Sn waramiral,
Daha önce bir şeyler yazacaktım ama bir türlü fırsat bulamadım.
Demişsiniz ki:
fakat taramacı ve görevi kötüye kullanan , kurumlar arası öğrenci kapma savaşını kendi rantı için kullanan hiç mi kimse tanımıyorsunuz. tanımayı bırakın şu yazıyı okurken adamın ya da bayanın yüzü aklınıza geliyordur. bunlara harcadığımız ücretin olmadığını düşünün. size kaç öğrencinin ücretine tekabül ettiğini hesaplayın. sonra bunları neden kovamadığınızı düşünün. işte kayıt sınırlaması gelirse her kuruma, o zaman bu şahıslar ortadan kalkar. öğrenci çalma savaşı biter.
Şimdi ben neredeyse 25 yıldır bu işi yapıyorum. Kurumumun da belli bir bilinirliği, tanınırlığı var. 25 yılda sizin "taramacı, raporcu, iş takipcisi vs." şeklinde tanımladığınız 1 kişiyi bile çalıştırmadım, bunlara para vermedim. Böyle yapanların pek çoğunun ise sektörden silinip gittiğini gördüm.
Bana başvuran ailelerin %60-70'i diğer ailelerin referansı ile gelir. Bir kısmı da bizi tanıyan, bilen sektörel kişilerin yönlendirmesiyle...
Demem o ki, bu iş öyle taramayla, iş takibiyle, rapor çıkartmayla falan taşıma suyuyla dönen değirmen kadar yürür. Bunlar -bana göre- bir gerekçe, bahane olamaz. İşini iyi ve doğru düzgün yapmak esastır.
Kusura bakmayın ama ben taramacıyla, raporcuyla, kömür dağıtarak, başka yollar kullanarak çocuk devşirmeyi, çalmayı vs. mübah bir yol olarak göremiyorum.
anlık kontenjanı 11 olan bir kurumun kayıt etme sınırı yoktur sn. barıltd
Bakın şimdi... Anlık kontenjan 11 dediğinizde bu 2 grup, 3 bireysel veya 1 grup 7 bireysel odası olan kurumdur. Bireysel olarak düşünürsek, bu kurum günde 8, ayda 176 saat çalışırsa, tüm saatlerini full doldursa bile en fazla 176 çocuk kaydedebilir. Eğer 3 bireysel 2 grup odası varsa, en fazla 110 çocuk kaydedebilir. Hepimiz biliyoruz ki, bir kurumun tek bir boş saati olmaksızın çalışması mümkün değildir. Yani bu 11 kontenjanlı kurumun olası kayıplarla kaydedebileceği çocuk sayısı zaten en fazla 80-140 arasıdır.
Bu kendi kendine bir kotadır zaten.
Kaldı ki, 11 kontenjanlı bir kurum 150 çocuk kaydetmişse o kurumdan zaten korkmanıza gerek yok. Daha fazla kayıt yapamaz.
17 öğrencisi olan kurumun sahibi çok bilinen tanınan biri. her kasım ayında 90 öğrencisine 20 torba kömür gönderir. nasıl iyi bir şey değil mi? ve o öğrencilerin boş ek4 leri imzalanır o çocuklar hiç kuruma gelmez kurum her ay 90 öğrenciye fazladan fatura keser. şikayet etsen de kaç defa alan razı veren razı. hiçbişey ispatlanamıyor. ama kota gelse ve denirse ki senin kurumun 100 kişi kaydedebilir. o zaman velisi eğitim düşünmeyen çocuğu kaydedemedikleri için sen görüşür kaydeder bişeyler yaparsın
Yazdıklarınızdan yaşınızın genç olduğunu tahmin ediyorum. Sizin bahsettiğiniz vasıfta birini "al sana 100 kontenjan" gibi bir sınırlamanın durdurabileceğine inanıyor musunuz? Eli kolu uzun, kendisine dokunulamayan bir şahıs siszce bu zorlukları aşamaz mı? Hatta diyelim ki, diğer kurumların başına müfettişleri bela edip kapattıramaz mı?
öğrenci çalma yarışları biterse ve sen eğitim yönünden eksik isen o öğrenci de bu yüzden seni bırakıp gidiyorsa savaşın olmadığı yerde sen kendinle uğraşırsın. kaliteyi arttırmak için. o zaman altından materyaller de kullanırsın profesör de çalıştırırsın ordinaryüs de.. nasıl eğitim kalitesini arttıracağını düşünüyorsan o.
Bana gelecek çocuk kota sayesinde cepteyse ben niye profesörü, kalitesi vs. uğraşıp durayım ki... Hatta en mantıklı olanı ne olduğuna bakmadan olabildiğince kayıt yapıp kurumu rayicinin çok üstünde fiyatla satmaya bakarım.
şuan yeni kurum açılışları durdurulmuştur. o zaman da sadece yeni kurum açılışı durmuş olacak.
Bu işe başladığımızda herhalde Türkiye'de 10-15 kurum vardı. Sadece bizden ayrılan arkadaşların açtığı kurum sayısı sanıyorum 25-30'dan fazladır. Belki bir o kadar kurumun açılmasına da manen desteğimiz olmuştur. Bugüne kadar tek bir kurumun açılışına muhalefet etmişliğimiz yok. Tam tersine, bu işin teşvik edilmesi, kolaylaştırılması için her türlü gayreti gösterdik.
Yeni kurum açılmasından niye korkuyorsunuz ki? Bu ülkede 80 milyon insan yaşıyor. Bunların %12'si engelli.. Bu engellilerin %35'i eğitim çağında.. Bu da yaklaşık 3,5 milyon eğitim çağında engelli çocuk olduğunu gösteriyor. Her kurum 300 çocuk kaydetse 10.000 den fazla kuruma gerek var demektir. Şu anda var 2300 kurum.
Siz sadece kendi ilçeniz açısından bakıyorsunuz. Haklı olabilirsiniz. Ama rekabet kolay bir şey değil! Rekabetin olmadığı yerde bir ilerleme, gelişme de olmaz. Siz 3 kurumun olduğu bir ilçeden bahsediyorsunuz, ben neredeyse 250 kurumun olduğu bir ilde yaşıyorum. Sanıyor musunuz ki bu kurumlar içinde kömür dağıtan, yardım dağıtan, siyasi ilişkilerini kullanan, başka her türlü dalavereyi yapan hiç kurum yok? Benim kurum kapımda çıkan ailenin eline broşür tutuşturanlar bile oldu.
Kota gelse benim canıma minnet! Mevcut kontenjanımı doldurmaya yaklaşmam bile mümkün değil. Buna rağmen yanlış olduğunu düşünüyorsam 3 günlük hesapla değil, uzun vadeli sıkıntıları düşündüğümdendir. Yoksa kota bana zarar vermez.. eğitime, niteliğe, aileye zarar verir.