sn kilikya, senin şahsında bir kurum yöneticisi olarak, bu sektörü bu hale getiren tüm kuruculara, patronlara, yöneticilere son sözümü söyleyeyim:
benim başta maaşların düşük gösterilmesi ve gelmeyen çocuğa fatura kesilmesi olmak üzere feveran etmemin nedeni, bu tür haksız kazanç ve yolsuzluklarla BİR ÇOK KURUM (yani hepsi değil) meb'in verdiği aylık 500-600 TL gibi komik ücretlere kurumları döndürdüler. naptılar? çalışanın maaşını düşük gösterdiler, vergiden ve sgk priminden kazandılar, naptılar gelmeyen çocuklara fatura kesildi oradan haksız kazanç elde ettiler, naptılar özel gelen çocuklara fatura kesmeden ders verdiler, naptılar çalışanların kıdem tazminatlarını ödememek için 1001 türlü yola başvurdular. işte bu illegal kazançlarla kamyonu son viraja kadar getirdiler, bu tür yolsuzluklara başvurmayan bizim kurum gibi kurumlar ise yıllardır kredilerle, faizlerle, yapılandırmalarla, ekonomik anlamda bedeller ödediler ve ödemeye devam ediyorlar. yani onların sahtekarlıklarının bedelini yalnızca onlar ödese bu devletle, çalışanla, o kurumların sorunu derdim, bana ne derdim. bu durumu telefonda ve yüzyüze görüşmelerde birçok kurum sahibine ve meb yetkilisine de anlattım, yetmedi izmir il sgk müdürüne kadar çıktım. sonuç 0 (sıfır). sgk il md. çalışan bizzat şikayetçi olmadığı sürece bizim yapabileceğimiz bir şey yok, zaten ülkede istihdamın yüzde 90'ı asgari ücretli görünüyor, biz kayıt dışının peşindeyiz dedi. yani alan memnun satan memnun.
şimdi deniz tükendi, bağırmaya başladınız. bizim gibi baştan itibaren çalışan ücretlerini tam gösterip yalnızca devam eden öğrenciye fatura kesseydiniz, herşeyiniz yasal olsaydı, baştan beri bağırırdınız, isyan ederdiniz, MEB 'de bu ücretlerle bu işin yapılmayacağını görüp anlayıp ona göre yıllık ücret zammı yapardı. 2005'ten sonra sektördeki nicel artış ve kirlilik ve beraberinde yıllık yüzde 7-8'lere razı ve icmale odaklı anlayış, yolun sonunu getirdi.
çok fazla kendinizi yıpratmayın, 2019-2020 döneminden itibaren rehabilitasyon sistemi kademeli olarak sona erecek, gücü yeten şimdiden okul arazisi, binası bakmaya başlasın, ama 15 yıldır yapılan hatalara başvurmadan...
son sözüm de ücretli öğretmenlik alternatifi üzerine sürekli yazanlara olacak: şairin dediği gibi, derya içinde deryadan bihaber balık gibisiniz, ücretli öğretmenlik mevsimlik işçiliktir, bir dönem ben de yaptım, öğretmenler odasındaki yeriniz hizmetliden sonra gelir, idarecilerin gözünde birilerinden torpilli vasıfsız ve de kpss'yi kazanamamış niteliksiz, bilgisiz kişiler gibisinizdir. mevsimlik işçi gibi dedim yani 12 ay x 2000 TL ücret almazsınız, tatilleri çıktığınızda 8 ay falan ancak kalır, haziran ayı geldiğinde eylül ayı için ilçe milli eğitim ve başka kapılarda nöbet tutmaya başlarsınız. bence bu forumlarda zaman kaybedip, haklı olduğunuz konuda haksız çıkacağınıza, eşşeğini dövemeyen semerini döver durumuna düşeceğinize, gidin örgütlenin, hak arayın, binlerce atanamayan öğretmen gibi insanca yaşam ve iş hakkı üzerine mücadele verin, 21. yüzyıl klavye delikanlılarına özenmeyin...
çok uzattım kalın sağlıcakla...