BAŞLIK: ÖĞRETMENLERİN SGK PİRİMLERİ

ne güzel...

yeni bir tırtır doğdu...

Konuya şu şekilde katkıda bulunmak isterim.
Devlette çalışan personelin maaşları brüt olarak hesaplanır. Yıl içerisinde artan vergi dilimi çalışana yansıtılır. Yani bir memur ocak ayında aldığı maaşın aşağısında bir rakamı aralık ayında alır.
Özel sektör ise net maaş üzerine anlaşarak çalışmaktadır. İşveren vergi dilimi artıkça artan maliyeti kendisi karşılar.
Örneğin; 2.800,00 TL brüt maaş alan bir öğretmen 12 ay boyunca 2.000,00 TL sabit maaş almaktadır. Oysa Ocak ayında maaşı 2.000,00 TL iken Haziran ayında 1.917,00 TL, Aralık ayında ise 1.882,00 TL olmaktadır. Aradaki her ayın aşağı yönlü farkı işveren, vergi olarak çalışandan kesmeden devlete ödemektedir.
Şayet her şeyi doğru yapmaktan bahsedeceksek, çalışanların maaşları brüt olarak konuşulmalı, yıl içinde artan vergi dilimlerini çalışan karşılamalıdır. O zaman işveren de çok rahat bir şekilde ücretleri bire bir aynı gösterebilir.
Burada ki sıkıntı, çalışan her ay eline aynı rakamın geçmesini ister. Bu sistemi anlatmak/anlamak mevcut sistemde herkes yapmadıkça mümkün gözükmüyor.
Zaten ülkedeki çalışanların %50'si asgari ücretli gözükmektedir.
Kolaylıklar..

Burada tartışılacak çok bir şey yok aslında. Öğretmen'e bir öğretmen gibi bakıp devletteki öğretmenin primi ne kadar ise öyle yatirilacak,maaş ise ortalama maaş+eders= 3000tl + deneyim olacak, herkes rahat edecek, tartışma bitecek.

Sayın hayatadair

Aşağıdaki bağlantıda devlet memuru bir öğretmenin bordrosu var;

www.memurl...er/457535/

3.130,93 TL toplam brüt gelirden tüm kesintiler 729,71 TL çıkınca çalışan 2.401,23 TL net ücret alıyor. Kesintilerin 42,72 TL'si gelir vergisi, 19,34 TL'si damga vergisi, kalanı ise sağlık ve emeklilik primleri.

Oysa asgari ücret bile ödese özel kurumlar bu kesintilerden daha çoğunu ödüyorlar..

Sizinle öğretmenlerimizin devlette nasılsa öyle ödenmeleri gerektiği konusunda hemfikiriz. Ama nerde? Keşke..

Sabırlar dileğiyle,

AliGalip beyin söylediği gibi, özelde aynı net ücreti alan bir öğretmenin işveren maliyeti neredeyse 4.000TL'yi buluyor. Ortada ciddi şekilde adaletsiz bir durum var.

Her zaman söylerim... aslında özel sektörün en büyük hissedarı devlettir. İşverenin kazandığının yaklaşık 8 katını devlet hiç bir şey yapmadan kazanır.

Sosyal güvence tüm çalışanlar için anayasal bir haktır. Ama kamu çalışanları ile özel sektör çalışanları arasında bir adaletsizlik uçurumu var. Yıllardır bu eşitsizliğin neden düzeltilmediğini de düşünür dururum. Ama yasaları hazırlayanlar da devlet memurları olduğundan olsa gerek keserin sapını hep kendilerine doğru yontuyorlar.

Aynı ücrette bir sgk'lı 400TL vergi öderken, aynı işi yapan devlet memurunun 40 küsür lira ödemesi başka nasıl açıklanabilir ki...

saydığınız tüm bu nedenler sizin kurumlarınız için hizmet veren çalışanlarınızın özlük haklarını gaspetmeniz, onların kıdem tazminatlarını ve emekli aylıklarını yüzde 30'lara varan oranda eksik almasına neden olmanız için gerekçe değildir. devletin kendi çalışanının vergisini 40 lira gösterse nolur, 1000 lira gösterse nolur? devletin sağ cebinden sol cebine bir a4 kağıdına imzayla geçen sanal rakamlardır onlar. devlet kurallarını baştan koymuş sen de bu kuralları kabul ederek bir işletme açmışsın, ama kdv, gelir vergisi, stopaj gibi deli dumrul haraçlarını tıkır tıkır öderken sıra çalışana gelince ali cengiz, bu olmaz. bunları söylerken devletin aldığı haraçları onayladığımı sanmayın. tekrar tekrar söylüyorum faturayı çalışana çıkarmayın.

sayın garip gerçekten beni güldürdünüz allah sizi güldürsün hele ki şu cümleniz koparttı


''devlet kurallarını baştan koymuş sen de bu kuralları kabul ederek bir işletme açmışsın''

garip yazan:
sizin mantığınıza bakarsak işverenin koyduğu kuralları (eksik prim fazla mesai)baştan kabul ederek çalışmaya başlayan işçi şikayet etmeden çalışmak zorunda. bu durumda hak gaspından bahsedilemez sizin deyişinizle ne de olsa işçi baştan kabul ederek girmiş.