Şaşıracak bir şey yok...
Okuduklarınızın hepsi doğru. Çünkü burası Türkiye.
Şimdi olay şudur... Devlet kendisi sözleşmeli öğretmen çalıştırdığı için bunlara 1 yıllık sözleşme yapma uygulaması getirmiş. Tabi devlet bu kişilerin tazminatı, kıdemi falan uğraşmak istememiş. Bu sözleşmeleri belirli süreli sözleşme olarak kabul etmiş. Ne kadar tekrar ederse etsin bu kapsamda değerlendirmiş.
Dolayısıyla, bu konuda işmahkemelerine falan açılan tüm davalar çalışanın aleyhine sonuçlanır imiş! Hatta çalışma bakanlığı müfettişleri bile bu şekilde görüş verirmiş.
Ne çare ki, işin içine özel sektör de girince yargıtay kendisiyle tutarsız bir içtihat oluşturdu. Şimdi bu davaların bir kısmı eski usul, bir kısmı yeni usul sonuç veriyor. Ancak şu var ki, bir öğretmenle 1 dönem için sözleşme yaparsanız ve bu sözleşme belirli süreli sözleşme ise, sözleşme bittiğinde taraflar el sıkışır ve ayrılır. Tazminat falan filan olmaz. Bunu, evinizi boyatmak için anlaştığınız bir boya ustasıyla yaptığınız bir sözleşme gibi düşünebilirsiniz.
Ancak, hukuk diyor ki, eğer sen o boyacıya sürekli iş veriyor ve sözleşmesini yeniliyorsan artık o belirli süreli sözleşme değildir, belirsiz süreli sözleşmedir. Dolayısıyla boyacıyı işin bitti diye gönderemezsin, kıdem tazminatını vs ödemek zorundasın diyor.
Diğer taraftan, ne türlü sözleşme olursa olsun, bir kişinin kıdem tazminatına hak kazanması için 1 yıl çalışma süresini doldurması gerekir. 1 gün eksik olsa alamaz.
Emekli kişilerinde kıdem tazminatı vardır. Konu emeklilik ikramiyesi ile karıştırılmasın. Emekli olan kişi yeniden işe girmişse aynen diğer çalışanların haklarına sahiptir.