BAŞLIK: Hani kimse mağdur olmayacaktı?

Öyle vallaha ne yapalım .sıkıntı çok büyük bilmiyoruz ne yapacağımızı.. alsak bir dert almasak bir dert ama daha akıllıca bir yol izlenebilirdi.derseniz nasıl.onuda burda izah etmemiz kısaca gerekirse bir örnekle izah edebilirim.ucretli öğretmenlere verilen haklar gibi,.şimdi bana verecen avansı yani ön ödemeyi oda tahmini %60 verilecek gibi onun sonra bunun nasıl kesintisi olacak yada örnek kurum açıldıktan 3 ay veya 5 ay sonra ben kurumu devredecem veya kapatacam. Anlayacağınız.billinmeyeni çok işlem..

Sayın Sezai,
Yazınız için teşekkür ederim.
Küçük bir düzeltme yapmak istiyorum. Öğretmenler bizlerin her zaman yol arkadaşımızdır.
Sadece provakatörlük yapanlar hariç.

Sağlıkla kalınız.

Sayın Tartanc
Bu süreç birçok inandığımız şeyleri yıktı geçti. Emeklerimizin karşılığını para olarak düşünmedik hiç. Lakin iş paraya gelince kimin, kimi nasıl düşündüğünü de görüyoruz.
Önce sağlık. Allah herkese önce sağlık versin. Kendi için istediğini çalışanlarına da, kurum sahibine de isteyen olmalıyız. Ancak görüyoruz ki Allah'ın bizleri sınadığı bu dönemde herkes er ya da geç asıl yüzünü gösterecektir.
Tekrardan iyi akşamlar diliyor, saygılarımı sunuyorum. Allah hepimize güç kuvvet ve selamet versin.

Sayın Sezai öncelikle sizle aynı mesleğe sahip olduğum için ve öğretmenlikten kuruculuga giden bu serüven de düşüncelerinizden dolayı teşekkür ederim. Bu süreçte sizin gibi düşünen arkadaşlar olduğu müddetçe ne bizleri ne sizleri yıkıp geçebilecek olumsuzluk göremiyorum. Bu süreçten daha güçlü çıkacağımıza olan inancım tam. Sadece yapmamız gereken kurucusuyla, öğretmenyle, yardımcı personeliyle,velisiyle, öğrencisiyle birlik olmamız. Birlikte hareket etmemiz birlikte düşünmemiz birlikte çözüm bulmamız. Kurumu kurum yapan değerler ön planda tutulduğu müddetçe aşılmayacak sıkıntı göremiyorum. Sektör olarak birlik vakti birlikte hareket etme vakti. Biz Bize Yeteriz arkadaşlar.

Teşekkürler meslektaşım. Yapıcı görüşlere eleştirilere her zaman açığız. Ama sn. Tartanc in dediği gibi provatorler gerçekten ayıp ettiler. Biz birlikte güçlüyüz. Bizde de çürük var her yer de de...

Rahmetli Müslüm Gürses in Adana Erciyes sinema salonundaki konserinde:
İki kişi provatorluk yapıp sürekli küfür ediyormuş. Diğer seyirciler bunları linç etmeye kalkmış. İlk defa aralarına dalıp olayı sakinleştirdikten sonra baba şu efsane cümleyi söylemiştir; 'bir kasa domates aldım 2 tanesi çürük çıktı. O da bizimdir.'
Baba ya katilsam da kuruculardaki ve meslektaslarimdaki çürük domatesler maalesef tüm kasayı çürük diye lanse edilmesine neden oluyorlar veya yaftaliyorlar. (Şimdi çıkıp biri biz domates değiliz demese bari) teşbih te hata olmaz misali paylaşayım dedim.


Diğer konu ise başlıkta yazılan kaderimize terk edilme yazısı çok güzel. Fakat Şubat ayında ağır kış şartlarında ve eksik günleri baz alıp ödenek istemek sanirim kişi kolay geçenler için güzel olmuştur. Ama en önemlisi ise Mart ayında kesilen faturanin iki katı olması ve diğer aylarda da bunun devam etmesi. Bu hibe gibi isteniyor ben böyle bir istemeye şahsım adına karşıyım. Hibe bize uygun degildir. Uygun şartlarda avans bana göre en doğrusudur. Tabi geri ödeme çok zor olacak biliyorum ama bu da bizim diyetimiz

Meslektaşlarıma da değerli kuruculara da Allah yardım etsin. Veren elin, alan elden büyük olduğuna inanırım. Allah mazlumun yanındadır, veren ele de bereket verir. Kışı rahat geçirebilmek için yazdan hazırlanmak gerek. Tabi herkesin borcu harcı kendine göre. Lakin madem öğretmenler devlet öğretmeni gibi kendilerini görmeyecekse, değerli kurucularımız da devlet dairesinde veznedar değiller.
Ama nedense tabaklarımız dolarken değil de zordayken birlikte aç kalalım, birlikte üstesinden gelelim diyoruz.
Bu pandemiden alacağımız dersler birden çok fazla. Umarım sağlıkla çıkarız. Hesaplaşmamızı da bu zorunlu ara döneminde içimizde yaparız.
Iyi geceler, saygılar...

Sayın Sezai,

Tekrar teşekkür ediyorum.

Sevgiler, saygılar.

Sağlıkla kalın.

Hepimiz sağlıkla kalalım.

Farklı kurumlarda çalışan birçok öğretmen arkadaşla görüştüm şu içinde bulunduğumuz süreçte yaşadıkları sıkıntıları duyunca onlara hak vermemek imkansız. En çok aşağıdaki sıkıntılardan bahsediyorlar.
• 15 marta itibarıyla ücretsiz izine çıkarılmalar.
• Kurumlar bu süreçte personelini sahiplendikleri ellerinden geleni yapacakları konusunda personelinden iletişim kopukluğu içinde olmaları.
• Mart ayına ait maaşların bile ödenmemiş olması.
• Maaşlarının gerçekte aldıkları tutar üzerinden gösterilmemesi sebebiyle KÇÖ’den hakkettikleri parayı alamayacak olmaları.

Bu yukarıda ki haksızlığa uğrayan personelin hakkını araması, hatta provokatörlük bile yapmasını garipsemiyorum. Kurumların, personeline sahip çıkması onlarla sıcak bir iletişim içerisinde olması gerekiyor.
Ayrıca şunu da açıkça söylemek istiyorum eğer bu yukarıdaki maddelerin hepsini birden yapan bir kurum varsa batsın gitsin aramızdan ayrılsın zaten. Virüs böyle kurumlara da uğrayıp karantinaya aldırsın. Böyle kurumlar yüzünden sektörün tamamının zan altında bırakılması kötülenmesini diğer kurumlar için büyük bir haksızlıktır.