar.
Resmi okuldaki ogretmen gibi benim ogretmenim de bas bas bagirdiginiz Evde Kal cagrisina uyacak, ama benim ogretmenim evde kalirken bile kafayi yiyecek? Bu reva mi?
Adiliyet bu olmamali. Devlet guven vermeli, memura degil sadece, tum vatandaslarina...