garip yazan:
ben ödemenin seans sayısı baz alınarak yapıldığını biliyordum. eğer sizin dediğiniz gibiyse, bunun değişmesi için mücadele edilmeli...
Şimdi bu ifadeyi biraz açmak gerekiyor.
Bütçe talimatı aynen aşağıdaki gibi:
"
...özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engelli bireylere verilen destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı; katma değer vergisi hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 1.164 TL, grup eğitimi için aylık 326 TL olarak belirlenmiştir.
b) Belirlenen tutarlar, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten, bu tutarları aşan kısmı ise ilgililer tarafından karşılanır."
Anlaşılacağı üzere, Maliye'yi nasıl eğitim verileceği, kaç seans verileceği vs gibi konular ilgilendirmiyor. Gayet açık: "ben bütçeden kişi başına şu kadarını karşılarım" diyor.
Bir sonraki ifadede ise, "bunu aşan bir ücret varsa bunu kişinin kendi karşılar" diyor.
Aslında bu mevzuat 8-10 sene öncesinde kendi ücretlerimizi belirleme ve gerekirse fark ücreti talep etme imkanı sağlıyordu. Hukuken yine sağlıyor. Ancak "bazı kurumların ve velilerin baskısıyla" MEB yönetmeliğe bu parayla 8 seans eğitim verilmesi şartını getirdi.
Ben o tarihte bunu kurumlar arasında rekabeti ve hizmet niteliğindeki çeşitlenmeyi engelliyor diye iptali için Rekabet Kurumuna şikayet ettim. Ne yazık ki benden başka kimse dert etmedi. Rekabet Kurumu ise Kamu Kurumuyla ilgili karar veremeyeceğini, bunun idari dava konusu olduğunu söyledi. Yine ne yazık ki hiç kimse bu konuyu yargıya götürmeyi talep etmedi. Çünkü o zaman ödenen rakamlar fena değildi ve kimse tarafından bir sorun olarak görünmüyordu.
Marifet güncel durumlara göre aksiyon almak değil, ileride ortaya çıkabilecek sorunları öngörmektir. Şu ana kadar sektörün yürüttüğü tüm mücadeleler "parasal" kaynaklıdır. YAni ödenen paranın kısıtlanmasıyla ilgili konular dikkat çekmektedir. Üzülerek belirtmeliyim ki sektörün büyük kısmının yaptığı işin nasıl olması gerektiğiyle ilgili ciddi bir bakış açısı bile mevcut değil.
Bu mentalitenin bizi nereye taşıdığı, nereye getirdiği de çok açık. Fabrika bandı gibi 8 seans Ram tarafından üstünkörü yapılandırılmış ders için çocukları kamera önünden geçirip sertifikalı öğretmenlerle derse sokan ve her yıl ücret artışını mucizevi bir çözüm olarak hevesle bekleyen bir sektör. MEB'i suçluyoruz ama işin böyle olmasını biz talep ettik. Kolay olanı istedik şimdi zorluğunu yaşıyoruz.
Mücadele etmek lazım demişsiniz. İnsan inandığı değerler için mücadele eder. Sizce bu sektörün yüzde kaçı bu sistemin yanlış olduğuna inanıyor. Sorun olarak gördüğümüz şeyler bile belli... Kota, servis vs. Yaptığımız işin ana unsuru, yani eğitim bunun neresinde?