BAŞLIK: Lütfen Dikkat!

sn gezenti, iyi niyetli ve mantıklı çözüm önerileriniz için teşekkürler. en azından konuya eğitim bilimsel ve ülkenin ekonomik gerçekleri üzerinden bakabiliyorsunuz. bazıları gibi aman bu düzen, sistem bozulmasın, su aksın, her ay para hesabıma yatsın, gelir-gider dengesini bir şekilde (!) sağlarım gibi köylü kurnazlığı peşinde değilsiniz.
ancak sektör o kadar şaibe altındaki, dışarıdaki yani bakanlık, milli eğitim müdürlükleri, ramlar, aileler ve de özellikle çalışanlar üzerindeki olumsuz imaj o kadar fazla ki bu saatten sonra bunları düzeltmeye çalışmak akıntıya kürek çekmekten başka bir şey değildir. aynı gemide su almaktansa biz takamıza binip ayrı yol alalım diyoruz, bakanlıktan talebimiz de bu; selamlar, saygılar...

Sayın gezenti öncelikle çok teşekkür ederim.

Sosyal medyayı sanırım sektörün çok büyük bir kısmı kullanmıyor. Çünkü, az sayıda ki arkadaşlarımızın maddi ve manevi çabası ile bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Bu dönem zam oranı çok önemli. Fakat başka ciddi sorunlarımız var.Bunlara eklenecek olanlar var gibi. Bunları yazamıyorum. Belki sadece dedikodu.

Sektörün bir kısmının rahatı yerinde hatta niye etkinlik yapıyorsunuz? Biz para kazanıyoruz diyen kurum sahipleri var.
Ram lar çok büyük bir sorun. Bu sorunu çözemiyoruz. Çözenlerin hangi şekilde çözdüğü ile ilgili bir araştırma yapmak gerekli herhalde.
Ücretin veliye ödenmesi, herhalde Sayın barış ve ben o dönem işin içindeydim. Yaşlıyız yani.
Çok fazla sorun oldu. Onlarca veli ücretlerini ödemiyordu. Bu zaten gümdemde yok. Böyle bir çalışma yok. Bunu öncelik olarak alırsak zaten veliye veya kuruma ödenecek ücret ortada olmayacak gibi.

Durumlar çok iyi değil. Önce bu farkedilmeli. Sonra birşeyler yapmak için çaba göstermeliyiz. Yumurta kapıya gelmeden önce.
Sağlıklar dilerim.

Sayin Tartanc olayın vehametini bilmiyorum. Sizden başka yazanlarda oldu sanırım. Baska ciddi sorunlar var diye. Yazamıyorum diyorsunuz anlıyorum. Ancak kurumları harekete geçirecekse dedikodu bile olsa sorunları paylaşmanızı dilerim.

Sorunlar çoğu kurumun umurunda değil. Bir şekilde çözüyorlar. Ama ortak hareket etmeden gerekirse kapatma eylemi yapmadan aileleri/ calisanlari harekete geçirmeden bir şey elde edileceğini zannetmiyorum. Kişisel ilişkiler ve kulisler bunu yapanların isteği ve çıkarı doğrultusunda gelişiyor. Dolayısıyla çoğunluğun harekete geçeceği bir süreç olmalı. 23 yıldır bu sektörde olan biri olarak başka seçenek göremiyorum. Devlet diğer tüm sektörlerde bilesenlerden gorus alırken bizde hep oldu bittiye getirildi. Çoğunlukla da ahbap çavuş ilişkileriyle kararlar alındı. Bakın yarin istanbulda fırtına dolayısıyla egitime ara verildi. Ne sigortam ne vergim ne kiram hiç bir giderim 1 gün eksik odenmeyecek. Ama ben bir günlük eğitimin ücretini alamayacağım.

Neyse aslında bir taraftan bunları yazarken bir taraftan neden yazıyorum diye de düşünüyorum. Zira hiç bir beklentim ve isteğim kalmadi. Memlekette ozel egitim şube müdürleri bile ozel eğitimle uzaktan yakından alakası olmayan kişilerden oluşuyor. Yandaş ozel eğitimcileri bile yok mu ya.


Sizin hala umutlu olursunuz emek harcıyor olusunuz, nedeniyle naçizane bir kac öneriydi benimkisi. Yoksa samimiyetle söylüyorum ki hiç bir isteğim yok( kurum devralmak isteyenlerle gorusebiliriz)

Ailelere odeme konusu ve kurumların kendi ücretini belirleme, her kuruma özel seans sayısı olması gerekenler diye düşünüyorum. Ailelere odeme dönemini yakından yasiyanlardanim. O dönemlerde sorun olan aileler vardi. Ama çoğunluk sorun olmazdı. Bizi daha çok sgk nin istediği evraklar ile sgk şefleri yorardi. Bir de istanbulda olan o zamanki 9 tane sgk müdürlüğüne evrak ulaştırmak. Emekli sandigi mensupları ödemelerini düzenli olarak getirirlerdi. ( 1 ogretmen 1 aylik ücret getirmemisti sadece) Ama şimdiki kadar yorucu değildi. Shcek müfettişleri uzmanları eğitimle daha çok ilgilenirlerdi teftislerde. Neyse o da pek umurumda değil gittiği yere kadar. Sadece emeğinize/ umudunuza saygı göstergesi olarak sosyal medyada destek olmaya çalıyorum. Size de kolaylıklar.

ödemenin aileye yapıldığı dönemde şimdiki gibi tc no, ortak sistemler vb yoktu. çok tayin gören bazı meslek grupları sıkıntılıydı, onlarla bankalar da sıkıntılıydı. adam izmir'deki bankadan kredi çeker şırnak'a tayin olur, banka alacağını tahsil etmek için ankara'lara falan yazı yazardı. şimdi öyle mi? devlet daireleri, bankalar, hatta gsm şirketleri herkesin herşeyini görebiliyor. herhangi bir ödememe durumunda elektronik haciz devreye giriyor.
günümüzde velinin parayı alıp üstüne yatması gibi bir şansı yok. bakanlık tıpkı bakım aylığındaki gibi bir denetim sistemi kurar ve sahtekarlık yapanların eğitim hakkı kısıtlanırsa tokatçılığın da önüne geçilmiş olunur. yani bunun üstünden var olan sistemi savunmayın başka şeyler söyleyin...

Bu konu başlığının amacı aileye ödeme değil sayın garip.


Bunu tartışmak için bir konu başlığı açabilirsiniz.

Belki yakında şuna ödensin veya buna ödensin diyeceğiniz para dahi ortada olmayabilir.

sn tartanç, bizim meb'ten çıkalım ve ödeme veliye yapılsın talebimizi " suni gündem" diye nitelendirmişsiniz konu başlığında, sonra ne olduysa konu buraya evrilmiş. burada yazılanları bizden başka kimse okumuyor, ciddiye almıyor, hatta cimere yazıyoruz, il müdürüne, bakanlık müfettişine, daire başkanlarına anlatıyoruz kimse sallamıyor. biz türke türk propangası yapıyor gibiyiz. o nedenle boşverin kimin ne yazdığını, bir şey olmayacağını bile bile takılıyoruz işte...
ama üst gelir grubuna ödemenin yapılmayacağını hatta eğitim ödeneğinin de aileye yapılacağı olasılığını göz ardı etmeyin...

Bir kaç eczane usulsüz çalıştı diye eczacılar biz ilacı hastaya verelim sonra devlet ona ödesin sonrada bize getirip versin diye konusuluyomudur çok merak ediyorum

konu sahtekarlık boyutunu aştı sn kiral, biz bu ücretlerle bu işi yapamıyoruz, batıyoruz, bu boyunduruktan kurtulmak istiyoruz; istanbul, izmir'deki kurumlarla beytüşşebap'taki kurumun ücreti aynı olmamalı diyoruz...