BAŞLIK: Cimer e yazalım.

hangi yasal mecradan bahsediyorsun? cimerden iyi yasal merci mi olur? yüzlerce kişi yazdı, bekliyoruz. ankara'da bakana ve bu hafta mecliste komisyona federasyon ve derneklerce anlatıldı, kaçakların ve yolsuzlukların önlenip, bu 21 milyarın tümünün çocukların eğitiminde kullanılması konusu. daha ne yapılmalı ismail bey? falan kurumda öğrenciler gelmeden fatura kesiliyor mu diyeceğiz? o falanca kurum da mahkemede buyrun hakim bey her ay milli eğitim denetliyor, herşey normal demeyecek mi? koca türk adaleti tüm kurumların geriye dönük milyonlarca dk. kamera kayıtlarını mı inceleyecek?
çözüm belli, insan faktörünün devreden çıktığı yüz tanıma sistemi, vaaa mı bunun başka bi izahı???

garip yazan:
Raporu okumadım ama bu rakam akla zarar!

21 milyar ödemeyi kim yapmış, kim almış? Bizim sektörümüz o kadar büyük değil. Burada başka bir şeylerden bahsediliyor olsa gerek.

300 küsür bin çocuk var. Her ay herbirine 1000TL ödeme yapsalar yılda 3,5 milyar, 3 yılda 10 milyar eder. (Aslında o kadar bile etmez.) Zaten bütçeden ayrılan para da bahsedildiği kadar değil.

Kaldı ki bu paranın üçte birinin devlete KDV, vergi, sgk vs şeklinde geri döndüğünün de hesaba katılması lazım.

Görünen o ki sayıştayın da suyu çıkmış. Hesap kitap bilmeyen adamları oraya oturtmuşlar. Ne de olsa enflasyon da %9.

Aynen hocam "falan kurumda öğrenciler gelmeden fatura kesiliyor" diye suç duyurusunda bulunacağız. Olayı flulaştırmak bizlere diş bileyen kötü niyetli birkaç kişinin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz. Bu tür eylemlerin sonucu hep aynıdır.
Ama sizler de haklısınız, biz millet olarak kapıya gelen Hızır'a; "bana ne verirsen komşuma iki katını vereceksen bir gözümü al o zaman" mantığını benimsemişizdir. Benim işlerim yolunda değilse herkesinki bozulsun bizim genel düsturumuzdur.

İsmail78 beyefendi,

Sayıştay raporu mu dedikodu?

Sektör düzgün işlesin demek mi dedikodu?

Ekmeğimizin önünde engeller kalksın demek mi dedikodu?

........

Denetim istememden mi bu kadar rahatsız oluyorsunuz? Bende size bir sürü atasözü yazayım isterseniz. Ama beylik laflara gerek yok. Durum ortada.


Denetimi yapmayan sayın yetkililer bile bu kadar rahatsız olmuyor.

Karadeniz de şimdi balık zamanı halbuki...

Sayın barış,
Üç yılda 21 milyar olarak yazılmış.

2002 yılından beri bu sektörün içindeyim. Aldım sattım tamamen bıraktım tekrar açtım falan filan. özel eğitim uzmanıyım (orijinal). sertifika programlarına özel eğitimciler ses çıkardığında karşılarında durdum, duruyorum. Devlet okulunda ücretli öğretmenliğe ses çıkarmayıp, sertifika programlarına kızıyorlar. çoğunluğu da rahat olan iş okullarına geçmiş, eğitim uygulamalarda 40-50 ücretli öğretmen (otomotiv mezunu dahil hepsi alan dışı) tatlı suda sertifika programlarını eleştiriyorlar.
2008 yılında bakanlık müfettişleri ülke geneli teftiş yaptılar, İstanbul da geriye dönük ödeme çıkar(a)madıkları 1-2 kurumdan biri de benim kurumdu. çıkarılan geri ödemelerden en yüksek olanı emekli bir eğitimcinin sahibi olduğu kurumdu 700 bin tl falan. rakamlar havada uçuyordu. çocuk geldi gelmedi tartışması da değil 1 çocuk 2 kurumdan faturalanmış nitelikli dolandırıcılık yani. Ne oldu? tek kuruş geri ödemediler. ödeyenler mahkeme ile geri aldı.
2 ay önce kurumuma bakanlık müfettişleri geldi. kıl tüy bir sürü şeye baktıkları gibi gözümüzden kaçan bir iki hatırlatmayı da yaptılar. kamera kaydına gelince haziran ayı karne haftasını incelediler. 1 kayıtta çocuk saat 15 e yazılmış ancak kayıt aynı gün saat 11 . gel de açıkla ! aile öbür yakada oturuyor , karne haftası çocuk okula gitmemiş aile almış gelmiş derse aldık hocam diyoruz. olmaz geri yollayın alamazsınız diyor, bizim kurumun servisi yok tek program çalışıyoruz, hastane raporu bitti mi hastaneye götürmeyiz, ram raporu bitti mi sadece internet randevusunu alırız başka hiç bir şeyine karışmayız. falan filan düzgün çalışmaya çalışıyoruz yani. Hocam diyoruz nisan mayıs faturalarımıza bak haziran temmuz faturalarımıza bak arada %35 den fazla fark var. gelmeyen çocuğu zaten yazmıyorduk, vs. yok anlatamıyoruz. 8-10 çocuğun kaydını daha istediler sorun olmayınca konu kapandı . öncesinde nisan ve haziran aylarında 2 defa il teftişi geçirdik. 3 teftişte de öğretmenler ve dersler yapılan çalışmalarla ilgilenen olmadı.

şimdi; belki daha önce yazıldı bilemiyorum. Özel veya devlet anaokuluna çocuğunuz yolluyorsunuz aylık bir ücreti var. o ay çocuğum hastalandı 3 gün eksik ödeyeyim deme şansınız var mı? özel eğitim ve rehberlik hizmetleri genel müdürlüğü özel eğitim hizmetleri için servis ihalesi açar . dönem başında ilçede ki okullardan öğrenci sayılarını alır ve ihale yapar. diyelim ki 500 çocuk için ihale yaptı. +-%15 olarak ihaleye yazılır.öğrenci sayısı %15 düşebilir veya artabilir ihalede belirtilen ücret her halükarda ödenir diye.

geçen cumartesi 4 öğrencim kral şakir izlemeye gitmek istemiş diye anneleri getirmedi. ve bizim ders saatinde haberimiz oldu. o gün için gitti 8 seans. sonra telafi yaparım değil mi? MEB benim kurumumu denetler, öğretmenimi atar, öğrencisini raporlar bana yollar ben plan yaparım öğretmenle anlaşırım bina tutarım vergi ssk öderim . öğrenci ayda 1-2 derse gelmedi diye neden eksik ödeme alırım. bunu birileri nasıl savunur anlayabilmiş değilim. bu ister kamera ister yüz tanıma olsun her tür teknolojinin zaafı bulunur. (bulan buluyor ). MEB ailelerle sözleşme yapmalı, aktif denetleme yapmalı, random seçerek değil bir kuruma geldi mi gerekiyorsa tüm aileleri aramalı ders devam konusunda. öğrencisi hiç gelmeyen sadece kayıt yapıp farklı ilişkilerle devam eden kurumları arayıp bulmak MEB in görevi. benim düzenli devam eden, ama o gün okula gitmeyip kuruma gelen yada sinemaya giden çocuğun parasını kesmek marifet değil. bul yöntemini aileyle sözleşme yap. parayı bana değil aileye öde ben aileyle sözleşme yapayım. Ama 300 bin küsur çocuğun eğitim aldığı sektörde elbette art niyetli kimseler olacak git onları bul. bir varil sütte 3-5 kıl var diye varili dökmeye gerek yok . KILLARI çıkar at. Öğretmene saatlik ödeme yapsam olur mu? bir kurum sahibi iş görüşmesinde öğretmene "aylık 160 saat imza attırırsam maaşın 3000, 140 saat altına düşerse 2800 demiş" yazık . kimin gücü kime yeterse

garip yazan:
Bak buna katılıyorum.

Ödemeyi külliyen kessinler. Bu işi devlet okullarında yapsınlar.

Öncelikle konumuz;

Denetim görevini yerine getirmeyenleri ve bundan ciddi bir şekilde fayda sağlayanları ayrıca çifte standart uygulamaları Cimer e şikayet etmek.

Denetim mekanizmasını doğru,dürüst bir şekilde kurması gereken MEB. Genel olarak böyle bir şey yok. Bundan fayda sağlayan, sektörün geleceğini tehlikeye atan da öyle 3-5 kıl değil. Bu şehir efsanesi.Başını kuma gömmek isteyenlerin yazdıkları bir şey. Eskiden ben de sayılarının az olduğunu düşünüyordum.Yanılmışım.

Bu sistem bu şekilde gitmez. Gidemez. Sayıştay raporlarına da geçmiş bir denetimsizlik söz konusu ve bunun sonuçlarını muhtemelen yine hepimiz çekeceğiz.

O yüzden korkmadan ,çekinmeden, doğru ,düzgün insan faktörünün asgari olduğu bir sistemi biz önermeliyiz.

2008 de denetimler sonucu o denetimler de (sanki intikam alma denetimleri gibiydi), mahkeme kararı ile verilen cezaları geri alanlar olduğu gibi,ödeyenlerde oldu.Hemde ciddi rakamlar.

Çok haklı olduğumuz konular var. Bugün mesela servisimiz evlerine kadar gitti öğrencilerin. Değişik nedenlerden dolayı gelmiyorlar.Bizim suçumuz elbette yok.Ayrıca RAM lardan yana çokkkkk şikayetçiyiz.Daha çok madde yazabiliriz.

Çok konuda haklı olmamız yetmiyor.En önemli konuda haksızız. Güven vermiyoruz. Senelerden beridir üstelik.

İstanbul da bir kuruma 200 binin üstünde ceza kesilmiş.Soruşturma sürüyor. Müdür ve öğretmenler savcılığı da verilmiş. Bakalım ne olacak?Nasıl sonuçlanacak.

Görevini yapmayan herkes hesap vermeli.

Gene bir hatırlatayım.
Size şimdi tarihsel bir şeyler anlatayım:

01.06.2006 dan önce özellikle Shçek e bağlı iken, o zaman ki pek çok kurum sahibi çok para kazandı. Nasıl mı? Örneğin. Çok eski tarihlerde ücretler yüksekti zaten. Bireysel sayısı yanlış hatırlamıyorsam, 24 idi. Grup eğitimi sayısı 36 idi. Veren var mıydı? SSK Bir gün ödemeleri durdu. 3 5 ay basit incelemeler yaptı. Neler çıktı neler? Adı çok duyulan dernekler ve vakıflar da dahi sıkıntılar çıktı. Sabah gazetesinin pazar ekinde 4 sayfa bir kurumun fotoğrafı da konularak yolsuzluk konusu işlendi. Kurumların 24 saat çalışsa bile oda sayısına göre o kadar öğrenciye fatura kesemeyeceği ortaya çıktı.

01.06.2006 MEB geçtikten sonra ,ram raporunun yetmesi nedeniyle,sektörde kurum sayısı patlama yaşadı. Bu dönem ne oldu? Bir öğrenci 3-5 kurumda eğitim alıyormuş gibi gösterildi.Eğitimciler ise 7-8 kurumda çalışıyormuş gibi gösterildi.

2008 de mebbisin gelmesi bazı şeyleri önledi.Buna rağmen kiralık diplomalar gündeme geldi.

Demem o ki bu sektörün kendine yaptığını başkası yapmadı.


Şimdi bunları yaşamış bir sektöre iyi gözle bakmıyorlarsa tek kabahat,bakmayanların değildir dimi?

Ne diyorum? Doğru,objektif,bilimsel,sürdürülebilir,insani bir denetim.