BAŞLIK: BKDS ile ilgili;

Sayın forum kullanıcıları;

BKDS ile ilgili olarak kendi görüşlerimi paylaşmak istedim. Bu konuda elbette farklı düşünebiliriz. Bu önemli konuyu sektör birleşenleri olarak tartışalım.
Amacı sadece etrafa sataşmak olanlar lütfen yazmasın.

Sayın kurum sahipleri ve sayın çalışanlar;

Bildiğimiz kadarı ile BKDS önümüzde ki süreçte Meclis den geçecek. Derneklerimiz elinden geleni yaptılar. Kimi kurum sahipleri ellerinden gelenin fazlasını yaptılar. Fakat olmadı.

Şimdi bütün yasal haklarımız ve itirazlarımız saklı kalmak şartı ile. Yasal anlamda veya yönetmelik anlamında bir takım düzenlenmeler yapılsa. İnanın kimse kaybetmez. Bütün taraflar kazanır.

Bunlar;

1-Senelik verilmesi gereken 96 seans bireysel ve 48 seans grup eğitimini 10 ayda verilmesi.(Bu 11 ayda olabilir) Ayda 10 bireysel seans ve 5 grup seansının verilmesi sağlanmalıdır.
Burada başta öğrenci ve ailesi olarak kaybeden yoktur. Telafi sıkıntısı ortadan kalkar.Kurum ve çalışanlara rahatça dinlenme imkanı olabilir.Kurum tadilat ve onarım işlerini rahatça yapar. MEB de bizleri istediği sistemle kontrol eder.
Kaybeden yok.

2-Zorunlu eleman uygulamasının kalkması. Kursların kaldırılması. Sertifika programının uzaktan eğitimle yapılması. Bu uygulama ile öncelikle MEB kurs masraflarından kurtulur. Öğretmen pratik açıdan da eğitimini tamamlar. Kurumlar rahatlar.
Kaybeden yok.

3-Grup eğitimlerinde modüllerin kaldırılması. Grup eğitim programlarının yeniden yapılması. Bu durumda yine kaybeden yok.(MEB e belki biraz iş çıkar)

4-RAM ların keyfi uygulamalarının önüne geçilmesi. Bu sayede öğrenci ve velilerin oluşan veya oluşacak hak kayıplarının önüne geçilecek.
kaybeden yok.

5-.......

Enerjimizi bu doğrultuda kullanmak sanki daha doğru gibi geliyor bana. Elbette yanılabilirim.

Sizlerin düşünceleri neler?

Sayın Tartanc bu sitede yanlış olduğunu bile bile hep okyucu olduk cünkü bazı sevye düşkünü arkadaşlarla karşı karşıya gelmek istemedik.lakin siz olun sayın barış ltd olsun gercekten cözüm yolu göstermesini iyi biliyorsunuz bu yazınızada birileri muhakkak muhalif olacaktır ama olması gerekeni yazmışsınız.sektörün önüne zorlagetirilmeye çalışılan kimlik doğrulama devlet politikası oldugunu düşündüğüm icin vazgeçilmeyecektir.bundan sonraki süreçte sektör temsilcileri olsun kurum sahipleri olsun herkes yönetmelikteki bazı maddelerin (sizin belirtiğiniz)değişimi icin uğraşmalıyız bu konuda size sonuna kadar katılıyoruz ve destekliyoruz.

Sayın tartanc,

BKDS dediğiniz gibi istesek de, istemesek de geliyor. Görünen o ki bundan kaçış yok.

Dediğiniz gibi şimdi artık uygulama sürecinin sürdürülebilir olabilmesi için neler yapılmalı konusuna yoğunlaşmak gerek..

Ben de aklımda olanları sıralayayım;

1) İş planının kaldırılması. BKDS kayıtlarının yeterli sayılması..
2) BKDS girişlerinin esnetilerek gün içerisinde yapılan bir girişin herhangi bir saat için geçerli sayılması.
3) Ayda 12 + 6 saat girişe izin verilerek 96/48 saat yıllık eğitimin 8 ayda verilebilmesi.
4) Zorunlu saat kavramının kaldırılarak velevki 2 saat psikolog dahi vermiş olsa verilen seansların ödenebilmesi.
5) Grup modül ve yaş sınırlamalarının esnetilmesi.
6) Tüm örgün eğitim okullarında tam güne geçilecek olmasını dikkate alarak çalışma saatlerinin 07:00 - 20:00 arasında organize edilebilmesine olanak tanınması.
7) Zorunlu personel, personel - modül kısıtları, psikologlara 20 saat kısıtı vb. kısıtların esnetilmesi.
8) Kurs ve staj esaslı personel sertifikasyonu yerine ÖE merkezlerinde çalışma süresini esas alan bir meslek içi eğitim ve yetkilendirme sürecinin tanımlanması.
...

Bu hedefler gerçekleştirilebildiğinde BKDS uygulamasının sürdürülebilirliği artacaktır kanaatindeyim.

Hepimize sabır ve kolaylıklar dileğiyle,

(tartanc'ın) 1. maddesine pek katılmıyorum. Prensipte aylık 8+4, dengeli dağıtım falan gibi şeyler bana tamamen saçmalık olarak görünüyor. Bu sorunun kökten çözülmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Ama kimse benim gibi düşünmüyor, o ayrı.

Diğer maddelerde hemfikirim. Ancak, MEB'den kazanımlar konusunda o kadar çaresiz kaldık ki şu ana kadar, şimdiden sonrasında bir düzelme beklenebilir mi? Doğrusu pek ümitli değilim. MEB'de bu işleri yapan kişilerin kurumlarda 3-4 ay çalışıp yarattıkları sorunları bizzat görmeleri lazım. Aksi halde ikna olacak gibi görünmüyorlar.

Örneğin gruplar için yapılan düzenleme aslında grup yapmayın demenin bir başka şeklinden başka bir şey değil. Bunu akıl eden bürokrata 1 kere için grup çocuklarının listesini eline verip aylık program yapmasını istesem acaba içinden çıkabilir mi merak ediyorum.

Nacizane bir sorun da yaşı küçük olan veya ellerini kullanamayan çocukların aileleri ile okula gelmesi sıkıntısı

1. maddeye kısman bende katılmıyorum
Eğer bizler özel isek diğer özeller gibi (sürücü kursu, dil kursu ....) seans ücretlerini biz belirlemeliyiz
8 + 4 Saçmalığına son verilmeli böylece özel olduğumuz ortaya çıkar.
isteyen seans ücretine göre 8 + 4 veya 6 + 4 ...... gibi olur velide istediği kuruma gider

Şu ana kadar hiç konuşulmadı ama bu işin sadece damar tanıma ile sınırlı kalmaması konusunun da gündeme gelmesi lazım. Örneğin neden daha ucuz olan parmak izi sistemi, veya 2017'de başlayacak sayısal kimlik kartları bu iş için kullanılmıyor?

Damar tanıma pahalı ve kullanımı zor bir sistem.

Akıl akıldan üstündür. Birimizin düşünmediğini başkası düşünebilir.

Sayın barış; özerkder in son toplantısında son yazdığınız konuşuldu.

Şayet yıllık eğitim süresi 10 ay bile olsa,dengeli dağılım hemen hemen ortadan kalkar gibi.Zaten kalkmalı da.

Konuyu çok daha ileriye taşıyacağız gibi. Yeter ki karşılıklı güven ve anlayış olsun. En azından deneyelim. Kaybedecek neyimiz var?