telkin yazan:
Ayrıca bilgisini aldığım gerçek bir örnek vereceğim.
Sayın telkin,
Verdiğiniz örneğin yanlış olduğunu iddia etmeyeceğim. Muhakkak doğruluk payı vardır.
Ancak, il/ilçe/isim vermeden bu tür suçlamalarda bulunmak sadece o kurumu değil, doğuda çalışan tüm kurumları töhmet altında bırakır. Eğer böyle çalışan bir kurum varsa "söylenti" olarak değil, adres göstererek konuşmak lazım.
Her sepette çürük elma vardır. Bakanlık müfettiş raporlarından bahsetmişsiniz. Doğrudur. Bakanlık müfettişleri 2007'den sonra akıl almaz miktarda yolsuzluk tespitinde bulundurlar ve basında çarşaf çarşaf kesilen cezaların miktarları yayınlandı. Daha sonra kurumların açtığı itiraz davalarıyla bu cezaların %90'ı mahkeme kararlarıyla iptal edildi. Ama kimse bundan bahsetmedi.
Şimdi verdiğiniz örneğe gelecek olursak; 180 kayıtlı öğrenciniz var. Bir kurumun ama maliyet kalemleri kira ve personel giderleridir. 180 öğrenciye ders verecek kapasitede bir mekanınız olması lazım. Daha önemlisi kiralık diploma bile olsa bu kadar öğrenciye yetecek eğitimciniz olması lazım. Diğer gider kalemleri bunların yanında ıvır zıvır kalır. Peki bu kurumun 100 öğrencisinin devam etmemesinden sizce ne karı olabilir?
Söz konusu 100 öğrenci gelse de, gelmese de kuruma maliyeti bellidir.
Diğer taraftan, söz konusu kurum, eğer isterse damar tanımaya rağmen bu işi yine kolayca sürdürebilir. Şöyle ki, kahvede pişpirik oynayıp diploma kiralayan öğretmenler her gün gelip elini okutur gider... Öğrenciler de servislerle toplanıp getirilir, elleri okutulur, bir salonda önlerine televizyon konur, 1 bakıcıyla bırakılır. Ailenin de canına minnet... çocuğu oyalayacak bir yer var.
Peki eğitim?
Gördüğünüz gibi, damar tanıma ödemelerin takibini kamu açısından güvence altına alıyormuş gibi görünebilir.... ama ödenen paranın olması gerektiği gibi kullanıldığını göstermez.
Siz bir veli olarak çocuğunuzu özel okula kaydettirseniz, ödediğiniz paranın karşılığında derslerinin eksiksiz yapılması kaygısı mı duyarsınız, yoksa verilen eğitimin kaliteli olup olmadığına mı bakarsınız? Kendinize okul seçerken "vay canına, şu okulda öğrencilerin derse devamlılığı %100" gibi kriterleri mi dikkate alırsınız, yoksa bu okuldan mezun olanlar mühendis, doktor, mimar oluyor" kısmına mı bakarsınız?
İşte benim sürekli anlatmaya çalıştığım temel yanlışlık bu! Sistemi ödemeler veya eğitimin niceliği üstüne değil, eğitimin niteliği üstüne kurmanız lazım.
***************
Bunlar bir yana; damar tanımaya yapılan itirazların en önemli yanı bunun maliyetli, uygulaması zor ve eğitimi olumsuz etkileyen nitelikte olmasıdır. Ben hiç kimsenin "çocukların devam takibi yapılmasın" dediğini duymadım henüz! Hiç kimse böyle bir gerekçe ileri sürmüyor dikkat ederseniz.
E, o zaman neden itiraz etmeyelim ki?
Evet, yönetmelikteki yanlışlar düzeltilsin. Damar tanıma olsa da, olmasa da zaten yönetmelikteki uygulamalardan şikayetçiyiz. Ama siz "2 kötünün iyisine razı olun" gibi bir şey söylüyorsunuz bize. Ne yapalım? Bakanlıkla pazarlık mı yapalım?